Haberler

Beşir Atalay, Gündeme İlişkin Açıklama Yaptı

Güncelleme:

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, terörle mücadeleyle ilgili, "Bütün bu gelişmelerde istihbarat birimlerimiz ve devletin kurumları kiminle gerekiyorsa görüşür" dedi.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, terörle mücadeleyle ilgili olarak, "Bütün bu gelişmelerde istihbarat birimlerimiz ve devletin kurumları kiminle gerekiyorsa görüşür. Yani bizim bu konuda almayacağımız bir risk yok, her riski alırız. Ama hedefimiz silahın bırakılmasıdır. Yani o görüşmeler terör örgütüne silah bıraktırma amacıyla yapılabilir" dedi.

TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın hazırlayıp sunduğu "Ankara'nın Gündemi" programının bu haftaki konuğu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay oldu. Atalay, İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ve Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir'in de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları cevapladı. Pazar günü gerçekleştirilen AK Parti 4. Olağan Büyük Kongresi'ni değerlendiren Atalay, "AK Parti artık itimatla Türkiye'yi aşan siyasi partiler kıyaslamasında dünya partisi olmuştur. Organizasyonuyla, teşkilatıyla, çalışmasıyla, disipliniyle doğrusu büyük bir örnek. Bunlara yakışır büyük bir kongre yaptık. Genelde rekabet varsa, adaylar varsa, kongre gündeme geliyor; ama bizim kongremizin esas ön hazırlığı geleceği bakış, gelecek vizyonudur. Büyük bir katılım vardı. Uluslararası katılımın yüksekliği de dikkat çekiciydi" dedi.

AK Parti'ye katılan Numan Kurtulmuş'un 'Firavunlaşmayacağız' açıklamaları ile Süleyman Soylu'nun buna benzer konuşmalarının hatırlatılması üzerine Atalay, "Biz büyük bir partiyiz. Bu kongreye giderken tekrar AK Parti'nin merkez olarak, Türkiye'nin ana gövdesi olarak bir rakibin olmadığı görüntüsü verildi. Bu iyi bir şey. Bunlar daha önce müstakil siyasi partililerdi. Hepsi aynı tabanı oynuyorlardı, hepsinin de birbirleriyle sert ifadeleri olmuş olabilir. Böyle konularda büyük bakan kazanır. Gerek bu bakışta gerek çevremizle ilgili veya yurt meselesi gibi konularda hep hükümetimiz ve partimiz içinde bu büyük bakışı önemli görürüm. Bu Osmanlı'nın bakışıdır. Osman Bey de beylikleri birleştirerek devleti oluşturmuştur. Başbakanımız'da bu ruh çok vardır. Bu manada bir bakış hakim oldu burada. Yoksa bunların hepsi göz ardı edildi, bunlar hiç konuşmadı filan değil" diye konuştu.

Partilerin Türkiye geneli oy oranlarıyla ilgili de bilgi veren Atalay, en son araştırmaya göre AK Parti'nin yüzde 52.5, CHP'nin yüzde 24, MHP'nin yüzde 13, BDP'nin yüzde 6 oyunun olduğunu söyledi. Ramazan ayında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bakanlarla birlikte sürekli iftarlara katıldığını anlatan Atalay, "Bütün bu çalışmalar bölge insanıyla diyaloğu geliştirmek için, yani her an biz ordayız, biz her yerdeyiz mesajını vermek istedik. Çok da faydalı oldu. Güneydoğu'da kanaat önderleriyle sahur yapıp, görüşlerini raporlaştırdık. Bölgeyi gezerek terörle mücadelede Ramazan ayını iyi değerlendirdik" diye konuştu.

TERÖR SORUNU

Türkiye'de 30 yıldır terör sorununun yaşandığını, AK Parti döneminin bu manada konunun en köklü bir şekilde ele alındığı bir dönem olduğunu belirten Atalay, şunları söyledi:

"Cesaretle, risklerle ülkemizi bu beladan kurtaralım, ülkemizin ayığındaki bu prangayı da çıkaralım, uluslararası Türkiye'yi zayıf düşürmek isteyenlerin elinde enstrüman olarak zaman zaman kullanılan bu enstrümanı da onların elinden alalım. Bu yönde doğrusu çok kararlı olduk, çok çalışmalar yaptık. 2011 seçimi sonrası çok parlak bir ufuk görünüyordu. Herkes yeni Anayasa'dan ve özgürlüklerden bahsediyordu. Görülmemiş bir şekilde yüzde 50 ile biz yeniden iktidar olduk, daha güçlendik. Daha rahat bu adımları atacak duruma geldik. O zaman biz kendimiz 'daha emin adımlarla gidebiliriz' diye düşündük ve kararlıydık ama aniden terör başladı. Bu iş çözülsün, Türkiye bundan kurtulsun diye istihbarat örgütümüzün yaptığı çalışmaların kayıtları yayınlandı ve tabi o atmosfer dinamitlendi. 'Türkiye bunu çözebilir, çözdürmeyelim' denildi. Her şey iyi giderken böyle bir şey başlamış oldu. Bu gelişmelerde hep söylüyorum; terör örgütünün taşeronlaşma özelliği giderek artıyor. Bütün bu gelişmelerin içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde insanlar bize 'ne olur bunu çözün, ne olur bunun üzerine gidin' dedi. Terörün arttığı böyle zamanlarda tabi ki güvenlik önlemleri alacaksın. Karşıda silahlı terör örgütü oldukça güvenlik birimlerini en sonuna kadar devreye sokacağız. Güvenlik alanında alan hakimiyeti olarak ve etkinlik olarak psikolojik üstünlüğü sağlayamazsanız diğer alanda da zayıf kalırsınız. Bu yine yürümeli, yürüyecek. Ama ondan sonrası için tüm enstrümanları yeniden değerlendirme, yeniden bir bakış içindeyiz ve şu anda o çalışmalar üzerindeyiz."

