TÜM KATEGORİLER
Batuhan Yaşar: "7882 Nikah ve O Rus Füzesi"
İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde "Genelkurmay Başkanı o nikaha neden katıldı?
İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde "Genelkurmay Başkanı o nikaha neden katıldı? Komutan için neden bu kadar önemliydi?", "Bu nikahın 7882 nikah töreninden farkı neydi? Katılmasaydı hangi yorumlar yapılacaktı?", "Süper Kobra'yı düşüren o Rus füzesi ile mesaj ta o gün mü verildi?", "PKK'ya o füzeleri Rusya mı verdi?", "Teröristlere profesyonel eğitim nerede ve kimler tarafından verildi, Süper Kobra'nın savunma sistemleri neden devreye girmedi?" sorularına cevap aradı.
Batuhan Yaşar'ın "7882 Nikah ve O Rus Füzesi" başlıklı yazısı şöyle:
"Genelkurmay Başkanlığı nikah törenin ardından 3 gün sonra resmi açıklama yaptı.
Cumartesi günü biz de o nikahtaydık.
Düğün demiyorum bakın burası çok önemli, çalgı/çenginin olmadığı toplam 27 dakika süren sade nikah töreni.
Okunan Kur'an-ı Kerim'in sevabının şehitlerin ruhlarına hediye edildiği törenden bahsediyoruz.
Anadolu'dakilerin tıpatıp aynı.
Tek farkı belki de çok sayıda davetlinin iştirak etmesiydi.
7 bine yakın davetlinin katıldığı nikah töreninde damat Selçuk Bayraktar'ın şahidi oldu diye Cumhuriyet ve Sözcü gazeteleri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı hedef tahtasına koydular.
Orada olmayanların yazdıklarına, çizdiklerine bakıyorum, sanki biz başka bir nikah törenine gitmişiz!
Pası alan sosyal medyada topu doksana takmak için gecikmeden istifa hashtaglarını açmakta gecikmedi:
#HulusiAkarİstifa
14 Şubat Cumartesi günü Türkiye genelinde toplam 7882 nikah kıyıldı.
Orada olduğum ve gözlerimle gördüğüm için yazıyorum.
Bu nikah töreni de onlardan sadece biriydi.
Nikahın detaylarını zaten biliyorsunuz uzatmaya hiç gerek yok.
Güvenilir kaynaklardan elde ettiğimiz bilgileri sıralayalım isterseniz:
Türk milletinin hassasiyetleri dikkate alınarak yapılmış bir nikah törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da katılmıştır.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar damat Selçuk Bayraktar'ı yakından tanıyor.
Herkes kaçarken o ve ailesi yerli İHA üretimi konusunda elini taşın altına koydu. Silahlı İHA'ları ürettiler ve dünyadaki benzerleri ile yarışacak seviyeye geldiler.
Selçuk Bayraktar cephe gerisindeki bir kahraman olarak görülüyor. Çünkü ürettiği İHA'ların terörle mücadeledeki katma değeri çok yüksek. Böyle birisinin nikah törenine komutanın katılmasından daha doğal ne olabilir. Terörle mücadeleye bu kadar katkı sağlayan bir çocuğun nikah törenine katılmayacaktık da hangi nikah törenine katılacaktık.
Bu Selçuk'a bir teşekkürdür aynı zamanda.
Cumhurbaşkanı aynı zamanda Başkomutandır. Bu bir saygıdır, bir devlet erdemidir, bir devlet terbiyesidir.
Nikaha Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, Jandarma Genel Komutanı ve Genelkurmay 2. Başkanı katıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanı yurt dışında, Hava Kuvvetleri Komutanı da tatbikatta olduğu için gelemedi.
Evet her şey çok açık. Yapılmak istenen başka bir şey.
Genelkurmayın hareket bekleyenlerin hayal kırıklığı olarak yorumlanıyor.
Bu uyumun birilerini rahatsız ettiğini duyabiliyorsunuz.
