TÜM KATEGORİLER
Bilgisayar Çağı Çocuklarının Beyinleri Farklı Gelişiyor
Günümüzde sürekli gelişen ve değişen teknoloji, hem kendini hem de kullanıcılarını özellikle de çocukları etkileyip şekillendiriyor.
Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Servet Bayram, bilişim çağında doğan, teknolojik cihazların arasında büyüyen çocukların beynlerinin sağ-sol lobları ve zekalarının bunlarla şekillendiğini belirterek 21. yüzyıl çocuklarının eğitimlerinin de farklı olması gerektiğini söyledi.
Akıllı oyuncaklar, üç boyutlu yazıcılar, YouTube ve bulut teknolojisi denilen sanal ağ üzerinde tutulan her türlü görsel ayrıntı çocukların ilgisini çekiyor. Dolayısıyla çocukların zihinleri de farklı gelişiyor.
Uzmanlar, yeni çağın nesillerini yetiştirirken çocuğun doğasına, ruhsal yaşamına uygun, doğru ve sağlıklı bir eğitim verilmesinde bilişim-bilgisayar öğretmenlerine büyük görev düştüğüne işaret ediyor.
Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Servet Bayram, bilişim ve teknoloji ile doğrudan bağlantılı yeni mesleklerin değerinin her geçen gün arttığına işaret ederek dijital çağın, günümüz ve geleceğimize ait değerleri şekillendirip değiştirdiğine dikkat çekti.
BİLGİSAYAR BAĞIMLILIĞININ İLACI BİLGİSAYAR EĞİTİMİ
Günümüzde çocukların, eğlenme, oyun, ders çalışma gibi aktivitelerini bilgisayar ve tabletlerle gerçekleştirdiğini ve bu cihazları sınırsız kullanmayı istediklerini ifade eden Servet Bayram, bu durumda bağımlılık seviyesinde bir takım sorunların ortaya çıktığını, dikkat-algı, odaklanma, ders çalışma arzusu ve motivasyonla ilgili olumsuzluklara yol açtığını anımsattı. Prof. Dr. Bayram, "Bu cihazların uzman kontrolünde doğru ve etkin bir şekilde nasıl kullanılması gerektiğinin öğretilmesi önemli bir eğitim sorunu olarak karşımızda durmaktadır" diye konuştu.
Anaokulu döneminde başlayan robotik, kodlama, Maker ve STEM çalışmalarının çocukların zihinsel gelişimi açısından önemli olduğunu vurgulayan Servet Bayram, şöyle devam etti.
"Çocukların soyut düşünebilme, problem çözebilme, nesneler ve olaylar arasında ilişki kurabilme, bir problem çözerken farklı araçlardan yararlanabilme, hesap yapabilme, strateji geliştirebilme gibi birçok özelliği zeka olarak tanımlanmaktadır. Öğrenciler, robotik ve STEM çalışmalarında farklı sensörlerle motorları bir araya getirip kodlama bilgisi ile programlayarak kendilerine özgün materyaller üretebilmekte, hayal gücü ve yaratıcılığı kullanarak üretim odaklı çalışma alışkanlığı kazanabilmektedir. Duygusal-ruhsal dengeyi kurma, kültürel-sosyal uyumu sağlama gibi hedef kazanımlara ulaşmak için de bu çalışmalar çok önemlidir. Bu kazanımlara ulaşmada kullanılan eğitsel yöntemlerin, problem çözme ve proje yönetme becerilerinin uzman kontrolünde sosyal-dijital medya platformlarında doğru-sağlıklı bir şekilde ele alınıp işlenmesi gerekmektedir. Aynı zamanda teknolojiyi yanlış kullanma, bağımlılık ve dikkat ile ilgili problemleri de doğru bir eğitimle önleyebiliriz."
ÖZGÜVENLERİ YÜKSELİYOR
Çocukların doğasına, ruhsal yaşamına uygun, doğru ve sağlıklı bir eğitim verilmesinde eğitim fakültelerinden mezun olmuş Bilişim-Bilgisayar öğretmenlerine önemli görev düştüğüne işaret eden Servet Bayram, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nitekim alan uzmanı ile birlikte robotik ve kodlama becerisi kazanmış çocuklar, günlük yaşamdaki sorunları incelemek ve çözüm bulmak konusunda kendilerine daha fazla güven duymaktadır. Deneysel Çocuk Psikolojisi Dergisi'nde, 2017 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, sol beyni geliştiren robotik uygulamaların aynı zamanda sağ beyinde bulunan duygu merkezini de harekete geçirdiğini göstermektedir. Örneğin STEM uygulamalarına ilgi göstermeyen kız çocuklarının, robot kodlama etkinlikleri sonrasında teknolojiyi becerebileceklerine olan inançlarının arttığı gözlenmiştir. Bu uygulamalarla çocukların IQ (sol beyin) ve EQ (sağ beyin) gelişimlerini artırma, benlik değerlerini güçlendirerek de onlara önemli olduklarını kavratma sağlanabilir."
