TÜM KATEGORİLER
Başkanlık Sisteminde Kuvvetler Arası Ayrım Net Olacak"
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, başkanlık sisteminde başkanla parlamento arasında bir "checks and balance" sistemi olacağını belirterek, "Yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri arasında daha kesin, sınırları tayin edilmiş bir ayrım olacak ki demokrasinin özgürlüklerin temel referanslarından biri budur.
FATİH MEHMET KÜRKÇÜ - AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, başkanlık sisteminde başkanla parlamento arasında bir "checks and balance" sistemi olacağını belirterek, "Yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri arasında daha kesin, sınırları tayin edilmiş bir ayrım olacak ki demokrasinin özgürlüklerin temel referanslarından biri budur." dedi.
Bostancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başkanlık sisteminin, 30 yıldır Türkiye'nin gündeminde bulunduğunu, geçmişte de çok tartışıldığını belirterek, parlamenter sistemde yakın tarihte de sorunlar yaşandığını söyledi.
Koalisyon dönemlerinde kaybedilen zamanın memleketin ekonomisine, toplumsal hayatına maliyetlerinin iyi hesaba katılması gerektiğini vurgulayan Bostancı, "Temel mesele farklı partilerin bir araya gelerek iktidar etme alışkanlıkları, kültürü. Siyasi rekabet, partiler arası ortak hedefe yönelik dayanışmadan, memleketin ortak değerlerine ilişkin tutumdan daha baskın şekilde öne çıkmaktadır. O yüzden memleket koalisyonlarla zaman kaybediyor." açıklamasında bulundu.
Başkanlık sisteminin siyasi istikrar sağlayacağını, bunu öteden beri ifade ettiklerini anlatan Bostancı, başkan seçildikten sonra hükümet atandığı için herhangi bir koalisyon durumunun söz konusu olmayacağına işaret etti.
Parlamentonun varlığını sürdüreceğini ve yasama görevini yürüteceğini belirten Bostancı, şöyle devam etti:
"Başkanla parlamento arasında bir 'checks and balance' sistemi olacak. Yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri arasında daha kesin, sınırları tayin edilmiş bir ayrım olacak ki demokrasinin, özgürlüklerin temel referanslarından biri budur. En önemlisi de Ortadoğu'yu yeniden yapılandırırken bunun içine Türkiye'yi dahil ederek sınırları çizmek şeklinde bir fantazinin peşinde koşan farklı güçler olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin böylesi zorlu bir süreçte hem ekonomik ve toplumsal istikrarını sağlaması hem de milli birliği ve bütünlüğünü sürdürmesi kesinlikle istikrarlı bir siyasal iktidar üzerinden mümkün olabilir. Partiler arası rekabet sadece ekonomik hayata ilişkin değil milli birlik ve beraberlik bakımından da problemler doğurabilir. Bu bakımdan başkanlığı aynı zamanda memleketin ortak kaderi ve geleceği bakımından çok hayati rol oynayan bir sistem olarak görüyoruz."
Bostancı, başkanlık sisteminin yeniden tartışılmaya başlandığının, tartışmaların halka götürülmesi noktasında görüş birliğinin güçlendiğinin altını çizerek, gelinen durumda bunu parlamentodan geçirmek ve halka götürmek üzere bir siyasi ortamın teşekkül etmiş gibi göründüğünü söyledi.
"CHP'nin tavrı, milletin kararından korktuğu istikametindedir"
Anayasa Komisyonu kurulduğunda başkanlık sisteminin tartışılmasını istediklerin ancak CHP'nin bu önerilerine olumsuz karşılık verdiğini bildiren Bostancı, "Bunu demokrasi, partiler arası iş birliği esaslı bir çalışma komisyonunun ruhuyla, anlayışıyla, değerleriyle bağdaştırmak elbetteki mümkün değildi. CHP'nin bu tavrı dolayısıyla konu komisyonda gündeme gelmemişti. Mesele bizim için sistemin ne ölçüde demokrasiyle özgürlükleri esas aldığı değil midir? CHP, bunu bile tartışmaktan kaçındı, tabiri caizse korktu. Çünkü detaylara girildikçe parlamenter sisteme nispetle daha demokratik ve özgürlükçü karakteri CHP'yi zor durumda bırakacaktı. O yüzden sloganlar atarak 'Tek kişinin padişahlığına karşıyız' diyerek bu işi örtmeye çalıştı." ifadelerini kullandı.
Gelinen durumda başkanlık sistemini Meclis'te millete götürecek bir sayının çıkacağının anlaşıldığını vurgulayan Bostancı, şunları kaydetti:
"Esasen böylesine tartışmalı, 30 yıldır siyasetin gündeminde olan bir konunun nihai olarak millet tarafından değerlendirilip karara bağlanması siyasi aklın icabıdır. Bunda herkes bakımından fayda vardır. CHP gitsin millete anlatsın, bu konuya ilişkin ne düşünüyor, tavrı nedir. Ama sloganlar atarak, öyle iki kelimelik ifadelerle değil gerçekten başkanlıkla parlamenter sistem arasında kendince, bizim önerdiğimiz, perspektifini ortaya koyduğumuz başkanlık sistemiyle parlamenter sistem arasında ne açıdan demokratik problemler olduğuna ilişkin ikna edici bir söylemle gitsin. Milletin karar ve iradesinden korkmamak, çekinmemek lazım. CHP'nin şu ana kadarki tavrı, milletin kararından korktuğu istikametindedir. Siyasetin dar alanlarında güç ilişkileriyle bu işi gündemden kaldırmaya çalışan bir CHP görünümündedir. Ümit ederim ki Meclis'teki tartışma ve görüşmelerde mesele daha açıklığa kavuşur, çok yüksek bir oy oranıyla milletin önüne gider, bütün siyasi partiler konuya ilişkin pozisyonları neyse onu millete anlatırlar. Nihai kararı da millet verir. Bu meseleyi millet çözer."
"Mesele önümüzdeki günlerde Meclis'e gelecek"
Bostancı, meseleyi en kısa sürede Meclis'e getireceklerini ifade ettiklerini anlatarak, bu yönde çalışmaların sürdüğünü belirtti.
Başkanlık sisteminin gerekliliğini en çok ortaya koyan hususun Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı tehditler olduğuna işaret eden Bostancı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Siyasetin istikrarlı oluşunun bu işlerde ne kadar önemli olduğunun görülmesidir. Biz bu meseleyi iktidar odaklı düşünmüyoruz. Türkiye'nin uzun geleceğinde yaşanacak istikrarsızlıklara ilişkin sistemi rehabilite ederek bunların üstesinde gelebilecek kapasitesi olan bir Türkiye düşünüyoruz. Başkanlık meselesini tartışmamız bu. Bugünden yarına değil. Allah'ın izniyle AK Parti, millet teveccüh gösterdikçe iktidar olmaya devam edecek. Tek parti iktidarının ekonomik, siyasi, toplumsal istikrarı çevresinde politikalarını uygulayacaktır ama mesele bizim iktidarımızla kayıtlı bir iş değil. Bu bir memleket meselesi, uzun soluklu bir iş. Türkiye'nin uzun geleceğini görerek davranma sorumluluğu olan bir siyasi akılla hareket etme durumundayız. Biz başkanlık meselesini bu çerçevede konuşuyor ve tartışıyoruz."
