Haberler

BBP Genel Başkanı Destici: "Anayasa Mahkemesi İktidarı Rahatlatmıştır'

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Anayasa Mahkemesi’nin seçim barajı kararına ilişkin, “Anaya Mahkemesi bu kararı ile iktidarı rahatlatmıştır.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Anayasa Mahkemesi'nin seçim barajı kararına ilişkin, "Anaya Mahkemesi bu kararı ile iktidarı rahatlatmıştır. İktidarın siyasi baskılarından, tehditlerinden ve şantajlarından etkilendiği çok açık, net bir şekilde ortadadır" dedi.

Parti genel merkezinde gündemle ilgili açıklamalarda bulunan BBP lideri Destici, "Dün İstanbul'da meydana gelen olayda bir polisimiz şehit olurken bir polisimiz de yaralandı. Şehit polisimize Allah'tan acil şifalar dilerken, yaralı polisimize de acil şifalar diliyorum" dedi.

Yapılan saldırının göz göre göre geldiğini savunan Destici, "Eldeki bilgilere baktığımız zaman canlı bombanın daha önce canlı bomba olduğu ile ilgili bilgiler basına yansıdı. Tahmin ediyoruz ki bu bilgiler emniyette de var. Bunların bilinmesine rağmen bunlar neden takip edilemedi? Bunlar neden istihbarat ve polis gözetiminde olmadılar? Bunlar İstanbul'un göbeğinde Sultanahmet gibi turizm merkezi bir yerde polis merkezine saldırı yapacak kadar bir cüreti, pervasızlığı ve boşluğu nasıl bulabildiler? Elbette ki sorumluların bunun cevabını vermesi gerekir. Bundan sonra daha dikkatli olup, tedbir alıp bu hadislerin yaşanmamasına fırsat vermemeleri gerekiyor" diye konuştu.

Destici, "Mutlaka orada deneyimli, bilgili, tecrübeli polislerin ve istihbarat elemanlarının görev yapması gerektiğini bir kere daha vurguluyoruz. Bu tecrübeye, bu deneyime sahip olan emniyet mensubu kardeşlerimizin de çeşitli siyasi sebeplerle görevlerinden uzaklaştırılması sonucu bir zafiyet oluşmuşsa bu zafiyeti oluşturanların da mutlaka yargı önünde hesap vermesi gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

"HAZİNE YARDIMI DAHA GÖRÜŞMEYE ALINMADI"

Anayasa Mahkemesi'nin seçim barajı kararını değerlendiren Destici, "Anayasa Mahkemesi bizim, Saadet Partisi ve Demokratik Sol Partisi'nin yapmış olduğu yüzde 10'luk seçim barajının kaldırılması ile ilgili bireysel başvuruları konu bakımından reddettiğini açıkladı. Biz sadece yüzde 10'luk seçim barajı ile ilgili başvuru yapmadık. Aynı zamanda hazine yardımının adil bir şekilde dağıtılması ile ilgili de başvurumuz vardı. Avukatlarımız aracılığıyla onun daha görüşmeye alınmadığını öğrendik. İnşallah orada ümidimizi koruyoruz" ifadelerini kullandı.

"ANAYASA MAHKEMESİ VE ÜYELERİNDEN ÖZÜR DİLESİNLER"

" Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını göreceğiz. Ama onu görmeden şunları ifade edebilirim ki" diyen Destici, şunları söyledi:

"İktidar partisinin bütün yöneticileri, Anayasa Mahkemesi başkanına yapmış oldukları hakaretlerin, yakıştırmaların hepsi boş olduğu oraya çıktı. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi başkanından ve üyelerinden özür dilesinler. Anaya Mahkemesi bu kararı ile iktidarı rahatlatmıştır. İktidarın siyasi baskılarından, tehditlerinden ve şantajlarından etkilendiği çok açık, net bir şekilde ortadadır. O kadar açıktır ki Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç toplantıya katılamayacak duruma getirilmiştir. İktidar bu kadar şiddetli baskı uygulamıştır. İktidarın büyük bir korkusu vardı. Baraj kalktığında, temsilde adalet sağlandığı anda millet iradesi sandığa yansıdığında 2015 seçimlerinde çok farklı bir tablo ile karşı karşıya kalacaktık. Farklı tablonun çıkması kuvvetli bir muhtemeldi. Ama bunu istemediler. Milletin iradesine ipotek koyarak, temsilde adaleti sağlattırmadan, kendi arzu ve istekleri doğrultusunda kendi belirledikleri yasalarla 2015 seçimlerini geçirmek istiyorlar."

