Haberler

CHP'li Oran: Orta Gelir Tuzağı ve Otoriterleşen Erdoğan, Faiz Tartışmasıyla Çatlağı Daha da Büyüttü

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Erdoğan'ın Merkez Bankası'na "faizi indir" baskısının ardında, 11.5 yıldır şişirdikleri inşaat-konut balonun patlama noktasına gelişi yattığını belirtti.

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Erdoğan'ın Merkez Bankası'na "faizi indir" baskısının ardında, 11.5 yıldır şişirdikleri inşaat-konut balonun patlama noktasına gelişi yattığını belirtti.

CHP Milletvekili Umut Oran, Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası'na "faizi indir" baskısı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in bu konuda Merkez Bankası'na verdiği destekle ekonomi yönetimindeki çatlak kamuoyunun gündemine geldiğini ve piyasaların bundan etkilendiğini vurguladı. Oran, ancak bunun 12 yıla yaklaşan AK Parti iktidarında aşırı dış kaynağa bağımlı hale getirilen, sıcak para ile döndürülen, inşaat sektörüne yapılan dopingle canlı tutulan, aynı zamanda iktidar üyelerinin rant ve yağma iştahına kurban edilip eşi görülmemiş yolsuzluklara sahne olan ekonominin yönetimi konusunda AK Parti içinde yaşanan ilk çatlak olmadığını vurguladı.

-"İLK BÜYÜK ÇATLAK ŞENER'LE YAŞANDI"-

AK Parti içinde ilk büyük çatlak, partiyi kuran çekirdek kadroda yer alan Abdüllatif Şener ile yaşandığını belirten Umut Oran, AK parti'nin dört kurucusundan biri olan Şener'in, iktidarın daha ikinci yılından itibaren bakanı olduğu hükümetle ters düştüğünü, farklı bir ses olduğunu vurguladı. Oran, "Şener, Galataport ihalesi başta AKP'nin peşkeşe dayalı özelleştirme uygulamalarına karşı çıktığını vurgulayan Erdoğan ve AKP ile yolsuzluk konusunda ters düşen Şener, sonunda kurucusu olduğu partiyle yollarını ayırdı" dedi.

-"GAZ-FREN ÇATLAĞI"-

AK Parti'nin yanlış politikaları sonucu ekonominin tökezlediği 2012 yılında, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan arasında ekonominin direksiyonu için kavga yaşandığını dile getiren Oran, "Gelir dağılımı adaletsizliği sürerken, reel geliri yerinde sayan vatandaş borçlanmada da sınıra dayanınca tüketimde frene bastı. Tüketim yavaşlayınca ekonomi çakıldı, devlet vergi toplayamaz oldu, hedefler şaştı, zaten ağırlıkla, vatandaşın tükettiği mal ve hizmetler üzerindeki dolaylı vergilerden gelen gelirle finanse bütçede rekor açık ortaya çıktı. Küresel ekonomide hava sisliydi. Türkiye ekonomisinde kötüye gidiş artık gizlenemez hale geldi, hükümetin tüm hedefleri şaştı, ileriye yönelik belirsizlik arttı, güven kalmadı. Bu koşullarda vatandaşlar gibi, bir ay sonrasını dahi göremeyen sanayici de istese de gaza basamazdı" ifadelerini kullandı.

-"GAZ FREN KOLTUK KAVGASIYDI"-

Uyguladıkları yanlış ekonomi politikalarının ve önlem almadaki ihmallerinin Türkiye'yi getirdiği noktada Babacan, ekonomideki daralma sürecini "yumuşak iniş" adı altında, kendi tercihleri ve kontrollü bir süreç gibi göstermeyi tercih ettiğini belirten Oran, şunları kaydetti:

"Ekonomi bozulurken, ilgili bakanlar arasında gaz-fren tartışması başladı. Babacan, "Sisli yoldaki şoför "Yavaşlama, bas gaza' seslerini dinlemez' derken Çağlayan ise "Otomobilin şoförü önemli Eğer sürücü ileri teknik sürüş eğitimi almışsa sorun olmaz' diyerek "Türkiye gaza basması gerektiği yerde gaza basacak' şeklinde hamaset yaptı. "Gaz-fren' aslında bir yöntem tartışması değil, ekonominin direksiyonuna kimin oturacağı, yani koltuk kavgası idi."