Devlette sürekli kavga halinin devamı şeklinde sistemi kurgulayanların 'ne oluyor sistem değişti de bizim haberimiz mi olmadı' kaygısını görebiliyorsunuz.
Çünkü, Cumhurbaşkanının Başbakanla, Başbakanın Yüksek Yargı ile, askerin hepsi ile çekiştiği, bürokrasinin işleri kilitlediği sisteme bir şeyler oldu!
Siz ekranda önünde görmüyorsunuz ama Genelkurmay Başkanı Org. Akar eşi ile birlikte şehit ailelerini sıklıkla ziyaret ediyor. Bu ziyaretler hem Ankara hem de diğer illerde sıklıkla yapılıyor. Bazen de Kuvvet komutanları hep birlikte şehit ailelerine gidiyor.
Emin olun eğer Genelkurmay Başkanı o nikah törenine katılmasaydı, bugün katıldı diye onu istifaya davet edenler, bu kez Cumhurbaşkanı ile ayrı düştü, nikahı protesto etti gibi türü ve benzer yorumları köpürtüyor olacaklardı.
O Boğaz'daki Rus füzesi!
PKK 1997 yılında iki helikopterimizi ısı güdümlü SA-7B güdümlü füze ile düşürmüştü. Aradan 19 yıl geçti. PKK bu kez SA-7B'den çok daha gelişmiş yeni nesil SA-18 Rus füzesi ile Süper Kobra helikopterimizi düşürdü.
Bu füze hiçbirimiz için yabancı değil, onu çok yakından tanıyoruz.
Süper Kobramızı düşüren füze, hani o Rus savaş gemisinin (6 Aralık 2015 günü) Boğaz'dan geçerken Rus askerinin güvertede İstanbul semalarını hedef aldığı füzesinin tıpatıp aynı. Yani Rus yapımı SA-18.
Gelin soruları birlikte soralım;
O güvertede verilen o fotoğraf ile helikopterinizi/uçağınızı düşüreceğiz mesajı mı verildi?
PKK'ya bu füzeyi Ruslar mı verdi?
Veyahut başka birileri hedef saptırmak için bu işin içinde Rusya var gibi mi gösterilmeye çalışıyor?
PKK'nın elinde daha kaç tane bu gelişmiş SA-18 füzesi var?
Füzeyi ateşleyen PKK'lı teröriste bu profesyonel eğitim nerede ve kimler tarafından verildi?
Süper Kobra'nın savunma sistemleri neden devreye girmedi?
Genelkurmay konuyu bütün boyutları ile araştırıyor/inceliyor.
Görüntülerden pilotlarımızın Rus füzesini hiç göremedikleri anlaşılıyor.
4 kilometre menzili olan ısı güdümlü SA-18'lere karşı Süper Kobra'nın yarı otomatik Chaff-Flare ısı yanıltıcı savunma sisteminin neden devreye girmediği özellikle sorgulanıyor.
Tam da bu noktada karşımıza bir başka soru daha çıkıyor...
PKK, SA-18 füzesinin Süper Kobra'da bu denli etkili olacağını nereden biliyordu?
Çünkü Süper Kobra'nın füze ve radar ikaz sistemi ile ısıyı dağıtarak füzeyi şaşırtan yan egzoz sistemi de devreye girmedi.
Bütün bu soruların cevaplarına çok yakında ulaşmış olacağız. Ulaşınca sizlerle de paylaşacağız.
Evet, son gelişmeler bize tekrar PKK'nın kırsalda/dağda tutunmaya çalıştığını gösteriyor.
Türkiye, sadece PKK değil DEAŞ'a karşı da müthiş bir mücadele örneği sergiliyor.
Gözlerimiz Irak ve Suriye sınırında olmaya devam edecek..
Son bir not, bilmiyorum Sayın Kılıçdaroğlu CHP'nin Cizre raporunu okudu mu?
Okuduysa bu haliyle yayınlanmasına nasıl izin verdi..
Şu yüzden diyorum PKK yazsaydı anca bu kadar olurdu!" - ANKARA
