TÜM KATEGORİLER
Başbakan Yardımcısı Yılmaz Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonucuna ilişkin, "İçeride ve dışarıda Türkiye'ye olan güven, öngörülebilirlik artıyor.
ABDULLAH ÇELİK - Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonucuna ilişkin, "İçeride ve dışarıda Türkiye'ye olan güven, öngörülebilirlik artıyor. Bu, yatırımları artıracaktır. Dolayısıyla istikrarlı bir hükümet inşallah Türkiye'nin büyümesini daha üst noktalara çekecektir" dedi.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1 Kasım'daki seçim sonuçlarının hem demokrasi, hem Türkiye hem de halk için hayırlı olmasını diledi.
Seçimin çok önemli sonuçları olduğuna işaret eden Yılmaz, bu sonuçların daha uzun bir süre değerlendirileceğini, bir kısım sonuçların ise araştırılması, analiz edilmesine ihtiyaç olacağını belirtti.
HDP'nin seçimde kısa bir sürede çok ciddi oy kaybına uğradığını dile getiren Yılmaz, bunun çok iyi analiz edilmesi gerektiğine inandığını aktardı.
"HDP siyaset üretemedi"
Yılmaz, Türkiye'de olduğu gibi Bingöl'de önceki seçime oranla HDP'nin oyunun düştüğünü, yüzde 41 olan oyun yüzde 29'lara kadar gerilediğini anlatarak, bunun kendiliğinden olmadığını vurguladı.
Seçmenin HDP'nin politikaları ve söylemleriyle ilgili yaptığı analiz sonucu bu tablonun ortaya çıktığına işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:
"7 Haziran sonrasında ortaya çıkan tabloda HDP siyaset üretemedi. Halkın beklentilerine karşılık veremedi. Artan şiddet olayları karşısında, terör karşısında net bir tavır sergileyemedi. Sivil siyasetin gücünü ön plana çıkaramadı. Bunların seçim sonuçlarına ciddi bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan insanımız artık terör, şiddet istemiyor. Bölge halkı sivil ve demokratik siyasetin ön plana çıkmasını istiyorlar. Buna aykırı bir davranış gördükleri zaman da bunun değerlendirmesini sandıkta gerçekleştiriyorlar. Herkesin seçim sonuçlarından gereken dersi almasını temenni ederim."
"Başarımızda 7 Haziran'ın muhasebesini yapmamızın rolü var"
Yılmaz, bu seçimde halkın AK Parti'ye büyük teveccüh gösterdiğini belirterek, seçim sonuçlarını analiz etmeyi sürdüreceklerini kaydetti.
7 Haziran seçiminden sonra da çok detaylı çalışmalar, istişareler, araştırmalar yaptıklarını anlatan Yılmaz, "AK Parti'nin başarısında 7 Haziran'ın muhasebesini yapmamızın rolü var. AK Parti, 7 Haziran sonrası kendi iç muhasebesini çok detaylı bir şekilde yaptı. Diğer partilerde böyle bir şey maalesef görmedik. Çıkardığımız sonuçları aday belirleme sürecinden, seçim beyannamesinin içeriğine varıncaya kadar birçok alana yansıttık. İktidara geldiğinde uygulamalarıyla da bunu gösterecek inşallah" diye konuştu.
Yılmaz, AK Parti'nin 13 yıldır iktidarda kalan bir parti olarak bugün yüzde 50'ye yakın oy aldığını, bunun gerçekten ülkede ve dünyada ender rastlanılacak bir başarı olduğunu vurguladı.
AK Parti'nin başarısında istikrarın büyük payı olduğunu anlatan Yılmaz, halkın yaşanan süreçte istikrarın önemini gördüğünü aktardı.
"Terörle en etkili şekilde mücadele etmeye kararlıyız"
Yılmaz, Çözüm Süreci'ni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığını ifade ederek, bu sürecin birileri tarafından istismar edildiğini belirtti.