-"SÖZDE ALTIN İHRACATI ÇATLAĞI"-

Gaz-fren tartışmalarından sonra İran'dan alınan doğal gaz karşılığında altın ile yapılan ödeme konusunda da bakanlar arasında çatlak ortaya çıktığını vurgulayan Oran, şu değerlendirmelerde bulundu:

"ABD ambargosunu arkadan dolaşma gayretiyle İran'dan alınan doğalgazın ödemesini ithal külçe altınla yapıp, bunun adını da ihracat koydular. Dönemin ihracattan sorumlu Ekonomi Bakanı, aylardır İran'a yapılan altın ihracatının diğer 20 bin üründen farklı bir ihracat olmadığını, bunun bir para transferi olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Babacan ise İran'a yapılan altın ihracatının aslında bizim İran'dan doğal gazı almak için ödediğimiz bir karşılık gibi olduğunu açıkladı ki doğrusu da buydu."

-CUMHURİYETİN 100. YILINDA İLK ONA GİRME ÇATLAĞI

Zaten ta 1970'li yıllarda ilk 20 ekonomi arasında yer alan Türkiye'yi kendilerinin ilk 20'ye soktuğuyla övünen Erdoğan, bir de Cumhuriyet'in 100. Yıl dönümü olan 2023'de ilk 10 ekonomi arasına sokma hedefi ortaya koydu ve hiçbir ciddi plan ve programı olmaksızın bu iddiasını tekrarlayarak halkı kandırıyor.

-"İLK 10 EKONOMİ ARASINA GİRME KONUSUNDA ÇATLAK YAŞANDI"-

2012 yılında Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye'nin ilk 10 ekonomi arasında sokulması konusunda da AKP yönetiminde bir çatlak yaşandığını belirten Oran, "Dönemin Ekonomi Bakanı, mevcut üretim ve ihracat yapısıyla Türkiye'nin ilk 10'a asla giremeyeceğini ifade etmişti. Yıllardır aynı ekonomi politikalarını uygulayan AKP'nin içinden birinin bunu fark etmesi olumlu bir gelişmeydi. Ancak "tek adam" mantığı nedeniyle bunun direkt Erdoğan'a söylenmesi imkânsızdı, diğerlerinde olduğu gibi bu konudaki görüş ayrılığı ve çatlak da basın üzerinden dile getirilebildi. 2023 hedefi kulağa hoş gelmekle birlikte ekonominin gerçek dinamikleriyle uyuşmuyor. Bunun için diğer ülkeler sıfır büyüme yaşarken, yılda ortalama yüzde 10 büyümemiz gerekiyor. IMF projeksiyonları 2014'te Türkiye'nin büyük ekonomi sıralamasında 2 basamak düşerek 19'unculuğa ineceğini gösteriyor. Erdoğan ise aklına geldikçe bu iddiasını "büyüklere masallar' kabilinden dillendirmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

-"ŞİMDİ DE FAİZ ÇATLAĞI"

Oran, Erdoğan'ın Almanya gezisi dönüşü yaptığı "Merkez Bankası'nın faiz politikalarını kesinlikle beğenmiyorum. Yüksek faizi ülkemdeki yatırımların önündeki en önemli bariyer olarak görüyorum. Yüksek faizi, yüksek enflasyonun sebebi olarak görüyorum" sözleri AKP'nin ekonomi yönetimi anlayışındaki derin çatlağı ve Erdoğan'ın ekonomiyi adeta bakkal dükkanı mantığıyla yönetmeye kalkıştığını ortaya çıkardığını ileri sürdü. Oran şunları kaydetti:

"Erdoğan'ın sözleri üzerine Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise "Kurumlarımızın kendi görev alanlarında tanımlanan şekilde asla taviz vermeden, ana ilkelerinden ana prensiplerinden vazgeçmeden uygulamalarına devam etmeleri gerekiyor. Bunlar yapıldığı sürece önümüz açık' sözleriyle Erdoğan'a, Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunda uyarı yaptı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de "Babacan'ın açıklaması ile aynı görüşte' olduğunu bildirerek Erdoğan'la ters düştü. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ise "Başbakanın isyanını haklı buluyorum' diyerek Erdoğan'a arka çıktı. AKP'nin vizyonsuz, plansız programsız ekonomi yönetimindeki derin çatlak daha net ortadadır."

