Bayrak İndirmeye Çalışırken Vurulan Zanlı Cezaevinde Ölü Bulundu
Ağabeyi, cezaevi yetkililerinin kendilerine kardeşinin intihar ettiğini söylediklerini belirtti.
Ağabeyi, cezaevi yetkililerinin kendilerine kardeşinin intihar ettiğini söylediklerini belirtti.
Kardeşinin ölümünün şaibeli olduğunu savunan ağabey, 'Madem intihar etmiş, o görüntüleri basın mensuplarıyla paylaşsınlar. Herkes görsün dedi.
Haber-Kamera İbrahim AKTÜRK İstanbul DHA
Gaziosmanpaşa'da, önce özel bir hastanenin, ardından İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün önündeki Türk Bayrağı'nı indirmeye çalışırken polis tarafından ayağından vurulan Ali Uçkun, tutuklu bulunduğu Metris Cezaevi'nde ölü bulundu. Ağabeyi, cezaevi yetkilileri tarafından kendilerine kardeşinin intihar ettiğinin söylendiğini belirtti.
Ali Uçkun, 28 Haziran günü Gaziosmanpaşa'daki özel bir hastanenin önündeki Türk Bayrağı'nı indirmiş, ardından hastane yakınındaki İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün önündeki Türk Bayrağı'nı da indirirken, polis tarafından ayağından silahla vurularak etkisiz hale getirilmişti. Adliyeye sevk edilen Uçkun, tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderilmişti. Dün gece tutuklu bulunduğu cezaevinde ölü bulunan Uçkun'un cenazesi bugün sabah saatlerinde Adli Tıp Kurumu'na getirildi.
'MADEM İNTİHAR ETMİŞ, GÖRÜNTÜLERİ PAYLAŞSINLAR
Otopsi işlemleri tamamlanan Uçkun'un cenazesi ailesi tarafından alınarak, Küçükçekmece Mezarlıklar Müdürlüğü'ne getirildi. Burada gazetecilere açıklama yapan ağabey Saadettin Uçkun, şunları söyledi
'Olayın gece saat 01.00 sıralarında olduğunu, kardeşimin kendisini banyoda astığını cezaevi yetkilileri bize söyledi. Kendisi tek kişilik koğuşta kalıyordu. Bu olayla ilgili kafamızda soru işaretleri var. Yüzde 80 sağlık dengesi yerinde olmayan bir insan, nasıl olur da cezaevinde tutulur Adli Tıp raporundan sonra cenazemizi aldık, ancak ayağında demir parçası olduğu gerekçesiyle geri çağırdılar. İnceleme yapıldı ve tekrar cenazemizi aldık. Ben Türk adaletine inanmıyorum. Madem intihar etmiş, o görüntüleri basın mensuplarıyla paylaşsınlar. Herkes görsün dedi.
Ali Uçkun'un cenazesi, yapılan işlemlerinin ardından toprağa verilmek üzere Muş'a gönderildi.