Sürecin ruhuyla hiçbir şekilde bağdaşmayacak birtakım eylemlerin içine girildiğini, adeta baltalandığını ve gelinen noktada terör olaylarının tırmandığını aktaran Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bu örgütler içerisinde sadece bir kanaldan değil birkaç kanaldan adeta koordineli şekilde dini, mezhebi gerekçeleri, etnik gerekçeleri kullananlar var ve hepsi adeta eş zamanlı, koordineli bir şekilde bu şiddetin, terörün dozunu artırma gayretindeler. Buna karşılık terörle en etkili şekilde mücadele etmeye kararlıyız. Bir taraftan terörle etkili şekilde mücadele etmeye bir taraftan da Türkiye'nin demokratikleşmesini sürdürmeye devam edeceğiz. Bunda da muhatap belli bir kesim, parti değil, toplumun tamamıdır. 78 milyonun düşüncelerini, görüşlerini dikkate alan demokratikleşme sürecimiz şüphesiz devam edecektir."
Türkiye'nin genelinde olduğu gibi bölgede de çoğulcu bir yapı olduğuna, değişik siyasi görüşlerin, farklı grupların olduğuna dikkati çeken Yılmaz, hiç kimsenin tektipçi bir mantığı Doğu'ya, bölgedeki Kürt vatandaşa dayatamayacağını anlattı.
"Siyasi istikrar eskisinden de önemli"
Yılmaz, siyasi istikrarın, ekonomi, terör ve uluslararası ilişkiler bakımından önemine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bugün dünyada küresel krizin etkileri var. Bu ortamda siyasi istikrar eskisinden daha önemli hale geldi. Bölgemizde, çevremizde maalesef çok ciddi jeopolitik gelişmeler ve riskler var. Bölgemizde yaşanan gelişmelere sağlıklı bir şekilde müdahil olmak, ülkemizin milli menfaatlerini, çevremizdeki toplulukların haklarını korumak için mutlaka güçlü, istikrarlı bir yönetime ihtiyaç var. Ortadoğu'da bir dönüşüm süreci var ve bu süreçte de mutlaka Türkiye'de istikrarlı ve güçlü bir hükümete ihtiyaç bulunuyor."
Suriye başta olmak üzere yaşanan birçok krize, bir çok sıkıntıya ancak güçlü bir yönetimle müdahil olunabileceğine vurgu yapan Yılmaz, "Terörün üstesinden gelebilmek hızlı ve kararlı hareket edebilen hükümetlerle mümkün. Halkımız bunu gördü. Son dönemde 'kararsız' diyebileceğimiz kitlenin büyük oranda AK Parti'ye yöneldiğini ve AK Parti'ye olan güvenini tazelediğini düşünüyorum" diye konuştu.
"İçeride ve dışarıda Türkiye'ye olan güven artıyor"
İstikrarın bazı etkilerinin finansal piyasalarda görülmeye başlandığını anlatan Yılmaz, "İçeride ve dışarıda Türkiye'ye olan güven, öngörülebilirlik artıyor. Bu, yatırımları artıracaktır. Dolayısıyla istikrarlı bir hükümet inşallah Türkiye'nin büyümesini daha üst noktalara çekecektir" şeklinde konuştu.
Yılmaz, bir ekonominin güçlü olabilmesi için para politikası, maliye politikası tek başına yetmediğini, yapısal reformların gerektiğini ifade ederek, bu açıdan Türkiye'nin şanslı olduğunu, 13 yıllık tecrübeli bir hükümetin bulunduğunu aktardı.
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, tek başına hükümetle yapısal reformları hayata geçirme imkanı bulacaklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Biz buna 'ikinci nesil' reformlar diyoruz. Türkiye birinci nesil reformlarını geçtiğimiz 10 yılda tamamladı. Şimdi kritik bir eşiğe gelmiş durumdayız. Üst orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna geçmek için gerekli reformları yapmak durumundayız. Bu 4 yıl Türkiye için büyük bir fırsat penceresi. Bunu iyi değerlendirdiğimiz takdirde orta ve uzun vadede Türkiye'nin gücünü artıracağız, çok daha sağlam bir akademik yapı oluşturacağız. 2016 yılından başlayarak inşallah Türkiye yeni bir aşamaya geçiyor. Bu yeni aşamada yapacağımız reformlar ve dönüşümlerle, güçlü, istikrarlı ve koordineli bir yönetimle Türkiye çok daha büyüyecek, katma değeri çok daha yüksek bir ekonomik yapı adım adım inşa edilecek. Bu da bizi 2023 ve ötesine taşıyacak."
Yılmaz, gelecek yıl büyümede öngörülerinin en az yüzde 4 olduğunu, seçimden çıkan sonuçla bunun daha da güçleneceğine inandığını aktararak, dünyada gelişen olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin bundan daha yüksek bir büyüme hızını gerçekleştirmesini temenni etti.
