CHP Genel Başkan Yardımcısı Cankurtaran'dan Aym Kararına Eleştiri

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Cinsel istismarda '15 yaş' kuralının iptali

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran'ın açıklamaları CHP Genel Başkan Yardımcısı Cankurtaran:

"(Cinsel istismarda '15 yaş' kuralının iptali) Tecavüzün tanımını genişletip, potansiyel mağdurlarımızı korumamız gerekirken, tam tersi bir durum yaratıyoruz, sanki olayı daha da normalleştiriyoruz. Asla kabul edilebilecek bir şey değil. Buradan çağrı yapıyoruz, tecavüzün tanımını değiştirelim, daha da genişletelim ve '18 yaşın altı çocuktur' deyip, mutlaka burada son noktayı koyalım"

" Suriye'de barış olsa, bu insanların bir çoğu ülkesine dönmeyi seçecektir. O nedenle öncelikle bu sorunu halletmek istiyorsak, Suriye'de savaşı değil, barışı desteklemeliyiz. Bu süre zarfında, mağduriyetleri giderecek şekilde sığınmacıların çalışma, barınma, eğitim haklarını güvenceye alan bir oturum izniyle bu sorun çözülebilir"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Anayasa Mahkemesinin, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) cinsel istismar suçunda 15 yaş kuralını iptal etmesine ilişkin, "Tecavüzün tanımını genişletip, potansiyel mağdurlarımızı korumamız gerekirken, tam tersi bir durum yaratıyoruz, sanki olayı daha da normalleştiriyoruz. Asla kabul edilebilecek bir şey değil. Buradan çağrı yapıyoruz, tecavüzün tanımını değiştirelim, daha da genişletelim ve '18 yaşın altı çocuktur' deyip mutlaka burada son noktayı koyalım." dedi.

Cankurtaran, Çukurambar'da bir otelde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Binali Yıldırım'ın, muhalefet liderlerine "Hukuktan, Türk adaletinden korkmayın" çağrısında bulunduğunu anımsatan Cankurtaran, "Madem bu kadar hukuka saygı duyuyorlardı, 17-25 Aralık soruşturmaları sırasında savcılara ifade vermemek için adeta fellik fellik neden kaçıştılar? O zamanlar soruşturmayı 'darbe' olarak nitelendirenler kendileri değil miydi?" ifadesini kullandı.

CHP olarak hiçbir şeyden korkmadıklarını vurgulayan Cankurtaran, hukukun, iktidar tarafından baskı altına alınmasına sonuna kadar karşı duracaklarını bildirdi.

Başbakan Yıldırım'ın, "Artık hastaneler o kadar şirin hale geldi ki vatandaşlar oğullarını, kızlarını evlendirmek için acil servislere gidiyorlar, oralara yuvalar kurmak için ziyaretler yapıyorlar." sözlerini de hatırlatan Cankurtaran, milletin zekasıyla alay edildiğini savundu.

Yasemin Öney Cankurtaran, "Binali Yıldırım bu potansiyeli ile yakında mizahçıların çok ihtiyaç duyduğu malzeme sıkıntısını giderecek gibi görünüyor. Yakında Binali Yıldırım fıkraları duymaya başlarsak, şaşırmayalım." dedi.

Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusuna da değinen Cankurtaran, vatandaşlık vaadinin Rusya'dan özür dilenmesinin ardından gelmesinin, dikkat çekici olduğunu kaydetti.

Cankurtaran, Rusya'nın ardından, Suriye'ye yönelik de ılımlı mesajlar verilmeye başlandığına işaret ederek, şunları söyledi:

"CHP olarak, Türkiye'nin Suriye politikasının değişmesi gerektiğini savunuyoruz. Ancak bazı kuşkuları da dile getirmeden edemeyeceğim. Halen Suriye'de on binlerce isyancı militan var. Bunların bir kısmının aileleri Türkiye'deki kamplarda. Suriye'deki militanların da Türkiye'ye sık sık giriş çıkış yaptığı biliniyor. AKP hükümeti, 2011'den beri Suriye'deki pek çok isyancı grupla bir şekilde temasa geçti. AKP'nin Suriye'deki politika değişikliği, yıllardan beri desteklediği Suriyeli kimi isyancı grupları boşa düşürebilir. Bunların AKP'yi savaş suçlusu durumuna düşürecek itiraflarda bulunmamaları için 'vatandaşlık' vaadinin bir havuç gibi bu kesimlere sunulduğunu düşünüyorum."

