Haberler

Bugün Dünya Yetimler Günü!

Güncelleme:

UNICEF rakamlarına göre dünya üzerinde 200 milyon yetim çocuk bulunuyor. Bu rakamlara Çin, Myanmar, K. Kore, Afganistan, Bosna, Irak gibi 52 ülke dâhil değil.

Bu şekilde bakıldığında yaşadığımız dünyada 400 milyona yakın çocuğun yetim/öksüz ve terk edilmiş olduğu tahmin edilmektedir. 7 milyarı aşkın dünya nüfusunun 2,2 milyarının çocuklar tarafından oluşturulduğunu düşündüğümüzde neredeyse bir açıkhava yetimhanesi yaşamaktayız!

Her gün 10.000'e yakın çocuk yetim kalmakta ve bu senede 3 milyonun üzerinde çocuğa tekabül etmektedir. Yetim çocukların yarısından fazlası sokaklarda herhangi bir aile ve kurum koruması olmaksızın yaşamaktadır. Sadece Irak'ta 5 milyon yetim çocuk bulunurken, Suriye'de beşinci yılına giren savaş sonucunda 300 bin insan katledilmiş ve en az 600 bin çocuk yetim kalmıştır. Dünyanın "savaş oyununa" çocuklar da savaş ağaları tarafından itilmişler ve 300.000'den fazla çocuk daha oyun yaşlarında silahaltına alınmıştır.

Her yıl 4 milyon kişi insan kaçakçılarının ağına düşerken, bunun 2,5 milyonunu çocuklar oluşturmaktadır. 32 milyar dolarlık insan kaçakçılığının büyük bir kısmı maalesef kadın ve çocuklar üzerinden yürümektedir. Kaçırılan çocukların 1 milyonu (günlük 3000 çocuk) fuhşa zorlanmakta, internet üzerinden de yürütülen ahlaksızlıklarla istismara uğramaktadırlar.

Tüm dünyayı saran misyoner örgütler de çoğunlukla çocuklar üzerinden faaliyetlerini yürütmektedirler. 2010 yılında Haiti'de gerçekleşen depremden sonra yaşları 2 ay ila 12 yıl arasında değişen 33 çocuğun misyonerler tarafından kaçırılırken Dominik Cumhuriyeti sınırında durdurulmuş olması dünya basınına yansıyan örneklerden sadece biridir.

Çocuk istismarında misyoner yapılarla birlikte, organ, fuhuş mafyaları, dilenci şebekeleri de bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'nün belirttiğine göre her yıl yasa dışı olarak 7.000 böbrek nakli gerçekleşmektedir. 1987 ve 2007 yılları arasında 1 milyon çocuk, organ nakli için kaçırılmıştır. Asya, Afrika, Doğu Avrupa, eski Sovyetler Birliği ülkeleri ve Latin Amerika'dan alınan organlar genellikle gelişmiş ülkelerdeki hastalara yasa dışı olarak nakledilmektedir.

Nüfusu 1,2 milyarı aşan ve bu nüfusun yaklaşık %30'u yoksulluk sınırının altında yaşayan Hindistan'da 300.000 çocuk dilencilik yapmaktadır.


2014 yılında savunma sektörü ve silahlanmaya 14 trilyon dolar harcayan dünya ülkeleri öldürme gayretlerini yaşatabilme üzerine kurgulayabilseler bu miktarın sadece %1'i ile dünyanın yetim, öksüz ve terk edilmiş çocuklarının barınma, eğitim ya da sağlık alanındaki sorunlarının tamamını çözebilmiş olurduk. Dünya üzerindeki 60 milyona yakın mültecinin yarısını oluşturan çocuklar gurbet ellerde, okyanus ortalarında değil evlerinde okullarında olabilirdi!

Bu Yıl İkincisini İdrak Ettiğimiz Dünya Yetimler Günü'nün Özel Bir Başlığı Bulunuyor: Yetimhanelerin İhyası/İyileştirilmesi

İHH İnsani Yardım Vakfı, 20 yılı aşkın bir süredir yetim ve kimsesiz çocuklara yönelik gerçekleştirdiği dönemsel ve kalıcı yardım çalışmalar esnasında bu çocuklar arasındaki en dezavantajlı ve en mahrum durumdaki grubun yetimhanelerde kalan çocuklar olduğunu gözlemledi. Bu gerçeklikten hareketle İHH; 2015 yılı Dünya Yetimler Günü´nde İslam dünyasındaki yetimhanelerin durumunu gündeme taşımak, yetimhane şartlarını, buralardaki çocukların maddi ve manevi durumlarını, karşılaştıkları problemleri kamuoyunun bilgisine sunarak son derece kötü koşullar altında ayakta kalma mücadelesi veren yetimhanelerin iyileştirilmesine ve yetimhane anlayışının acil olarak ıslahına dair zorunluluğu ortaya koyan bir çalışma hazırladı.


Yetim ve kimsesiz çocuklar için hayati önemi olan yetimhanelerin ise Müslüman coğrafyadaki durumu genel olarak son derece kötüdür. Kuruluş amacı her ne kadar yetim ve kimsesiz çocukları güvenli bir ortamda hayata hazırlamak olan yetimhaneler ne yazık ki çoğu ülkede çocukların hem manen hem madden tükenip kaybolduğu yerler haline gelmiştir.

İslam dünyasındaki yetim ve kimsesiz çocukların genel durumuna dair ulaşılabilen sayısal veriler, yetimhanelere neden ihtiyaç duyulduğu, yetimhane kültürünün ülkelere göre şekilleniş süreci, İslam toplumlarındaki yetimhane uygulamaları ve İHH İnsani Yardım Vakfı'nın ülkelerdeki gözlemleri, çalışmayı şekillendirmiştir.

Bölgelerinde faaliyet gösteren Müslüman yardım kuruluşlarının insani ve sosyal araştırmalarının yetersiz olması, konunun gereği gibi ele alınmasını güçleştirmiştir. Öte yandan çatı bir kurum olan UNICEF'in raporlarının ise belirli bölgelere yoğunlaşmış olduğu, Müslümanların ağırlıkta bulunduğu bölgelerle ilgili kayda değer bilgiler sunmadığı gözlemlenmiştir.

Mazlumların sahibi bir dinin mensupları olarak bütün Müslümanlara, Müslüman sivil toplum kuruluşlarına ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) ümmetin geleceği olan çocukların barındığı yetimhanelerle ilgili iyileştirmeler yapma konusunda büyük sorumluluk düşmektedir. Dini, mezhebi, dili, ırkı ne olursa olsun bütün mazlumlar Müslümanların adaletine mazhardır. Adaleti tesisle emrolunmuş biz Müslümanlar -Peygamberimize (sav) Rabb'imizin tesellisi olan "O seni yetim bulup barındırmadı mı?" (Duha suresi 6) ayetinin bir tecellisi olarak- ulaşabildiğimiz bütün coğrafyalarda yetim, öksüz ve terk edilmiş çocuklara destek olmak, problemlerine çözüm bulmak bizlerin yegâne yükümlülüğüdür.

Bu çerçevede en yakınımızdan başlayarak dünyanın öteki ucundaki bir yetime el uzatma zorunluluğumuzun varlığı göz önünde bulundurularak yetimlere sahip çıkılmış bir dünya için, çalışmalarımız yerel ve uluslararası ölçekte aralıksız devam edecek.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Çin Halk Cumhuriyeti Myanmar Kore Irak Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title