Haberler

Başbakan Yıldırım, 65. Hükümet Programını Sundu

TBMM (AA) - 65. Hükümet programında, "Hükümet olarak geçmişten devraldığımız coğrafi ve kültürel mirasımızı, dış politikamız açısından da güçlü bir zemin olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz.

TBMM (AA) - 65. Hükümet programında, "Hükümet olarak geçmişten devraldığımız coğrafi ve kültürel mirasımızı, dış politikamız açısından da güçlü bir zemin olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz. Küresel düzeyde en geniş temsiliyete sahip uluslararası barış, kalkınma ve insani hakların korunması alanlarından her birinde, etkin ve görünür katkıları sağlayarak, bu örgütle işbirliğimizi ileriye taşımaya devam ediyoruz." ifadelerine yer verildi.

Başbakan Binali Yıldırım'ın TBMM'de sunumunu yaptığı 65. Hükümet Programı'nda "Güçlü Türkiye" başlıklı bölümde dış politikaya yönelik değerlendirmelere yer verildi.

Afrika kıtasının, dış politikada özel ve öncelik verilen bölgelerden biri olduğu vurgulanan programda, Afrika ülkeleriyle 20 milyar seviyesine çıkan toplam ticaret hacmini daha da yukarılara çekmek için gayret gösterileceği belirtildi.

Programda, Türkiye'nin Afrika Birliği ile 2008 ve 2014 yıllarında düzenlediği "Afrika Ortaklık Zirveleri"nde Afrika'nın ihtiyaçları çerçevesinde ortaya konan, kapasite gelişimi, ekonomik, ticaret, güvenlik, barış, kültür, altyapı ve sosyal alanlarda somut kalkınma projelerini, işbirliği halinde hayata geçirmeye devam edileceğinin altı çizilerek, TİKA ve diğer kurumların başta Somali olmak üzede Afrika ülkelerindeki kalkınma odaklı insani yardımlarının sürdürüleceği ifade edildi.

Türkiye'nin 2002'den bu yana ticaret hacminin yüzde 8,7 kat arttığı Asya-Pasifik bölgesiyle ilişkilerin derinleştirilmesi ve güçlendirilmesi yönündeki çalışmaların sürdürüleceği belirtilen programda, son 5 yılda bölgenin önemli ülkelerinden Çin ile stratejik işbirliği, Japonya, Kore Cumhuriyeti, Endonezya, Malezya ve Singapur'la da stratejik ortaklık düzeyine yükseltilen işbirliğinin daha da ileri taşıması öngörülürken, "dost ve kardeş" ülke Afgan halkının ihtiyaç duyduğu sürece, kalıcı barış ve istikrarın tesisi amacıyla, bu ülkede yürütülen güvenlik ve kalkınma amaçlı çabalara desteğin süreceği bildirildi.

Programda, Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin her alanda geliştirilmeye devam edileceğine vurgu yapılarak, "Ayrıca, bu ülkenin karşı karşıya bulunduğu sınamaları aşma yönündeki çabaları da desteklemeye kararlıyız." ifadesi kullanıldı.

Hindistan'la ilişkilerin ortak menfaatler çerçevesinde her alanda geliştirmeyi öngörüldüğüne atıfta bulunan programda, "Bu çerçevede tüm coğrafyayı kapsayan, tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan ülkelerle siyasi, ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel ilişkilerimizi geliştirmeye yönelik tüm girişimlerimizi sürdürecek ve 'Orta Koridor' girişimimizin hayata geçirilmesine yönelik politikalarımızı yoğunlaştıracağız" ifadeleri kullanıldı.

Latin Amerika ve Karayipler ile Türkiye'nin ticaret hacminin son on yılda 9 kat artarak, 7 milyar seviyesine ulaştığının belirtildiği programda, bölge ülkeleriyle ilişkilerin karşılıkla saygı ve işbirliği temelinde daha da geliştirme çabalarına devam edileceğine işaret edildi.

OECD ülkeleri arasında en hızlı enerji talep artışına sahip olan ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekilen programda, "Bu verilerden hareketle, yerli ve yenilenebilir kaynaklardan artan ölçüde yararlanmaya, ayrıca nükleer enerjiyi sepetimize eklemeye yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ayrıca ülkemizin doğu-batı ve kuzey-güney eksenlerinde üretici ve tüketici ülkeler arasında güvenilir bir enerji ticaret merkezi olması yönündeki çabalarımızı da devam ettireceğiz." ifadeleri yer aldı.

