Haberler

Çin'in G20 başkanlığı dünyaya ne getirecek?

Güncelleme:

Çin'in Hangzhou kentinde eylül ayında düzenlenecek G20 Zirvesi dünyaya neler getirecek Xinhua'dan Wu Xia'nın yazısı:

Çin'in Hangzhou kentinde eylül ayında düzenlenecek G20 Zirvesi, daha önceki örneklerine benzemiyor; zira ev sahipliği, dünyadaki en büyük gelişmekte olan ülke tarafından yapılacak. Fakat, akıllarda bir soru var: Çin, dünyanın 20 büyük ekonomisini silkeleyerek, cansızlıklarını atmalarını sağlayabilecek mi?

Çin, bu yılki en büyük diplomatik etkinliği olarak, G20 Zirvesi başkanlığından umutlu. İki günlük zirveye iki aydan az süre kalmışken, şimdiden masada birçok konu var: Örneğin, Beijing öncülüğündeki G20'nin bir krize yanıt mekanizmasından uzun vadeli bir idari platforma yükseltilmesi çalışması.

Uzmanlar, Çin'in ekonomik etkisi ve uluslararası işleri yönetmedeki artan becerisinin, meselelerin forumda sonuca bağlanmasında avantaj sağlayacağı kanısında. Bilhassa da başlıca sanayileşmiş ekonomileri ve yeni kalkınan piyasaları sendeleyen küresel büyümenin temel nedenleriyle mücadele etme konusunda...

Uzun vadeli idare mekanizması

G20 mekanizması, uluslararası ekonomik işbirliği için başlıca platformlardan olarak, küresel finans krizine karşılık olarak, dünyanın en üst gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin parasal ve mali politikalarının ayarlanmasına odaklanıyordu.

Ancak, 2008 finansal krizinin ardından geçen sekiz yıldaki yavaş iyileşmeye bakılınca, küresel ekonomiye dair daha temel noktalarda kolektif eyleme geçmenin aciliyeti G20 üyeleri tarafından da hissediliyor.

Zirvenin en önemli noktalarından biri de inovasyona dayalı büyüme için G20 planının hazırlanması olacak, ki bu yeni sanayi devriminin ve dijital ekonominin inşası için somut eylem planını da kapsayacak.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, mayıs ayındaki bir açıklamasında, "Bu, küresel büyümenin uzun vadeli itici gücüne odaklanılacak ilk G20 zirvesi" ifadesini kullanmıştı.

Fudan Üniversitesi'nden Profesör Zhu Jiejin, "Parasal ve mali politikalar, ancak konjonktür karşıtı araçlar olarak hizmet verebilir ve kısa vadede oynaklığı giderebilir" diyor ve ekliyor: "Aynen, bir ilaç gibi. Hastalığı tedavi edebilir, fakat ekonominin sağlığını güçlendiremez."

Prof. Zhu, inovasyon üzerindeki konsensüsün Çin'in başkanlığında zor kazanılmış bir başarı olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle de sert piyasa oynaklığının yaşandığı yılın ilk çeyreğinde...

Prof. Zhu, "Bazı ülkeler kısa vadeli canlandırma paketleri çağrısı yaparken, uzun vadeli bir gündeme odaklı kalmak, Çin için kolay değil" ifadesini kullanıyor.

Çin'in inovasyon vurgusu önemli

İsviçre Maliye Bakanı Ueli Maurer de Çin'in inovasyon ve diğer yapısal reformların teşvik edilmesine vurgusunun altını çiziyor ve bunun verimliliğin artırılması ve büyümenin kalitesinin ve sürdürülebilirliğinin teminat altına alınması için önemli olduğunu belirtiyor.

Bakan Maurer, "Bu açıdan, 'İnovasyona Dayalı Büyüme G20 Planı, bilgiye ve yeni ve daha temiz teknolojilere dayanan yeni bir büyüme yaklaşımı ortaya koyan çok istekli bir takvim" diyor.

Takvimde dikkat çeken bir başka gündem maddesi de BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi'nin uygulanmasına dair adımların ana hatlarıyla belirlenmesi olacak. Küresel makro politika çerçevesi altında kalkınma konusuna ilk kez öncelik verilmiş olacak.

Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nden araştırmacı Huang Wei de "Gelişmiş ülkeler, her geçen gün birbirine daha çok bağlanan dünyada tek başına başarılı olamaz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, küresel büyümedeki düşüşü tersine çevirmek için kaynaklarını bir merkezde toplamalılar" diyor.

Huang, ayrıca büyümenin yanı sıra, sosyal ve çevresel boyutları da içeren BM kalkınma hedeflerinin uygulanmasının sistematik yapısına da işaret ederek, "Küresel ekonomideki temel problemleri sadece bütünsel bir yaklaşımla çözebiliriz" ifadesini kullanıyor. Huang, "G20, önceden sadece belirli problemlere odaklanıyordu" diyor.

Ticaret bakanları toplantısı mekanizması kritik bir adım

Çin Çağdaş Uluslarararası İlişkiler Enstitüsü'nden araştırmacı Chen Fengying'e göre G20, 2009'daki Pittsburgh Zirvesi'nde ana siyasi hedefini, güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme olarak büyüttü.

"Ortada görünür bir kriz yokken, verimli bir zirveye evsahipliği yapmak kolay değil" diyor Chen ve ekliyor: "Ancak Çin, gelecek için yeni bir istikamet çizerek G20'ye emsalsiz bir katkı yaptı."

Buna ek olarak, hantal ticaret durumu ile zayıf yatırımın görüldüğü koşullarda, Çin'in başkanlığı altındaki G20, büyümeyi güçlendirmek için yeni ve daha kapsamlı bir yol açtı. Bu yol ise, uluslararası ticaret ve yatırımı güçlendirmek için başlatılan ticaret bakanları toplantısı mekanizması.

Chen, Hangzhou Zirvesi'nden itibaren G20'yi ilerletecek iki lokomotifin olduğunu söylüyor: Mevcut maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısı ve yeni ticaret bakanları toplantısı mekanizması.

Chen'e göre, mekanizma bu yılki zirvenin en büyük yeniliklerinden olacak, zira küresel ekonomideki uzun vadeli yapısal problemlerin çoğu ticaret ve yatırımla ilişkili.

Çin'in rolü artacak

Bu yıl düzenlenecek G20 Zirvesi'nde Çin, uluslararası işlerde daha öne çıkan bir rol oynayacak.

Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü toplantıları gibi bölgesel toplantıların başkanlığını yapmaktan farklı olarak, Çin'in ilk defa bir uluslararası ekonomik zirveye evsahipliği yapacağını söyleyen Chen, zirvenin Çin'e küresel ekonomi içindeki gücünü göstermesi için de güzel bir fırsat verdiğini kaydediyor.

Chen, bir büyük ülke olarak Çin'in diğer ülkelerle anlaştıktan sonra somut hedefler ortaya koyduğunu vurguluyor.

En büyük gelişmekte olan ülke konumundaki Çin'in küresel ekonomide denge sağlanmasındaki sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Zhu da "G20'nin doğuşu, G7 efsanesini yıkıyor ve farklı gelişme yolları keşfetmeyi sağlıyor" diyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından verilen bilgilere göre, yeni kalkınan ve gelişmekte olan ekonomiler dünya nüfusunun yüzde 85'ini oluşturuyor. Küresel GSYH'nin yüzde 80'ine tekabül eden bu ülkelerin, 2008 finans krizinden bu yana küresel büyümeye katkıları yüzde 80'in üzerinde. Çin ise son 5 yılda küresel büyümeye yüzde 35'lik katkıda bulundu.

Çin'in küresel ekonominin idaresindeki rolünün arttığı da geniş kabul gören bir fikir.

Londra merkezli Chatham House'nin mart ayında yayımladığı bir raporda da Çin'in şu an küresel ekonominin idaresinde etkisini ortaya koyacak bir pozisyonda olduğu, diğer ülkelerin Çin'in ekonomik dönüşüme dair deneyimlerinden istifade etmeye hazır olduğu belirtildi.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Ekonomi Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title