"Irkçı söylemleri hoş görmüyoruz"

Vatandaşlık önerisinin, Türk vatandaşlarında tepki, Suriyeli sığınmacılarda ise "Bir daha ülkemize dönemeyecek miyiz?" endişesi yarattığını öne süren Cankurtaran, sığınmacılara yönelik ırkçı söylemleri hoş görmediklerini açıkladı.

İktidara yakın kimi çevrelerin, Suriyelilere vatandaşlık önerisine destek toplamak için "Suriyelilerin, PKK'ya karşı kullanılacağı veya Doğu'daki bazı illere yerleştirilecekleri" iddialarını yaydığını aktaran Cankurtaran, bunun yanlış olduğunu, zaten savaş mağduru olan insanları PKK'nın hedefi haline getireceğini bildirdi.

Cankurtaran, Suriye'deki süreç görülmeden, sığınmacılara vatandaşlık verilmesinin hatalı olacağını savunarak, "Suriye'de barış olsa, bu insanların bir çoğu ülkesine dönmeyi seçecektir. O nedenle öncelikle bu sorunu halletmek istiyorsak, Suriye'de savaşı değil, barışı desteklemeliyiz. Bu süre zarfında, mağduriyetleri giderecek şekilde sığınmacıların çalışma, barınma, eğitim haklarını güvenceye alan bir oturum izni ile bu sorun çözülebilir." önerisinde bulundu.

Osmangazi Köprüsü'nün geçiş ücretiyle ilgili tartışmalara da değinen Cankurtaran, "Deli Dumrul adlı bir Türk masal kahramanı vardır. Deli Dumrul bir köprü yapmış, geçenden 30 akçe, geçmeyenden döve döve 40 akçe alıyormuş. AKP hükümeti de Deli Dumrul'u aratmıyor. Ulaştırma Bakanı'nın, 'geçseniz de geçmeseniz de para vereceksiniz.' açıklamasının Deli Dumrul'dan ne farkı var? AKP hükümetine teklifimiz, Osmangazi Köprüsü'nün adını 'Deli Dumrul Köprüsü' olarak değiştirmeleri." diye konuştu.

"Medeni Kanun'a göre çocuk yaşı 18'dir"

Cankurtaran, açıklamasının ardından bir gazetecinin, "Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu'nun, çocuğun cinsel yönden istismarını düzenleyen maddedeki '15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına ilişkin hükmü iptal etti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusunu da yanıtladı.

Medeni Kanun'a göre çocuk yaşının 18 olduğuna vurgu yapan Cankurtaran, "18 yaşına kadar çocuk çocuktur. Evlendirileceği zaman ailesinden rıza alma yaşı da 16 ki bize göre Çocuk Hakları Bildirgesi'ne göre bu da aykırı." ifadesini kullandı.

"Cinsel istismara uğradığında 6 yaşındaki çocuk daha çok etkilenir, 12 yaşındaki çocuk daha az etkilenir" gibi bir mantığın asla kabul edilemeyeceğine vurgu yapan Cankurtaran, "Evlenirsen cezan azalır" bakışının da yanlış olduğunu belirtti.

Cankurtaran, söz konusu durumun istismarı, tecavüzü, tacizi destekler nitelikte olduğunu ileri sürerek, "Biz, aksine tecavüzün tanımını genişletip, potansiyel mağdurlarımızı korumamız gerekirken, tam tersi bir durum yaratıyoruz, sanki olayı daha da normalleştiriyoruz. Asla kabul edilebilecek bir şey değil. Buradan çağrı yapıyoruz, tecavüzün tanımını değiştirelim, daha da genişletelim ve '18 yaşın altı çocuktur' deyip mutlaka burada son noktayı koyalım." dedi.

Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak çalışmaları hakkında bilgi veren Cankurtaran, genel merkez binasında birtakım değişiklikler yaparak, müzeyi ve kütüphaneyi yenilediklerini, e-posta, telefon ve mektuplara hemen dönüş yaptıklarını, şikayetleri takip ettiklerini, belediyeleri ve örgütleri tanıtmaya başladıklarını, e-posta yoluyla haftada bir gün CHP'nin ve Türkiye'nin gündemini vatandaşlara ulaştırmak için bir yazılım hazırladıklarını, "100 yıllık CHP" tarihi adlı bir kitap bastırdıklarını, broşürler ve kart postallar dağıttıklarını anlattı.

Kaynak: AA / Güncel