"TÜRK DEMOKRASİSİNE VE SİYASİ HAYATA BÜYÜK DARBE VURMUŞTUR"

Destici, "Burada bu açık ve net olarak gözükmüştür. Anayasa Mahkemesi iktidar partisini rahatlatmıştır ama Türk demokrasisine ve siyasi hayatına büyük bir darbe vurmuştur. Demokratikleşmenin önündeki en büyük engellerden biri olan Seçim Kanunu'nu maalesef üzerlerindeki baskılar, tehditler ve şantajlar neticesinde çıkartamamışlardır" dedi.

"İKTİDAR PARTİSİ HİÇBİR ZAMAN SAMİMİ OLMADI"

İktidar partisinin bu konuda hiçbir zaman samimi olmadığını söyleyen Destici, şöyle devam etti:

"Ne dediler; 'Bu Anaya Mahkemesi'nin işi değil, bu Meclis'in işi.' Eğer bu Meclis'in işi ise o zaman bunu düzenleyin. Daha vakit geçmiş değil. Seçime beş ay var. Seçim Kanunu'ndaki değişiklikler bir yıl sonra uygulanır maddesi de CHP ya da MHP ile bir araya gelip Anayasa'yı değiştirerek de ortadan kaldırabilirsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yüzde 3'lük bir teklifi var. Bu teklifi ele alın ve oylayın. Anayasa'yı değiştirin. 2015 seçimlerine Türkiye, dünyanın en yüksek barajı ile gitmesin. Bizim talebimiz baraj sıfırlansın. Sıfırlanmıyorsa bile Cumhuriyet Halk Partisi'nin teklifi kabul edilerek yüzde 3 seviyesine indirilsin."

Destici şunları kaydetti:

"AKP'nin parti programındaki temel haklar ve siyasi ilkeler bölümünü incelediğimizde bundan 12 sene önce vatandaşlarımıza şu sözü verdiler; 'Seçim Kanunu değiştirilecektir' diyor. Değiştirdiler mi? Değiştirmediler. 'Daraltılmış bölgeli tercihli seçim sisteme getirilecektir' diyor. Bu ne oluyor, baraj sıfırlanacak ve daraltılmış bölgeli tercihli sisteme geçilecektir. Bunu yaptılar mı? Yapmadılar. Aynı bölümde Siyasi Partiler Kanunu'nun değiştirileceği, çağdaş demokratik bir anlayışa uygun hale getirileceği yazıyor. Bunları yaptılar mı? Maalesef bunu da yapmadılar."

"AKP HİÇBİR VAADİ YERİNE GETİRMEDİ"

"Anayasa Mahkemesi'nin üzerinde oluşturdukları baskıyı oluşturmama adına da bazı taahhütler vermişler. 'Yasama, yürütme, yargı erkleri arasındaki ilişkilere açık, net ve anlaşılır tanım ve düzenleme getireceklerini' söylüyorlar" diyen Destici konuşmasına şöyle devam etti:

"Peki, bunu yaptılar mı? Bunu da yapmadılar. 'Kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam olarak uygulanacağı, yasamanın yürütmeye, yürütmenin yasamaya, yargıya asla müdahale etmeyeceği konusunda' bir takım taahhütler vermişler. Peki, bunları yaptılar mı? Bunları da yapmamışlar. Parlamentonun yasa çıkartımında ve denetiminde etkin, bağımsız ve verimli olması için düzenlemeler yapacaklarını millete taahhüt etmişler. Bunu yapmışlar mı? Bunu da yapmamışlar. Yani söyledikleri hiçbir vaadi yerine getirmemişler. Diğer vaatleri yerine getirmedikleri gibi bu vaatleri de yerine getirmemişler. Elbette ki bu maç burada bitmeyecek. Biz gerekçeli kararı görmedik ama gerekçenin şu olabileceğini tahmin ediyoruz. Henüz bir hak ihlali gerçekleşmemiş, bireysel olarak. Yakın bir seçimdeki hak ihlalinden bahsediliyor. Önümüzdeki 2015 seçimlerinde diyelim ki Büyük Birlik Partisi seçime katıldı. Herhangi bir seçim çevresinde bir adayımız seçilecek oyu alırsa yine Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunacak. O zaman zaten hak ihlali gerçekleşmiş olacak. İnanıyoruz ki o zaman Anayasa Mahkemesi bu hak ihlalini görecek ve seçilecek oyu alacak o kişiyi milletvekili olarak Meclis'e gönderecektir. Biz bu anlamda ümidimizi kaybetmedik. Sürecin nihai olarak sonuçlanmadığını düşünüyoruz. Tam tersine hükümet, muhalefet partileri bir araya gelip bir anayasal değişiklikle bu seçim barajını ortadan kaldırmazlarsa 2015 seçimlerinden sonra Türkiye'yi büyük bir siyasi kaosun beklediğini de öngörmek hiç de zor değil. Özellikle PKK'nın siyasi uzantıları açısından baktığımızda parti olarak seçime gireceklerini açıkladılar. Seçimden sonra bir netice alamazlarsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceklerdir. Orada da bir netice alamazlarsa defakto bir durum oluşturup özerklik ilan edecekler ve kendi seçimlerini yapıp kendi meclislerini oluşturacaklardır. Bu müzakere taslağının içinde bu konu var mı yok mu açıkça soruyorum?"

