Haberler

Bıçaklı Saldırıya Uğrayan Polisin Cinayeti "Meşru Müdafaa" Kapsamına Almadı

Mahkeme, bar kavgasına karıştığı sırada aldığı yumruk darbesi ile yere düşen, bıçakla üzerine yürüyen kişiyi dizinden vurarak öldüren polis memurunun cinayetini "Meşru müdafaa" kapsamına almadı.

Mahkeme, polise "Olayda polislik vazifesini gerektiren hiçbir durumun söz konusu olmadığı" gerekçesi ile "Basit tahrik altında kasten yaralama sonucu adam öldürme" suçundan 8 yıl 5 ay 7 gün hapis cezası verdi. Yargılama sırasında 4 yıl cezaevinde yattıktan sonra 2 yıl önce tahliye olan polis memuru C. K., kararın kesinleştiği 10 Şubat 2014 tarihinden bu yana firari.

Irak uyruklu Tahseen Karem Sadeo, Muhsin Thah Sadk ve kardeşi Kerim Thah Sadk, 20 Aralık 2008 sabahı, saat 04.00 sıralarında Harbiye'de bulunan Alem isimli bardan çıkarken 20 liralık otopark ücretine itiraz eti.

BAR KAVGASI POLİS KURŞUNUYLA SON BULDU

Münakaşa kısa sürede kavgaya dönüştü. Barın güvenlik görevlilerinin de dahil olması ile kavga büyüdü. Polis memuru C. K., kendi ifadesine göre kavga edenlerden birinin, karşı gruptan birini bıçaklaması üzerine kavgaya dahil oldu. Bıçak, silah ve demir çubukların kullanıldığı kavga sonucunda Muhsin Thah Sadk, C. K.'nın beylik silahından çıkan kurşunun dizine isabet etmesi sonucu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. C. K., ayrıca Tahseen Karem Sadeo'yu dizinden ve göğsünden vurdu. Sadeo, göğsünün sol tarafına isabet eden kurşundan, göğüs cebinde bulunan cep telefonu sayesinde kurtuldu.

Olaydan sonra gözaltına alınan C. K., Tahseen Karem Sadeo, barın güvenlik müdürü İhsan Ceylan ve Kerim Thah Sadk tutuklanarak cezaevine gönderildiler. Polis memuru C. K., dışındaki sanıklar, 2009 yılında yapılan yargılama aşamasında tahliye edildiler.

Beylik silahı ile bir kişiyi öldüren ve bir kişiyi de yaralayan polis memuru C. K., bacağı kırık olduğu için olay tarihinde izinli olduğunu söyledi.

'GÖĞSÜME BIÇAK SAPLAMAK İSTEDİĞİ İÇİN AYAĞINDAN YARALADIM, ÖLDÜRME KASTIM YOKTU'

Olay gecesi saat 02.00'da yürüyüş için evden çıktığını, olayı şöyle anlattı:

"1994'te polis oldum. Şişli'de 10 yıl polislik yaptım, sonra Uşak'a tayinim çıktı. Olaydan önce babamın işyerine giren hırsızla boğuştuğum için ayağım kırılmıştı. Olay tarihinde ağrım nüksettiği için yeniden tedaviye başlamıştım. O gece 02.00'da yürüyüş yapmak için evden çıktım. Halaskargazi Caddesi üzerinde yürüdüm, sonra Harbiye'deki Seven Eleven'de oturdum. Çay içmeye başladım. Tartışma sesleri duydum. Bara girmek isteyen 4 kişi barcılarla tartışıyordu. Alkollüydüler. Kavga çıktı, bıçak çekildi. Elinde bıçak bulunan şahıs, bir kişiyi bıçaklayınca olayın büyümemesi için kartımı çıkardım ve 'polisim' diyerek müdahale ettim. İriyarı olan şahıs bana bıçakla saldırdı. Ayağım sakat olduğu için bıçaktan kaçarken dengemi kaybettim ve yere düştüm. Kendimi korumak amacıyla belimden çıkardığım beylik tabancamla havaya bir el ateş açtım. Ancak hala göğsüme bıçak saplamak istediği için tekrar ateşleyerek ayağından yaraladım. Aynı gruptan esmer bir şahıs, 2 metrelik demiri göğsüme saplamakta iken tekrar ateş ettim ve yaraladım. Kesinlikle öldürme kastım yoktu."

POLİS OLDUĞUNU SÖYLEYEN ŞAHIS  ATEŞ ETTİ

Kavga sırasında bar çalışanı Gökhan Karabulut'u bıçakla yaralamak suçundan bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilerek sınırdışı edilen Tahseen Karem Sadeo, yargılama aşamasındaki ifadelerinde, kavga sırasında birisinin kimliğini göstererek, "Durun polis, kavga etmeyin" diye bağırdığını söyledi. Tahseen Karem Sadeo, polis olduğunu söyleyen şahsın daha sonra ateş ettiğini ve arkadaşı Muhsin Thah Sadk'ın yere düşüğünü belirtti.

