Haberler

Bilecik'te "Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği Taraması" Eğitimi

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde "Hiperaktivite ve dikkat eksikliği taraması"

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde "Hiperaktivite ve dikkat eksikliği taraması" eğitimi verildi.

Şeyh Edebali Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Herken ve Uzman. Dr. Ahmet Büber tarafından, Milli Eğitim Müdürlüğü Rehberlik öğretmenlerine eğitim verildi.

Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Azmi Özcan, burada yaptığı konuşmada, 36 bin  öğrencinin hiperaktivite ve dikkat eksikliği açısından taranması, onlarla ilgili gerekenlerin tamamlanması amacıyla projeyi başlattıklarını söyledi.

Ortaöğretim aşamasında olan öğrencilerde hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin tespit edilmesi halinde hastalıktan kurtarma ümitlerinin daha fazla olacağını belirten Özcan, "Bir sempatik ekip oluşturduk. Ümit ediyorum hayırlı neticeler olur. Beklentimiz bunun ülkemize örnek olmasıdır. Sadece bu alanda değil başka alanlarda da taramaların yapılıp bir haritamızın çıkarılması, her neyle karşılaşılırsa karşılaşılsın önce bir teşhis lazım. Bu teşhis içinde bir birikim lazım" dedi.

Herken de hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin bir hastalık olmadığını, hastalığın tıbbi karşılığının, 'Tedavi edilmezse ölür' olduğunu anlatarak, rahatsızlıkta ölmenin olmadığını, sürünmek ve süründürmenin olduğunu belirtti.

Çocuklukta hiperaktivitenin bariz görüldüğünü ve ergenlik ile beraber azaldığını ancak dikkat eksikliğinin düzelmediğini anlatan Herken, şunları kaydetti.

"Bir kardeşte varsa diğerinde de olması çok yüksek ihtimaldir. Çünkü aynı anne ve babadan olmuşlar. Yetişkinlikte de devam ediyor. Aniden karar verme ve aniden iş yapma olayı ergenlikte biraz artıyor sonradan inişe geçiyor. Hiperaktivite düşüşe geçiyor ama dikkatsizlik asla düşüşe geçmiyor. O zaman çocukluktaki zararı daha büyüktür. Çocukken şımarıklıktan travmaya vuruyor. Aile artık bıkıyor ve ihmal ediyor. Çocukların cinsel kimliklerini çok ön plana çıkıyor. Kız çocuklarında büyümüş küçülmüş edalar, 10-15 yaşındaki kızların 25 yaşında gibi süslenmeleri biraz daha geliştiyse dikkat çekiyor. Bir oranda da acizlik yani zararlı ile kötü niyetliliği ayıramıyor. Bu aslında biyolojik bir rahatsızlıktır. Bu birçok hastalıkla eş zamanda olabiliyor. Aslında insan beyni her biri ile ilişkili ve kompleks bir sistem."

Konuşmaların ardından psikolojik danışmanlık ve rehber öğretmenlerine slayt ortamında eğitim verildi. - Bilecik

Kaynak: AA / Yerel

Milli Eğitim Müdürlüğü Pamukkale Üniversitesi Azmi Özcan Bilecik Yerel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title