TÜM KATEGORİLER
Berlin'de Türk Çocuklarının Eğitim Sorunları Masaya Yatırıldı
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Almanya'nın da artık Türkiye'nin kültürel coğrafyası olduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Almanya'nın da artık Türkiye'nin kültürel coğrafyası olduğunu söyledi.
Bilgili, Almanya'nın başkenti Berlin'de Türk öğretmenler ve eğitim faaliyetlerinde bulunan Türk sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileriyle bir araya geldi. Berlin Eğitim Müşaviri Prof. Dr. Cemal Yıldız'ın da yer aldığı toplantıda, Türk çocuklarının eğitimindeki sorunları ele alındı.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Bilgili, Almanya'da hem Türk hem de Türk kökenli Alman vatandaşlarının bulunduğuna işaret ederek, bu insanların Türk kültüründen gelmelerinden dolayı burada yapılanların kendilerini de ilgilendirdiğini belirtti.
Almanya'da ve özellikle Berlin'de Türk isimleriyle ve Türk kültürüyle sık sık karşılaşıldığına dikkati çeken Bilgili, "Almanya da bizim kültürel coğrafyamız oldu artık" dedi.
Bilgili, Türklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerin kültürel coğrafya olarak dillendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, eğitim ve kültür alanında yapılacak planların, programların ve politikanın da buna göre geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Berlin'de gerçekleştirilen toplantılarda eğitimdeki sorunları çözmeye yönelik politika oluşturma ve strateji belirleme konusunda ciddi müzakerelerin yapıldığını belirten Bilgili, problemleri, bizzat yaşayanlardan duymanın etkileyici olduğunu, bu alandaki sorunların çözümünde Milli Eğitim Bakanlığının üzerine düşeni yapacağını ifade etti.
- "Dilin yaşaması demek kültürün yaşaması demektir"
Sorunların yerinde çözülmesi gerektiğini söyleyen Bilgili, "Böyle de bir kültür oluşturmaya çalışacağız. STK'ların kendi aralarında ayrılıkları var. Devlet ve kültür açısından baktığınızda ortak noktalar da çok. STK'ların ortak noktalar oluşturarak, problemlerin bunlar üzerinden, eğitim müşavirliğimizin rehberliğinde ve bakanlığın desteğiyle yerinde çözülebilir" şeklinde konuştu.
Bilgili, STK'ların en önemli gördüğü konunun buradaki Türk kültürünün devamlılığı ve bu kültürün gelecek kuşaklara aktarılmasıyla ilgili kaygıları olduğuna işaret ederek, "Bunun devamı da dilin yaşamasına bağlı. Bu konuda uygun ortamlar hazırlanması lazım. Kültür ve sanat, dilin yaşamasında önemli bir faktör. Dilin yaşaması demek kültürün yaşaması demektir" dedi.