'POLİS BIÇAKLI ŞAHISLARIN AYAĞINA ATEŞ ETMEYE BAŞLADI

Tahseen Karem Sadeo'nun bıçakla yaraladığı Gökhan Karabulut,  ifadesinde şunları söyledi:

"Kavga sırasında yolda geçen biri cüzdanını çıkardı, 'polis, durun, tartışmayın' dedi, iri yarı şahıs, polis olduğunu söyleyen şahsa yumruk attı, polis yere düştü. Hepsi bir olup bıçaklarını çekerek polisin üzerine yürüdü. Polis memuru da, 'durun' diyerek silahını çekti bir el havaya ateş etti. Bu sırada şahıslardan biri bıçakla polise arkadan yanaştı, onu durdurmak istedim, ancak beni sol boşluğumdan bıçakladı. Polis de bizi ve kendisini korumak için bıçaklı şahısların ayağına ateş etmeye başladı."

'POLİS OLDUĞUNU SÖLEYEN ŞAHIS BARDA YEMEK YİYORDU'

Barın güvenlik görevlisi İhsan Ceylan ise kendisini polis memuru olarak tanıtan şahsın olaydan önce barda yemek yediğini öne sürerek, "Ölen şahıs elinde bıçakla bize saldırdı, Tahseen'in elinde de demir vardı. Tahseen tam demiri saplayacaktı ki, kendisini polis memuru olarak tanıtan şahıs, bu şahsı ayağından vurdu. Kerim ve vefat eden kardeşi Muhsin polis memurunu yere yıktılar" dedi.

Yargılamayı yapan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 30 Mart 2010 tarihli karar duruşmasında, polis memuru C. K.'nın, kavgada tavrını bar görevlilerinden yana kullandığını savundu. C. K.'nın çıkan kavgada aldığı darbe ile yere düştüğü belirtilen gerekçeli kararda, "Çıkan kavga sırasında kendisine vurulması ile yere düştü. Yerden bir el ateş etmek suretiyle maktulün ölümüne sebebiyet verdi. Yine maktulün kardeşi Tahseen Kerem'i yaraladı, böylece sanığın atılı suçları işledi. Bir kere ateş edip daha fazla ateş etmedi. Öldürme kastı ile değil, yaralama kastı ile ateş etti" denildi.

Mahkemenin polis C. K.'nın meşru müdafaa sonucu adam öldürdüğü yönündeki iddiasını şu gerekçe ile kabul etmedi:

'POLİSLİK VAZİFESİNİ GEREKTİRECEK HİÇBİR DURUM YOK'

"Her ne kadar polis memuru olduğu için her yerde görevli olduğunu beyan etse de, Polis Vazife ve Selahiyeti Kanunu'nun kendisine bu görevi verdiğini iddia ederek yapılan saldırı sonucu tahrik altında atılı suçu işlediğini, meşru müdafaa sınırları içinde olduğunu belirtmiş ise de; olayda polislik vazifesini gerektiren hiçbir durumun söz konusu olmadığı halde ve yine görevli bulunmadığı, gecenin 04'ünde görevli olmadığı, sadece bar sahibini ve barda çalışanları tanıdığı, bu nedenle olay yerinde bulunduğu anlaşılmış olduğundan sanık hakkında meşru müdafaa şartlarının oluşmadığına karar verilmesi gerekmiş."

13 YIL 9 AY CEZA ALDI

C. K.'nın meşru müdafaa talebini kabul etmeyen mahkeme, C. K.'yı, "Kasten yaralama sonucu adama öldürme" suçundan 12 yıl 6 ay, silahla yaralama suçundan da 1 yıl 3 ay olmak üzere toplamda 13 yıl 9 hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme, Tahseen Karem Sadeo'yu da Gökhan Karabulut'u bıçakla yaralamaktan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırırken, İhsan Ceylan, Gökhan Karabulut, Mehmet Kember, Engin Yılbey'in beraatine, yargılama aşamasında firari olan Muhammet sağlık ve Serkan Sayan'ın dosyalarını ta tefrik etti.

YARGITAY 'BASİT TAHRİK İNDİRİMİ' İSTEDİ VE KARARI POLİSİN LEHİNE BOZDU

Ceza alan sanıklar dosyayı Yargıtay'a taşıdı. İtirazları 10 Ekim 2011 tarihinde değerlendiren Yargıtay 1. Ceza Dairesi, her iki sanığın aldığı cezalara, "Basit tahrik indirimi" uygulanmasını istedi. Yargıtay'ın bozma ilamından sonra 9 Mayıs 2012 tarihinde dosyayı yeniden ele alan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkeme'si, C. K.'nın cezasını toplamda 8 yıl 5 ay 7 güne indirerek, yargılama sırasında 4 yıl cezaevinde yattığı süreyi gözönüne alarak tahliye etti. Mahkeme, Tahseen Karem sadeo'nun cezasını da 11 ay 7 güne indirdi ve bu cezayı 5 yıl süre ile erteledi.

POLİS MEMURU C. K. 10 AYDIR FİRARİ

C. K., karar düzeltme talebinde bulundu. Yargıtay, bu talebi de 10 Şubat 2014'reddetti. Hakkındaki mahkumiyet kararı aynı gün kesinleşen C. K., hakkında yakalama kararı çıkarıldı. 10 Şubat 2014 tarihinden bu yana firari olan C. K.'nın Avukatı Elena Uzman, 9 Eylül 2014 tarihinde İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak 'yeniden yargılama' talebinde bulundu. Mahkeme, iki yeni tanık bulduğu gerekçesi ile yeniden yargılama talebinde bulunan Avukat Uzman'ın bu talebini reddetti. - İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Gökhan Karabulut Yargıtay İstanbul Harbiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title