-"SEÇMENLER HİPNOTİZE EDİLDİ"-

Oran, Başbakan'ın, "düşük faiz" talebinin ardında, inşaat sektöründe şişen balonun patlama noktasına gelmesi olduğunu savundu. Konut ağırlıklı inşaat sektörünün görülmemiş devlet imkanlarıyla desteklendiğini belirten Oran, AK Parti'li belediyelerin, başta İstanbul'da olmak üzere imar yetkisini alabildiğine kullanarak rant yarattığını ileri sürdü. Oran, "Dışarıdan sağlanan kaynaklar, müteahhitlere ve konut kredisi biçiminde tüketicilere pompalandı, konuta dayalı bir rant çarkı döndürüldü. Buna ek olarak kentsel altyapı, duble yol, AVM, hava meydanı, köprü gibi yatırımlarla seçmenler adeta hipnotize edildi" dedi.

-"ERDOĞAN'IN FAİZLERİ İNDİRİN DİYE BAĞIRMASININ ARDINDA, MÜTEAHHİTLERİN YAŞADIĞI SIKIŞIKLIK YATIYOR"-

Fed kararları ile sıcak para musluklarının kısılması ve 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonrasında siyasi riskin artması-güvenin azalmasının etkisiyle dövizde yaşanan sıçramanın bu saadet zincirini bozduğunu belirten Oran, son bir yılda yeni daire satışlarında belirgin bir düşüş olduğunu vurguladı. Oran, "Artan kura şok faiz artışı ile cevap verilmişti. Artan finansal maliyetler kredi fiyatlarına yansıdı, bu gelişmeler piyasada durgunluğa yol açtı. Şimdi Erdoğan'ın "faizleri indirin!' diye bağırmasının ardında, müteahhitlerin yaşadığı bu sıkışıklık yatıyor" ifadelerini kullandı.

-"ERDOĞAN TELAŞTA"-

Dünyada ucuz ve bol döviz döneminin bittiğini Erdoğan'ın da gördüğünü dile getiren Oran, bu durumun, özel sektörün kredi olanaklarının daralması, inşaat-konut sektörünün tıkanması anlamına geldiğini vurguladı. Erdoğan'ın bu yüzden düşük faiz için Merkez Bankası'na baskı yaptığını belirten Oran, şu açıklamalarda bulundu:

"Dış sermaye girişlerinin durma noktasına geldiği bir dönemde, Merkez Bankası'nın faizi indirmesi ise büyük risk. Banka'nın baskıya dayanamayıp yaptığı yarım puanlık indirim Erdoğan'ı tatmin etmiyor, daha da kızdırıyor. Yeni ekonomik koşullarda inşaatta işler iyi gitmiyor, daireler kolay satılmıyor, sektör tıkanma noktasına doğru gidiyor, AKP ekonomisinin lokomotifi tekliyor, konut balonu patlamak üzere. Müteahhitler daireleri satamaz, zarar eder, bankalara ve piyasaya borçlarını ödeyemezse, sıkıntı zincirleme biçimde tüm kesimlere ve dalga dalga ekonomiye yayılacaktır. Çünkü, ucuz ve bol döviz dönemi bitti, sıcak para gelmeyecek, otoriterleşen Erdoğan'a güven erozyonu var ve siyasi istikrar tartışılıyor, yabancı sermaye çekindiği için gelmeyecek, Türkiye en kırılgan ekonomilerin arasında anılıyor."