"BİZİM BU KONUDA ALMAYACAĞIMIZ BİR RİSK YOK"

Terörle mücadele konusundaki çalışmaların büyük kısmını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kongreden önce katıldığı televizyon programlarında dile getirdiğini hatırlatan Atalay, henüz isimlendirecek kadar somutluğun olmadığını ama genel bir gelişmenin olduğunu belirtti. Başbakan Yardımcısı Atalay, bu konudaki hedeflerini şöyle anlattı:

"Bütün bu gelişmelerde istihbarat birimlerimiz ve devletin kurumları kiminle gerekiyorsa görüşür. Yani bizim bu konuda almayacağımız bir risk yok, her riski alırız. Ama hedefimiz silahın bırakılması, silah bırakma hedefi olabilir ancak. Yani o görüşmeler terör örgütüne silah bıraktırma amacıyla yapılabilir. CHP'ye özel çağrımız 'gelin bu meseleyi birlikte çözelim.' Diğerleri ile bir araya gelmek daha zor olabiliyor."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı konuşmalara da değinen Atalay, "Konuşmasını çok hakaretli ve yakıştıramadığım şeylerle buldum ifadelerini. Parlamentonun açıldığı ilk gün böyle bir grup konuşması olamaz. Randevu istendi, istedikleri an verdik, hiçbir tereddüdümüz olmadı. Yeter ki bu konuda işbirliği yapalım. CHP 'hazırız' derlerse biz çok memnun oluruz. Bu sürece MHP dahil olmak istemiyor. Biz onlarla da hazırız, onlar olmadan sadece ana muhalefetle de hazırız. İktidar-ana muhalefet çok büyük bir gövdedir. Ana muhalefetin parlamenterler sisteminde sorumluluğu çok fazladır. Dolayısıyla sadece eleştirel değil, çözüme katkı vermesi de gerekir. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülkesinde muhalefet iktidarı bu konuda yalnız bırakmıyor. En azından bu konuyu iç siyasette kullanmıyor" şeklinde konuştu.

"Biz muhalefeti daha fazla işbirliğine çağırma yönünde daha ileri adımlar atacağız" diyen Atalay, muhalefetiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, basını ile topyekun kökten çözüm için çok ileri bir çalışmayı başlatma yönünde kendi mekanizmalarında hazırlıkların olduğunu söyledi. Hiçbir yerde bu tür sorunların kısa sürede çözümlenmediğini kaydeden Atalay, "Hem uzun soluklu, hem karmaşık hem de derin bir tarihi var. Yani belki terörün tarihi 30 yıl ama sorunların tarihi daha fazla. Dolayısıyla biz hepimiz acele ediyoruz ülkemizin sorunları çözülsün diye; ama aldığımız mesafe iyi bir mesafedir. Her şeyin konuşulduğu her şeyin bilindiği, herkesin her şeyi söylediği bir döneme geldik. Bu konular Türkiye'de artık olgunlaşma noktasına geldi. Olgunlaşma demek çözüme yaklaşmak demektir" diye konuştu.

"SURİYE, TÜRKİYE'YE KARŞI OLUMSUZ BÜTÜN TAVIRLARINI PKK ÜZERİNDEN YÜRÜTMEYE ÇALIŞIYOR"

"Terör örgütünün Kürt vatandaşlarımız için Kürtlerin yaşadıkları hayatı, sorunları falan inanın öyle bir derdi yok" diyen Başbakan Yardımcısı Atalay, şunları söyledi:

"Terör örgütünün pragmatist, menfaatçi, taşeronlaşma boyutu şu anda çok ileri safhada. Giderek güçlenen, giderek uluslararası alanda daha etkili bir alana gelen bir Türkiye var ortada. Daima biraz parlayan ülkeleri kıskananlar, engel olmak isteyenler olur. Terör örgütü onlarla işbirliği yapıyor. Şu anda Suriye ortamıyla çok yakın irtibat ve işbirliği içinde. Suriye Türkiye'ye karşı olumsuz bütün tavırlarını PKK üzerinden yürütmeye çalışıyor."

