Haberler

CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, meşru bir hükümete karşı darbe gerçekleştirildiğini savunarak, "Bu anayasal suçtur.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, meşru bir hükümete karşı darbe gerçekleştirildiğini savunarak, "Bu anayasal suçtur. 12 Eylül darbecileri, 28 Şubat darbecileri nasıl yargılandıysa bu darbeciler de gün gelecek hesabını verecektir." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmasına, Beşiktaş'ın şampiyonluğunu, Fenerbahçe'nin Berlin'deki başarısını, Süger Lig'e çıkan Karabük ve Adanaspor'u kutlayarak başladı.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in değerlendirmesinin İzmir ve Türkiye için yüz akı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, 2010'dan 2016'ya kadar İzmir Büyükşehir Belediyesinin kredi notunun 17 basamak yükseldiğini söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediyesinin kredi notunun ABD, Almanya, İsviçre'nin kredi notuyla eşit olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin kredi notu, İzmir Büyükşehir Belediyesinin 10 basamak altında. Çünkü CHP'li belediyeler halka inanıyor, halka güveniyor, halka hesap veriyor, kul hakkı yemiyor ve mücadele ediyorlar. Bu, CHP iktidarında Türkiye'nin nereye taşınacağını da çok iyi gösteriyor. Belediyenin kredi notunu bu noktaya getiren Belediye Başkanı, 400 küsur yıl hapisle yargılanıyor." diye konuştu.

-"Fransız tarımına katkı"

Kılıçdaroğlu,14 Mayıs'ın Dünya Çiftçiler Günü olduğunu anımsatarak, zarar edildiği gerekçesiyle Trakya büyüklüğündeki iki alanın ekilemediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, sadece çiftçinin değil, ülkedeki büyük bir kesimin memnun olmadığını, herkesin huzursuzluk içinde olduğunu savunarak, "Eğer huzurlu, sevginin egemen olduğu bir dünya istiyorsan adresin çok açık; altı ok, CHP." dedi.

Çiftçinin, dertleriyle uğraşırken Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in, Fransa'da tarım ekonomisine katkılardan dolayı şövalye liyakat nişanı aldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Türk tarımına değil, Fransız tarımına yaptığı katkılardan dolayı... Senin alın terini sömürttü, liyakat madalyası aldı. Ben o madalyayı senin göğsüne takacağım çiftçi kardeşim." ifadesini kullandı.

-"Bunları yapan kim?"

Kılıçdaroğlu, 81 il başkanı ile geçen hafta sonu Van'da bir araya geldiğini anımsatarak, Van'daki vatandaşların kendisiyle paylaştığı sorunları aktardı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Van Gölü'nün korunmasına yönelik bir kanun teklifi hazırlayacaklarını bildirdi.

Terörün Van'da birinci sorun olmaya devam ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, terörün sadece kendilerinin değil Türkiye'nin gündeminde olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, terör kimden, nereden gelirse, amacı ne olursa olsun hep beraber teröre karşı ortak tavır sergilemeleri gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terör insanlık suçudur. Teröre karşı açık, net tavır takınmalıyız. Bunu söyledik. 'Teröre karşı ortak tavır takınırsak daha başarılı sonuçlar alırız' dedik. Şunu söylemekten de kendimi alıkoyamadım: 2002'de iktidara geldiler, ülkede terör yoktu. 2002'de terörsüz Türkiye devraldılar, bugün kan gövdeyi götürüyor. Binlerce kişi bulundukları yerden gitmiş, şehirler silah deposu haline dönüşmüş, masum çocuklar, kadınlar, aileler yerlerinden edildi. Bu hale Türkiye'yi kim getirdi? Van'daki taksi şoförü mü Hakkari'deki bakkal arkadaşımız mı Diyarbakır'daki taksi şoförü Şehmuz mu getirdi? Bu hale getiren kaçak sarayda oturan diktatör bozuntusudur.