-"AKP EKONOMİDE AĞIR ENKAZ BIRAKIYOR"-

AK Parti'nin Türkiye ekonomisini, sıcak para ve borçlanma şeklinde dış kaynağa aşırı bağımlı hale getirdiğini ifade eden Oran, tek parti iktidarı olmasına rağmen AK Parti döneminde ortalama büyümenin yüzde 4.9'da kaldığını, sıcak paraya dayalı olarak kağıt üzerinde sağlanan bu büyümenin de istihdam yaratmadığını vurguladı. Umudunu yitirip iş aramayı bırakanlarla birlikte gerçek işsiz sayısının Mart 2014 itibariyle 5.4 milyona, işsizlik oranının da yüzde 18'e ulaştığını dile getiren Oran, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Halk sürekli borçla tüketmeye teşvik edildi; bankaların yurt dışından sağladığı kaynaklar tüketime ve inşaat başta belli sektörlere pompalandı. Tüketici kredisi ve kredi kartlarıyla henüz kazanılmamış gelirler üzerinden vatandaşa, bir sanal refah dönemi ve zenginleşme algısı yaşatıldı, bu da oya tahvil edildi. Bankacılık sektörünün adeta kaynak bombardımanına tuttuğu iç tüketim canlandıkça, ithalat, dış ticaret açığı ve buna bağlı olarak cari açık hızla büyüdü. AKP işbaşına geldiğinde 6.3 milyar TL olan tüketici kredisi ve bireysel kredi kartı şeklindeki toplam hane halkı borç yükü, 51.4 kat büyüyerek 331 milyara ulaştı. Tüketimle büyüme modeli, kaçınılmaz olarak Cumhuriyet tarihinin cari açık rekorunu kırdırdı ve tüm kesimleriyle ülkeyi ağır bir borç yükünün altına soktu. Sonuçta vatandaş bankalara; bankalar ve şirketler ise yurt dışı kreditörlere gırtlağına kadar borçlu hale geldi. Türkiye'nin toplam dış borcu AKP döneminde 3'e katlanarak 400 milyar dolara yaklaştı. Kamunun iç ve dış toplam borç stoku AKP iktidarı döneminde 257 milyar TL'den 624 milyar TL'ye yükseldi."

-"EKONOMİ TIKANDI"-

Ekonominin tıkandığını, sürdürülemez nitelikteki yönetim anlayışı ömrünü tamamladığını, artık duvara dayandığını ifade eden Oran şunları kaydetti:

"Ekonomideki açmaz büyüdükçe, vizyonsuzluk ve keyfilik daha net biçimde ortaya çıkmıştır. AKP'nin ekonomi yönetim anlayışı tıkanma noktasına gelirken, orkestradan farklı sesler yükselmeye başlamıştır. Orkestranın şefi olması gereken Erdoğan ise dünyanın 17. büyüğü olmasıyla övündüğü Türkiye ekonomisini adeta bakkal dükkanı mantığıyla idare etmeye çalışıyor, tamamen kafasına göre sopa sallıyor. Ekonomi yönetiminde ortaya çıkan çatlak, aslında yıllardır var olan buzdağının ucudur. Bu vahim tablo karşısında bazı bakanlar otokrat Erdoğan'a karşı artık yanlışları ifade etme noktasına gelebilmiştir. Dinamiklerini anlamadığı ekonomiyi keyfi biçimde emirle yönetmeye devam edeceğini sanan Erdoğan her alanda otoriterleşirken, ekonomi giderek kötüleşecek, ekonomi yönetimindeki çatlak daha da büyüyecektir. Yani ekonomide kötüleşme arttıkça çatlak da giderek derinleşecektir."

-"BUNUN FATURASINI TÜM HALK ÖDEYECEK"-

Oran, ekonomi yönetimindeki vizyonsuzluk ve keyfiliğin Türkiye'yi büyük yapısal sorunlarla karşı karşıya bırakacağı görüşünü savunan Oran, bunun faturasını tüm halkın ödeyeceğini dile getirdi. Türkiye ekonomisinin yeni bir liderliğe, yeni bir vizyona, henüz düşünülmemiş daha fazla katma değer yaratan yeni şeylerin üretiminin planlandığı yeni bir kalkınma hikayesine ihtiyacı var bulunduğunu belirten Oran, "Bunu da otoriterlikten demokrasiye geçerek ve orta gelir tuzağından kurtulmayı hedefleyerek ancak gerçekleştirebilirsiniz" dedi.

Kaynak: ANKA / Ekonomi

Recep Tayyip Erdoğan Merkez Bankası umut oran türkiye Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

ALES 1 ne zaman açıklanacak 2024? Bade İşcil kimdir? Bade İşcil kaç yaşında, nereli? Özgür Özel yabancı dil biliyor mu, Almana biliyor mu, hangi dilleri biliyor? Motorine indirim mi geldi? SON DAKİKA! Güncel motorin fiyatları! Dahiliye neye bakar, hangi hastalıklara bakar? 25 Nisan 2024 Konya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Konya'da elektrik ne zaman gelecek? 25 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 25 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 25 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 25 Nisan 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 25 Nisan Resmi Gazete yayımlandı! 32266 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi! 25 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 25 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! Süper Loto sonuçları açıklandı mı? 25 Nisan Süper Loto kazanan numaralar neler? Süper Loto sonuçlarına ne zaman, nereden bakılır? 25 Nisan Ankara elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Ankara'da elektrikler ne zaman gelecek? Ankara'da elektrik kesintisi! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 25 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 25 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title