Haberler

Büyümede Birlik ve Beraberliğin Rolü"

TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, "Türkiye'de kabineter sistem var. Nedir bu kabineter sistem? Bakanlıkların ve bakanlık bürokrasilerinin kutsandığı, onların yasama ile yürütme üzerinde egemen olduğu sistem. Sen istediğin kadar yasama yap, istediğin kadar yürütmeye hakim olduğunu düşün.

TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, " Türkiye'de kabineter sistem var. Nedir bu kabineter sistem? Bakanlıkların ve bakanlık bürokrasilerinin kutsandığı, onların yasama ile yürütme üzerinde egemen olduğu sistem. Sen istediğin kadar yasama yap, istediğin kadar yürütmeye hakim olduğunu düşün. Bunlar bakanı öyle bir avuçlarının içine alıyorlar ki, 'sayın bakanım bunu yaparsak mahvoluruz, bunu yaparsak yanarız.' Bizim sistem hakikaten bakanlık bürokrasilerinin egemenliğinde olan bir sistem. Şimdi bizim bu bakanlık bürokrasilerini tam anlamıyla halka hesap veren yürütmenin güdümüne almamız lazım." dedi.

Vuslat Platformu tarafından Üsküdar'da bir restoranda etkinlik düzenlendi. Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Dünya Birincisi Selman Okumuş'un Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlikte, Uluslararası Vuslat Derneği'nin tanıtım filminin yanı sıra "Geleceğe cüret edin" başlıklı video izletildi.

Etkinlik kapsamında "Büyümede Birlik ve Liderliğin Rolü" konulu konferans veren TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi Erdoğan, ülkelerin büyümesinde doğal kaynaklar, maddi ve insani sermayenin yanı sıra teknolojinin de önemli olduğunu dile getirerek, kaynakların verimli şekilde kullanılmasının büyümeyi hızlandıracağını söyledi.

Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid'in sadece büyük yatırımlar ve hamleler yaptı diye "Kızıl Sultan" olarak anılmadığını ve tahttan indirilmediğini kaydeden Erdoğan, "Değerlerimizle de bizi bağlamak istedi. 'Ya sen Medine'ye demir yolu götürüyorsun, ne işin var senin Medine'yle' dediler ve bu demir yolunu söktürdüler. İnsanlığa faydalı olan bir şeyi nasıl sökersiniz. Dünyaya medeniyet vaat edenler bunlar, gelişmiş olanlar, güya modern olanlar bunlar. Bunların insan hakları ve demokrasi dedikleri tamamen yalan. Dolayısıyla bizim değerlerimizle buluşmayıncaya kadar bize çok bulaşmayacaklardı aslında. Türkiye'ye de böyle bir kader çizdiler ama şunu da gördüler. 'Can çıkmadıkça huy çıkmaz' derler ya, bunu da gördüler bizim millette. Sen bunların üzerinden 150 sene silindir gibi geçiyorsun, yine içlerinden cengaverler çıkıyor, sana karşı dik durabilenler çıkıyor. 'Dünya beşten büyüktür' diyebilenler çıkıyor." diye konuştu.

Bürokratik vesayetin Türkiye'nin önündeki en büyük engellerden birisi olduğuna vurgu yapan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ülkemizin önündeki en önemli engellerden bir tanesi bürokratik vesayet. Bunun asıl temel kaynaklarından bir tanesi 657 sistemi. Nedir bu 657? Özünde birazcık daha ter dökmenin size hiçbir getirisinin olmadığı bir sistem. Bu düzen değişmediği sürece ne insanlarda sosyal adalet duygusunu güçlendirebiliriz, ne devletin bürokrasisini, memuriyetini performans verecek, çalışacak hale getirebilirsiniz. Siyasette istediğiniz kadar iyi yasalar yapın, istediğiniz kadar önemli reformlar yapın; siz bir sosyal yardım çıkarırsınız, dul aylığı mesela. Kaymakam var çıkıp bütün dulları bulmaya çalışır, kaymakam var 'inşallah kimsenin haberi olmaz' diye dua eder. ya da 'bize yukarıdan bununla ilgili bir talimat gelirse bunu çözeriz', bu düzenlerin değişmesi lazım. Dolayısıyla bizim ne yapıp yapıp memuriyette liyakatle yükselinen, profesyonel insan kaynakları anlayışının olduğu döneme geçmek lazım."