"TAMAMEN SİYASİ BİR KARAR"

Rüşvet ve yolsuzluğu araştıran Meclis Soruşturma Komisyonu'nun 4 eski bakanla ilgili verdiği karar ile ilgili açıklamalarda bulunan Destici, "Bu kararı özellikle iktidar partisi üyelerinin kendi özgür iradeleriyle, hür düşünceleriyle verdiğini söylemek gerçekten çok zor. 9 iktidar partisi üyelerinin reddetmesi, diğer taraftan beş muhalefet partisi üyelerinin evet demesi bu kararın tamamen siyasi bir karar olduğunu çok net bir şekilde gösteriyor" dedi.

"İKTİDAR VE MUHALEFET MİLLETVEKİLLERİ FARKLI TAVIR ALMALIYDILAR"

Destici, "Biz isterdik ki AKP'nin 9 milletvekilinden 5'i reddetsin, 4'ü evet desin, muhalefetin 5 milletvekilinden 2'si evet desin, 3'ü reddetsin. Ama bakıyoruz ki tam bir bölünmüşlük var. Bu kararın hukuki olmadığı buradan bile net ortaya çıkıyor. Üstelik 4 bakanla ilgili ayrı ayrı uygulama yapılıyor ve 4'ünde de aynı netice çıkıyor. En azından iktidar partisi vekillerinden 2 kişi için farklı bir tavır alsınlar. ya da muhalefetten bir kişi farklı tavır alsın. Tek taraflı konuşmuyorum. Diğer taraftan aslında iktidar partisi üyelerinin kararları kendi kararları olmadığı, iktidar partisinin bütün kurumlarıyla birlikte almış olduğu kararın bir sonucuydu. Bu çok net bir şekilde görüldü. İktidar partisinin başkan ve komisyon üyeleri aslında böyle bir karar vererek 4 eski bakanı aklamış olmadılar. Onlara büyük bir iyilik yapmadılar. Her ne kadar onlardan bazıları 'bizi göndermeyin' taleplerinde bulunsalar da onlara iyilik yapmamış oldular. Tam tersine onların aklanma fırsatlarını ellerinden alarak kötülük yapmış oldular" diye konuştu.

"TAPELER İMHA EDİLİRSE BÜYÜK HUKUKSUZLUK OLUR"

Destici, "29 Ocak'tan önce Meclis Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü'nün açıkladığı gibi bu komisyonu toplar, tapeleri imha ederse bu çok büyük bir hukuksuzluk olur. Meclis Genel Kurulu'ndaki oylama mutlaka beklenmelidir. Diyelim ki orada milletvekilleri gizli oylamada 4 eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmesi yönünde karar verdi. Siz bu tapeleri sıfırladığınız zaman yüce mahkemeden bilgi ve belge kaçırmış olacaksınız. Dolayısıyla da adil yargılamayı yanıltmış olacaksınız. Yargılamaya müdahale etmiş olacaksınız. Tapeler başta olmak üzere bütün bilgilerin, belgelerin ve delillerin mutlaka korunması gerekir" dedi.