"Refah artışını sadece kendi milletimizi için değil, tüm insanlık için istiyoruz." ifadesi kullanılan programda, ırk, din, dil ve köken ayırt etmeksizin, Türkiye'nin yakın çevresinden başlayarak, tüm dünyada açlıkla, yoksullukla, çatışmalarla, afetlerle ve diğer küresel sorunlarla mücadeleyi sürdüreceği kaydedildi. Programda, bu anlayışla, başta en az gelişmiş ülkelerde yaşayanlar başta olmak üzere küresel düzeyde refahtan pay alma çabasında olan tüm insanlara yardımcı olmanın hedeflendiği belirtildi.

Türkiye'de uluslararası işbirliğine dönük farkındalığın arttırılması ve Türkiye ile paydaş ülkeler arasındaki tarihi bağlar ve kültürel işbirliğinin güçlendirilmesi yönündeki çalışmaya devam edileceği belirtilen programda, şunlar kaydedildi:

"Kamu kurumları, özel sektör ve STKlarda uluslararası işbirliği alanında kurumsal ve sosyal kapasitenin geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası kamuoyunda farkındalığın artırılması ve Türkiye'nin uluslararası kalkınma işbirliği kuruluşları için bölgesel merkez haline gelmesi amacıyla, 'Kalkınma İçin Uluslararası İşbirliğinin Geliştirilmesi Öncelikli Dönüşüm Programı'mızı hayata geçireceğiz.

Türkiye'nin uzmanlık birikimine sahip olduğu belirli alanlarda, 'Bilgi ve Tecrübe Paylaşım Programları' başlatacağız. Eğitimde uluslararası hareketlilik ve işbirliği desteğini sağlayacağız. İlk ve orta öğretimde, küresel farkındalığı artırmaya dönük eğitimler vereceğiz. 'Küresel Toplumla İletişim Stratejisi" hazırlayacağız. Üniversitelerde, uluslararası işbirliği araştırma merkezleri ve yüksek lisans programları oluşturacağız. Ülkemizin ev sahipliğinde gerçekleşen, Dünya İnsani Zirvesi sonuçları ışığında, Türkiye'nin acil ve insani yardım kapasitesini gözden geçirecek ve güclendirecegiz."

Bölgesel ve uluslararası işbirlikleri

Uluslarası toplumun saygın bir üyesi olarak Türkiye'nin, bölgesinde ve küresel düzeyde işbirliklerini, gerek insani kalkınma gerek ekonomik refahı arttırma perspektifiyle güçlendirilmesi, hükümetin dış politikada en önemli önceliklerinden olacağının ifade edildiği programda, şu unsurlara yer verildi:

"Hükümet olarak geçmişten devraldığımız coğrafi ve kültürel mirasımızı, dış politikamız açısından da güçlü bir zemin olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz. Küresel düzeyde en geniş temsiliyete sahip uluslararası örgüt olan BM'nin üç ana kulvarını oluşturan uluslararası barış, kalkınma ve insani hakların korunması alanlarından her birinde, etkin ve görünür katkıları sağlayarak, bu örgütle işbirliğimizi ileriye taşımaya devam ediyoruz. AB ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi yapılar başta olmak üzere, ülkemizin çok uluslu platformlarda etkinliğini yükseltmeyi hedefliyoruz. G-20 gibi önemli mekanizmalarda faal biçimde rol alarak, ülkemizin önceliklerini ve küresel meselelere ilişkin perspektifini güçlü bir şekilde ortaya koyuyoruz."

Türkiye'nin bölgesel ve küresel istikrara yönelik asimetrik tehditlerele mücadeleye önemli katkı sağlayan bir üstlenmeye devam edeceğinin altının çizildiği programda, bu bağlamda örgütlü suç ve terörle mücadele konusunda diğer ülkelerle ikili temelde yürüttülen işbirliğinin pekiştirileceği kaydedildi.

BM, AGİT, Avrupa Konseyi ve NATO gibi uluslararası örgütler ve terörle mücadele amaçlı uluslararası koalisyonlar kapsamında sağlanan katkının sürdürüleceği belirtilirken, Terörle Mücadele Küresel Forumu'na katkıların devam edeceği ifade edildi.

Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefi

Türkiye'nin stratejik hedefleri arasında yer alan AB üyeliği doğrultusundaki kararlığın sürdürüleceğinin aktarıldığı programda, Türk vatandaşlarının Schengen bölgesinde vize muafiyeti sağlanması için çalışmalara devam edileceği belirtildi.