"Türkiye'de 'kabineter sistem' var"

Türkiye'de bakanlıkların ve bakanlık bürokrasilerinin yasama ve yürütme üzerinde egemen olduğu bir sistemin mevcut olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye'de 'kabineter sistem' var. Nedir bu kabineter sistem? Bakanlıkların ve bakanlık bürokrasilerinin kutsandığı, onların yasama ile yürütme üzerinde egemen olduğu sistem. Sen istediğin kadar yasama yap, istediğin kadar yürütmeye hakim olduğunu düşün. Bunlar bakanı öyle bir avuçlarının içine alıyorlar ki, 'sayın bakanım bunu yaparsak mahvoluruz, bunu yaparsak yanarız.' Bizim sistem hakikaten bakanlık bürokrasilerinin egemenliğinde olan bir sistem. Şimdi bizim bu bakanlık bürokrasilerini tam anlamıyla halka hesap veren yürütmenin güdümüne almamız lazım. Bu sistemde bugüne kadar kavga etmeyen başbakan ile cumhurbaşkanı yok. Bu sistemde koalisyon hükümetlerinin üremesi normal. Şimdi Tayyip Erdoğan döneminde iyi lider, güçlü lider gördük diye bu sistemin tek parti iktidarı üreteceğini sanmaya başlayanlar oldu. Özellikle gençlerde bunu görüyorum. Bu sistem tek parti iktidarı üretmiyor. 7 Haziran'da bunu yaşadık mı? Yüzde 41 oy ile bile tek parti iktidarı üretmeyen bir sistemimiz var."

"Dünya bilinmeyen sulara ilerliyor"

Türkiye'nin güçlenmesi çok önemli olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Sadece ümmetin birliğini sağlamak için değil. Çünkü dünya şu anda bilinmeyen sulara ilerliyor. Dünya karışıyor, Avrupa karışıyor, Rusya, Çin, Amerika karışıyor. Güney Çin Denizinde bugün yarın çatışma çıkar mı diye hesaplar yapılıyor. Şimdi dünya karmaşık bir döneme giderken bizim yeniden koalisyonlar dönemine dönmek, yeniden kendimizi böyle riske atmak gibi bir lüksümüz yok. Tayyip Erdoğan döneminde iyiyiz ama Tayyip Erdoğan'dan sonra ne olacak bunu iyi düşünmemiz lazım. Tayyip Erdoğan'dan sonra kim gelecek değil, her sene darbe mi olacak, koalisyon mu olacak bunu düşünmemiz lazım. Kim gelirse gelsin ülkeyi yönetebilsin. İyi kötü ülkede istikrar sağlayabilsin. Milletin ferasetine de biraz güvenmemiz gerekiyor. 'Türkiye'de darbeciler anayasa yapınca 'tamam' hepimiz içimize sindiriyoruz, yutkunuyoruz. 'Milletin oyuyla gelmiş olan, iyi kötü gayret eden adama ve meclisine anayasa yaptırmayacağız.' Demokratik olgunluk diyoruz ama bazen takıldığımız bir şeyi çok fazla büyütüp onu bozduracak şekle getiriyoruz." ifadelerini kullandı.

"Gavur gavura ne yapacak?"

Ülkenin potansiyelini verimli kullanması ve dünyaya satılabilecek ürün ve hizmetler üretmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Bir şekilde dünyanın bizden alması gerekecek bir şeyler üretmek zorundayız. Zaten bize negatif ayrımcılık her yerde uygulanıyor. Gavur gavura ne yapacak? Gavurun gavur olduğunu unutmamalıyız. Daha önce, 100 yıl önce işgal etmeye çalışan, bölmeye çalışan adamlardan medet ummamalıyız. Böyle saflık olmaz. Mesela ben Japonya'nın, Güney Kore'nin bizim için önemli olduğunu düşünüyorum. Teknolojisi olan, bu bölgelere mal satmaya çalışan ülkeler. Bize kastetmemiş, bizi bölüp parçalamak istememiş, bizi işgal etmemiş ülkeler. Az ya da çok, bizim için potansiyel olduğunu düşünüyorum. Bizim bununla ilgili Avrupa'ya alternatif güçler kendimiz için oluşturmamız gerekli. Bunları oluşturmamız da katma değerli bir şeyler üretmemize bağlı. Bu da rekabeti teşvik edecek, bir şekilde başarılı olan, bir şeyler bulan insanların faydalanabileceği kanalların kapılarının açılması gerekiyor. İnşallah şu bürokratik vesayeti kırabilirsek, liyakatle iş yapılabilir hale gelebilirsek o zaman doğru sistematiğin yerleşme ihtimalinin doğacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmanın ardından, Uluslararası Vuslat Derneği Başkanı Hamza Çelebi, Erdoğan'a hat yazılı tabak ve derneğin kitaplarını hediye etti.

Programda, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Ünay, Vuslat Platformu Avrupa Temsilcisi İsa Al ile Gençlik Kolları Üyesi Cüneyt Bahadır da selamlama konuşması yaptı.

Kaynak: AA / Güncel

Bilal Erdoğan Üsküdar Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title