Başbakan Yardımcısı Atalay, demokratikleşme anlamında bugüne kadar atılan adımların 2023 vizyon kitapçığında dile getirilenlerin birileri talep ediyor diye yapılmadığını; bunların vatandaşların normal hakkı olduğunu ifade etti. Geç kalmış hakkı, hukuku iade etmeye çalıştıklarını belirten Atalay, "Bunların hepsinin ifadesi 2001'deki kuruluş programında vardır ve biz buna yürekten inanıyoruz. Yani insan odaklı bir politika izliyoruz, büyük Türkiye ancak böle olabilir. Her vatandaşın kendi hakkı hukukunu iyi kullanması, inancını, geleneği, örfünü iyi yaşaması, kıyafetini, müziğini her şeyini gönlünün isteği için yaşaması ülkemizin büyümesi için önemlidir. Büyük ülkeler böyle yapıyor. Bu konularda ne kadar darlık gösterirseniz küçülürsünüz. Bu terörle alakalı değil. Öyle olsa biz onlarla oturur bunun pazarlığını yapar ondan sonra yapardık" diye konuştu.

ANAYASA ÇALIŞMALARI

"Yeni Anayasa Türkiye'nin olmazsa olmazıdır" diyen Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hayal kurmayalım. Bu Anayasa ile ileri demokrasi filan olmaz. Şu andaki birçok normalleşmenin sebebi icraattır. Yasal zemini o derece normal değildir. Bu Anayasa olmadan yasal zeminleri normalleştiremezsiniz. O dönemin yasal düzenlemeleriyle ülkeyi yönetemezsiniz. Dolayısıyla bizim ortaya koyduğumuz, olmazsa olmaz dediğimiz budur. Ama Meclis'te yürüyen bu çalışma çok verimli görülmüyor. Onun için Başbakanımız 'Ne isteniliyorsa yapıyoruz, ama artık oyalanmayalım. Zaten önümüzdeki yıl gecikirseniz seçime doğru gidiyorsunuz. Anayasa'nın zemini azalır. Biraz acele edelim' dedi. Buradan bir şey olabilir mi bilmiyorum ama bizim kararlılığımız sürüyor. B planı yapılabilir, bir partiyle mutabakat sağlanabilir ama bu Anayasa mutlaka kaldırılacak ve yeni bir Anayasa yapılacak."

"BDP, KENDİ ZEMİNİNİ TERÖR ÖRGÜTÜNE VERDİ"

Siyasi grubu ve Meclis'i çok önemli gördüklerini ifade eden Atalay, bugüne kadar BDP'nin orada grup kurmasına, çalışmasına hep destek olduklarını, hiç bu konuda engel olmadıklarını kaydetti. Atalay, parlamento içinde her görüşün kendisini temsil etmesini, çoğulcu bir yapının oluşmasını ve her şeyin konuşulmasını istediklerini belirterek, "Ama düşüncenin, siyasetin şiddetten, terörden medet umması affedilemez. Nice aileler çocuğunu kaybetmiş, bayram günü o görüntü. Tesadüfmüş gibi teröristlerle kucaklaştılar. Tesadüf filan değil. Bunun neresi affedilir. Bu herkesin vicdanını yaralamıştır. Ben bunu dokunulmazlık boyutuyla söylemiyorum, o parlamentonun işi. Ama o bir siyasetçinin yapabileceği bir şey değil. Demokrasi, düşünce özgürlüğü, insan hakkı savunan insanların o görüntülere meydan vermemesi gerekirdi. BDP, kendisinden bekleneni hiç yerine getirmedi. BDP, parti olamadı. BDP, bu konularda taraf olamadı. En çok görüşen benim. BDP, kendi zemini terör örgütüne verdi. Terör örgütünün gölgesinde siyaset yaptı" şeklinde konuştu.

28 ŞUBAT SORUŞTURMASI

Türkiye'de olup bitenleri normalleşme olarak gördüğünü ifade eden Atalay, "Türkiye normalleşiyor, geçmişteki yanlışlarla şu anda hesaplaşıyor. Burada haksızlıklar olmasın. Yargı adalet terazisini iyi tartsın, dileğimiz odur. Ama o dönemlerin hem Meclis'te hem diğer alanlarda irdelenmesi, konuşulması doğrusu ciddi bir normalleşme sürecidir. 28 Şubat'ı çok yakından yaşayanlardanım. O dönemin Başbakan Yardımcısının çıkıp o ifadeleri kullanmasını normalleşme adına iyi şeyler olarak görüyorum" dedi.

Atalay, Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine top mermisi düşmesi sonucu 5 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili olarak da, "Bu çok ileri ve vahim bir gelişmedir. Bu tür şeyler Türkiye'yi Suriye olaylarına çekmek için olabilir. Bu konulurda Türkiye daha kararlı, uluslararası camia ile hareket ediyor" diye konuştu. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Beşir Atalay Türkiye Suriye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title