"BIRAKIN GİTSİNLER YÜCE DİVAN'DA AKLANSINLAR"

AK Parti'nin kendi programına aykırı bir tavır sergilediğini belirten Destici, şu ifadeleri kullandı:

"Milletvekili ve bakanların yargılanmaları önündeki anayasal engeller kaldırılacaktır diyor. Bunu parti programına koyuyorsun ama iş başa gelince bu 4 eski bakanı nasıl kurtarırız hesabına düşüyorsun. Bu kadar şaibe çıkmışken bırakın gitsinler Yüce Divan'da kendilerini aklasınlar. Eğer Meclis Genel Kurulu'nda da iktidar partisinin oylarıyla bu yönde bir karar çıkarsa bu 4 eski bakan millet vicdanında mahküm edilmiş olacak. Dolayısıyla da böyle bir imkanı ellerinden kaçırmış oldular. Tabi süreç daha bitmedi. Bunun daha meclis genel kurulu süreci var. Orada gizli oylama yapılacak. İnşallah orada meclisin üzerinde bir baskı olmaz. Milletvekilleri iktidarıyla, muhalefetiyle özgür bir şekilde, hür iradeleriyle karar verirler. Bu çıkacak kararda bütün kamuoyunu tatmin eder. Milletin vicdanında olumlu bir karşılık bulur."

"ÜLKEMİZİN TÜM KAMU GÖREVLİLERİ VATANSEVERDİR"

"Hükümetin, emniyetin ve istihbaratın kendi raporlarında da sürecin iyi gitmediği, bölgede özellikle PKK'nın kontrolü ele aldığı çok açık ve net bir şekilde biliniyor" diyen Destici, "Bunun içinde iktidar partisi yeni çalışmalar içerisinde. Bu çalışmalardan bir tanesi de bölgedeki idarecilerin değiştirilmesi. Özellikle yeni 50 emniyet müdürünün bölgeye gönderilmesi. Geçmişteki emniyet müdürlerini siz gönderdiniz oraya. Devletin yapmış olduğu tespitlerde çözüm sürecinin yanlış anlaşıldığı ve devlet otoritesinin zaafa uğratıldığı görüşü şuanda hakim. Bu zafiyeti ortadan kaldırmak üzere yeni emniyet müdürleri gidecek ve zafiyeti ortadan kaldıracak. Deniyor ki vatanseverlerden seçtik. Şu anda orada görev yapanlar vatansever değil mi? Bu nasıl bir cümledir. Değilse neden orada görev yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün kamu görevlileri bize göre hepsi vatanseverdir. Bu böyle olmak zorundadır. Yeni atanacak müdürlerin fedakarlığı ile bölgede başıbozukluğun giderileceği, seçim sürecinin istenen şekilde atlatılacağı ve seçimde iş birliği içinde çalışılacağı söyleniyor. Ne demek iş birliği? İktidar partisinin lehine bir iş birliği içerisinde mi çalışma yapılacak. Muhalefet partisi olarak bunları bilme hakkımız yok mu? Kendilerine şu söyleniliyor; 'Vatanın kurtulması sizlerin elinde'. Çözünme süreci adı altında bölünme sürecini koy, işleri bu duruma getir, daha sonra emniyet müdürlerine 'vatanı kurtarmak sizin elinizde' de. Bu kadar basit ve kolay mı?" diye konuştu.

"İŞTEN ÇIKARTMALAR VİCDANLARI YARALIYOR"

İşten çıkartmaların vicdanları zedelediğini belirten Destici şunları dedi:

"Ağır kış şartlarının getirmiş olduğu bu zorluklarla imkansızlıklar içerisinde olan vatandaşlarımız var. Sobasını yakamayan, evine gaz alamayan, doğalgazı kesik olan vatandaşlarımız ve çocuklarının rızkını temin edemeyen vatandaşlarımız bulunmakta. Bu ağır kış şartları içerisinde işlerine özellikle siyasi ve çeşitli sebeplerden dolayı işlerine son verilen kardeşlerimiz var. Bu işe son verilmeleri haksız buluyorum. Anadolu Ajansı'ndan Antalya Belediyesi'nde güvenlik görevlilerine kadar işten çıkartılmaları vicdanları yaralamaktadır. Bu konuda herkesi vicdanlı ve adaletli olmaya davet ediyorum. Garibanın, işçinin, memurun ekmeğiyle, yeri yurdu ile oynamamaya çağırıyorum. Ahlaklı, adaletli ve yasalara uymaya davet ediyorum." - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Cumhuriyet Halk Partisi Büyük Birlik Partisi Anayasa Mahkemesi Mustafa Destici Politika Güncel Haberler

title