Programda ayrıca, AB katılım müzakereleri ve müktesebata uyum çalışmalarının sürdürülmesi, katılım öncesi mali yardımların etkin şekilde kullanılması ve Türkiye'nin yeni AB iletişim stratejisinin uygulanmasının öncelikli hedefler arasında yer aldığı kaydedildi.

Türkiye'nin bütçesine en çok katkıda bulunan ülkeler grubuna katıldığı Avrupa Konseyi içinde ortak değerler kapsamında, Avrupa mimarisine katkının pekiştirileceği, Avrupa Konseyi bünyesindeki sözleşmelerin hazırlanması ve uygulanmasına yönelik katkıların devam edeceği belirtildi.

Programda, küresel planda artan çatışmaların önlemesi ve barışçıl yollarla çözülmesi amacıyla, BM platformunda başlatılmasında önemli rol alınan "Medeniyetler İttifakı" ile "Barış için Arabuluculuk" gibi girişimlere öncülük edilmeye devam edileceği vurgulandı.

Türkiye'nin İİT Dönem Başkanı olması

Türkiye'nin 2 yıllığına dönem başkanı olduğu İİT içindeki işbirliği ve dayanışmanın derinleştirilmesi, İslam dünyasında barış ve huzurun güçlendirilmesi ve Zirve'de kabul edilen belgelerin uygulanmasının takip edileceği kaydedilirken, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi gibi zirvelerle Türkiye'nin az gelişmiş ülkelere verdiği önemin pekiştirilmesi ve bu ülkelerin görünür kılınmasının amaçlandığı belirtildi.

Programda, sonuncusu Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen, G20 Zirvesindeki taahhütlerin etkin şekilde uygulanması ve ekonomik büyümenin itici gücü olarak yatırımların arttırılmasın da 65. Hükümet programının öncelikleri arasında yer alacağı bilgisi paylaşıldı.

Önümüzdeki dönemde, bazı ülkelerle imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmalarına (STA) "hizmet ticareti ve yatırım" bölümleri eklenmesine ilişkin çalışma ve müzakerelerin başlatılmasının hedeflendiğinin kaydedildiği programda, "Hizmet ticareti ve yatırımlara ilişkin hükümler içeren yeni STA'lar yapılmasına dönük gerekli analizleri de tamamlayacağız." ifadelerine yer verildi.

Ç?ağın en önemli sınamalarından biri olan iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası toplumun sarf ettiği çabalara etkin biçimde katılmaya devam edeceği belirtilen programda, AK Parti hükümetinin çeşitli ülkelerdeki insan hakları ihlallerinin dünya kamuoyunun dikkatine getirilmesi ve bu ihlaller hakkında başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası platformlarda kararlar çıkarılmasında aktif rol oynamaya devam edeceği vurgulandı.

Programda, yurt dışında yaşayan vatandaş, soydaş ve akraba topluluklara ilişkin olarak yapılacak düzenlemeler de şu şekilde sıralandı:

"Türkiye'den borçlanarak emekli olan yurt dışındaki emeklilerin bulundukları ülkelerde yarı zamanlı çalışabilmeleri için ikili anlaşmalarımız çerçevesinde gerekli çalışmaları yapacağız. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın tanıma ve tenfiz davalarının, onları mağdur etmeyecek bir sürede sonuçlanması için gerekli yasal düzenlemeleri yapacağız. Yurt dışından alınan meslek diplomalarının Türkiye'de meslek lisesi diplomasına denk olarak tanınması ve yurt dışı vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerde edindikleri meslek diplomaları ve ustalık belgelerinin Türkiye'de kazanılmış diplomalarla denk kabul edilmesi için gerekli çalışmaları tamamlayacağız.

Üniversitelerin yurtdışında yerleşke açabilmesi için yasal düzenlemeleri gerçekleştireceğiz. Devlet üniversitelerinin vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı ülkelerde hizmet vermesini sağlayacağız."

Yunus Emre Enstitüleri'nin tüm dünya genelinde artırılacağına da işaret edilen programda, ayrıca, soydaş topluluklara mensup öğrencilerin ülkelerinde yükseköğretim görmelerini teşvik etme maksadıyla "Yerinde burslandırma" uygulamasının başlatılacağı ifade edildi.

Programda, "Çeyiz hesabı ve konut destek hesabı ile benzeri uygulamaların, doğum hediyesi uygulamasında olduğu üzere, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da istifade edeceklerdir." ifadeleri kullanıldı.

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel

Birleşmiş Milletler Binali Yıldırım Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title