7 Haziran'dan bu yana 500'ü aşkın şehit verdik. 500 eve ateş düştü. Sorumlusu kim? Ben biliyorum ama Vanlı, Hakkarili, Edirneli, Muğlalı, Çankırılı, Çorumlu kardeşime de sesleniyorum; kendi vicdanına soracaksın bu işin sorumlusu kimdir diye. Sormazsan Türkiye'de demokrasi kaybeder. Mehmet Ali Şahin'e, 23 Kasım 2014'te Güneydoğu'da terör örgütünün vergi topladığına dair bir soru soruluyor. Şahin, 'Buna benzer duyumlar, duyumların ötesinde bilgi ve tespitler bizler tarafından da yapıldı, hükümetimiz, devletin yetkili organları tarafından da yapıldı.' diyor. Terör örgütü vergi toplarken, bu ülkenin hükümeti, bakanı sen değil miydin, başbakanı kaçak sarayda oturan adam değil miydi? Bu hükümet ve kaçak sarayda oturan zat terör örgütüne yardım ve yataklık yapmışlardır. Terör örgütünün sponsoru, hamisi, yardım ve yataklık yapanı bunlardır. Gelen her şehidin, her ölen çocuğun sorumlusu bunlardır. Terörle bizi baş başa bıraktılar. Analar ağlamasın diyorlardı, ağlamadık ana bırakmadılar. Çocuğu şehit olmayan anne bile haberleri izleyemediğini, çocuklara üzüldüğünü söylüyor. Bunları yapan kim? 14 yıldır bu ülkenin başına bela olan o diktatör bozuntusu."

-"Bizim iş adamlarımız duyarlı mı?"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin terördeki namının dünyayı sardığını, bütün dünyanın Türkiye'yi kaygıyla izlediğini öne sürdü.

Türkiye'nin adının sadece terörle değil, yolsuzlukla da ünlendiğini savunan Kılıçdaroğlu, uluslararası belgelere Türkiye'nin yolsuzluğunun geçtiğini iddia etti.

ABD'nin belirli yerlere insani yardım yapan Uluslararası Kalkınma Kurulu USAID'nin, Suriye'ye de insani yardım yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, bu kuruluşun 6 Mayıs 2016'da bir açıklama yaptığını anımsattı.

Kılıçdaroğlu, kuruluşun, "Şu ana kadar Türkiye ile ilgili yürütülen soruşturmada, Suriye'ye insani yardım gönderilmesi için yapılan alım satım sözleşmelerinde ticari işletmeler, yardım kuruluşu çalışanları ve diğer kişilerin oluşturduğu bir ihale yolsuzluğu, rüşvet ve çıkar ağı kurulduğu belirlenmiştir." ve "Türkiye üzerinden yaptığımız yardımları durdurduk yolsuzluk yaptıkları için. Amerikan vergi mükellefinin parasının yolsuzluk ve suistimal konusu olması karşısında politikamız sıfır toleranstır." diye iki açıklama yaptığını söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Peki bizim iş adamlarımız bu konuda duyarlı mı? Yolsuzluklar yapılıyor, seslerini çıkarıyorlar mı? Ödedikleri vergilerin hesabını vermiyorlar, seslerini çıkarıyorlar mı? Çıkaramıyorlar seslerini. Senini çıkaramazsan sen demokrasiden yana kuruluş değilsin, sen demokrasiyi savunmuyorsun demektir." değerlendirmesinde bulundu.

-"Savcılara sesleniyorum"

Türkiye'de hükümetin bulunmadığını, usulen başbakan, bakanların olduğunu savunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Dünyanın sorununu yaşıyoruz ama hükümet yok. Niye yok? Çünkü hükümete karşı saray darbesi yapılıyor. Meşru bir hükümete karşı darbe gerçekleşmiştir. Bu bir anayasal suçtur. İkide bir bizim hakkımızda fezleke düzenleyen savcılara seslenmek istiyorum: Siz Cumhuriyetin savcıları değil misiniz, siz Anayasanın güvencesi değil misiniz? Siz neden birilerinin taşeronluğunu yapıyorsunuz? Saray darbesi gerçekleşti, neden konuyu soruşturmuyorsunuz? Soruşturamazlar. Savcı dediğin adam yürekli adamdır, cumhuriyeti korur, birilerinin uşaklığını yapmaz, darbe olunca soruşturmayı açar.

Darbeye karşı Davutoğlu, 'Görev süremizin 4 yıl sürmemesi benim tercihim değil, bir zaruretin sonucudur' diyor. Sayın Davutoğlu, o zaruret nedir? 23 milyon 600 bin kişinin oyunu aldın, niye milli iradeye sahip çıkmadın? 'Bana oy veren vatandaş var, hakkını gözardı edemem' niye demedin? Diyemedin. 64. Hükümete karşı bir saray darbesi gerçekleşmiştir. Tarih bunu böyle yazacaktır. Hiçkimse meraklanmasın 12 Eylül darbecileri, 28 Şubat darbecileri nasıl yargılandıysa bu darbeciler de gün gelecek hesabını verecektir."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Politika

Kemal Kılıçdaroğlu 28 Şubat Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

title