Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Manisa'da

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 1915 olaylarına ilişkin Ermine iddialarıyla ilgili, "Her milletin haini olur ama maalesef bizim ülkenin hain kontenjanı çok fazladır. Dolayısıyla önce içeridekilere söylüyorum, 1915 olaylarına ilişkin birisi bir şey konuşacaksa önce bilgi sahibi olsun. Sağdan soldan, kulaktan dolma bilgilerle Türkiye'ye hakaret ederek köşeye sıkıştıracağını zanneden içimizdeki hainlerin hizaya girmesi lazım." dedi.

Manisa Spil Milli Parkı'nda incelemelerde bulunan Kurtulmuş, TRT'nin canlı yayınlanan programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kosova'da temaslarda bulunduğunu hatırlatarak, "Orada ecdadın ayak izleri var. Sultan Murat Hüdavendigar'dan itibaren Kosova ve Türkiye arasında çok büyük tarihi bir ilişki var, derin bir ilişki var. Kosova'daki Türk toplumu, Arnavutlar ve diğer etnik kökenlerden insanlarla iç içe yaşamış olan bir Türkiye var, gönül bağımız var. Kosovalı çok sayıda kardeşimiz, Türkiye'ye göç etmiş, burada yerleşik hale gelmişler. Hiçbir zaman Türkiye'nin varlığını unutmamışlar var. ve özellikle son yıllarda çok şükür Türkiye'nin elinin, kolunun oralara çok rahat uzanabiliyor olması, tabiri caizse ecdadın ayak izlerinin takip edilerek orada ecdada ait ne varsa, han, hamam, türbe, cami ne varsa hepsinin tamir edilmesi, onarılması gerçekten Balkanlar ve özellikle Kosova ile bağlantılarımızı son derece kuvvetli hale getirilmiştir." dedi.

Myanmar'dan Cezayir'e, Afrika'ya, Cibuti'ye, Sudan'a, Somali'ye kadar her yerde Türkiye'nin yardım elinin bulunduğunun altını çizen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Türkiye bir taraftan artık dışarıda ecdadımızın ayak izlerini sürerek onların bıraktığı eserleri gün yüzüne çıkarıyor, diğer taraftan da insani yardımlarla oralardaki insanların, ülkelerin durumlarının daha iyiye gitmesini sağlıyor. Türkiye 2014 yılı itibarıyla GSMH bakımından insani yardımlarda dünya birincisi olan bir ülkedir. Bu anlamda iftihar ediyoruz. Bütün kurum ve kuruluşlarımız, TİKA'mız, Kızılayımız, bütün yardım kuruluşlarımız, AFAD'ımız, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, Diyanet İşleri Başkanlığımız, hangi imkanımız varsa Türkiye bütün bölgelerde etkin bir şekilde çalışıyor. Balkanlarda da dün Priştine'de Yaşar Bey Camisinide cuma namazını kıldık. Ardından Murat Bey camisinin açılışını yaptık. Prizren'de çok sayıda eser, Sinan Paşa Camisi çok güzel şekilde onarılmış, harabe şekilde olan cami bugün gerçekten mükemmel bir mesire yeri haline getirilmiş. Köprüler, hanlar, medreseler onarılmış. Baktığınızda bu gücü, oradaki değerlerimizi ortaya çıkarmayı iftiharla izliyoruz."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sadece Balkanlarda değil, dünyanın birçok yerindeki tarihi mirasa sahip çıktıklarını kaydederek, "Bu Türkiye'nin gücünü gösteriyor. Türkiye, dünyanın dört bir yerinde bütün eserlerimizi ortaya çıkarabilecek bir güce sahip ve dünyanın her yerindeki hem soydaşlarımız hem akraba topluluklarımız hem dindaşlarımızla da çok rahat gönül köprülerini kurabilecek bir güce ulaşmıştır." diye konuştu.

Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli özelliklerinden birinin Balkan coğrafyasında 6 asır boyunca huzur ve barış ortamı oluşturması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Müslümanlar farklı mezhepleriyle, farklı meşrepleriyle, aynı şekilde Hristiyanlar ve diğer etnik dini gruplara mensup olan insanlar bir arada yaşadılar. Balkan lisanında, Makedonya'da, Kosova'da Türkçe bir tabir var 'komşu kapıcık' diye. Komşu kapıcık şu; farklı dinlerden olsa da insanlar, farklı etnik yapıdan olsalar da sokakta bir dış kapıları var, bir de komşuların birbirinin bahçelerine açılan küçük kapıcıklar var. Komşuların birbirlerinin evine dış kapılardan girmeleri ayıp kabul edilirdi, yani bu komşuluk ilişkisine uymaz. Komşu o kadar komşusundan emindir ki kapısını tıklatıp evine girebilecek kadar herkes birbirinden emindir. Kimisi Ortodokstur, kimisi Katoliktir, kimisi Bektaşidir, kimisi Mevlevidir, kimisi Sünnidir. Bu kadar farklı mezhepten insanlar bu kadar canlı bir şekilde barış ve adaletle tam 6 asır yaşamışlar. Fakat ne yazık ki bir asır evvel bu barış içinde yaşayan kitlelere önce etnik milliyetçilik üzerinden düşmanlık öğretilmiş, arkasından dini ve mezhebi düşmanlıklar öğretilmiş."

Balkanlar'da bir asırdır büyük sıkıntılar, büyük acılar yaşandığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Bir asırdır Balkanlar dikiş tutmuyor. Biz yeniden bir asır sonra oralara geldik, 1912-1913'te çıktığımız Balkan coğrafyasına geldik. Kavuşmamız uzun sürdü belki ama bütün Balkan halklarıyla son derece samimi ilişkiler içinde Türkiye olarak ilişkilerimizi yeniden inşa ediyoruz." ifadesini kullandı.

"Prizren'in Manisa'dan farkı yok"

Şehzadeler Şehri Manisa'ya 476. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali için geldiğini hatırlatan Kurtulmuş, "Prizren'in Manisa'dan farkı yok. Bunu sadece fiziki anlamda söylemiyorum, kültürel olarak da aynı müşterekte yaşıyoruz. Sadece bir geleneği sürdürmekle kalmıyoruz, millet olarak kökü mazide olan ati olduğumuzu, kökü mazide olan atiyi istediğimizi ortaya koyuyoruz. Bizim köklerimiz çok zengin, bunları unutmuyoruz. Bunu sadece tarih, edebiyat olarak okumuyoruz. Hem Hafsa Sultan'ın vasiyetini yerine getiriyoruz mesir macunu halka dağıtılmaya devam ediyor, hem de aynı şekilde tarihimize sahip çıktığımızı, günümüzde de yaşattığımızı ifade ediyoruz. Binlerce, on binlerce Manisalı bugün bir araya geldi. Bizi bağırlarına bastılar. Herkes farklı görüşlerden olabilir, yan yana yürüdük. Herkes aynı milletin ferdi olarak aynı ortak kültürel değere sahip çıkmanın onuru içinde bir yerde oldu. Mesir şenlikleri hem bu anlamda bize eskiyi hatırlattı hem de bizim birlikte hareket etmemiz gerektiğini gösterdi" dedi.

1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları

Sosyal medyada yer alan 1915 olayları ve sözde soykırım iddialarına ilişkin değerlendirmede bulunan Numan Kurtulmuş, "Her milletin haini olur ama maalesef bizim ülkenin hain kontenjanı çok fazladır. Dolayısıyla önce içeridekilere söylüyorum, 1915 olaylarına ilişkin birisi bir şey konuşacaksa önce bilgi sahibi olsun. Sağdan soldan, kulaktan dolma bilgilerle Türkiye'ye hakaret ederek köşeye sıkıştıracağını zanneden içimizdeki hainlerin hizaya girmesi lazım. Böyle bir şey olmaz." dedi.

Ermeni iddialarının tarihi bir mesele ve tarihçilerin işi olduğunu, siyaset konusu olamayacağını dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Dışarıdakilere de şunu söylemek isterim, 1915 olayları üzerinden Türkiye'yi terbiye etmek isteyip hizaya çekmek isteyenler de önce kendi tarihlerine baksınlar, kendi tarihlerindeki soykırımlara baksınlar. Kendi tarihlerinde emperyalist hedeflerine baksınlar, ülkeleri nasıl işgal ettiklerine baksınlar. Cezayir yeni dönemdedir. Eski dönemlere baksınlar. Hint okyanusundan Endonezya'ya, Malezya'ya kadar Avrupa'daki emperyalist devletlerin nasıl oraları işgal ettiğini, nasıl Afrika insanlarının sömürgeleştirildiğini, esir haline getirildiğini, 150 milyon Afrikalının gemilere konularak nasıl Amerika'ya götürüldüğünü ve köle edildiğini hepimiz biliyoruz. Eğer ülkelerin geçmişleri hakkında konuşmak gerekirse herkes başını iki elinin arasına alsın, insanları nasıl köleleştirdiğinin hesabını versin. Hiroşima'nın, Nagazaki'nin hesabını versinler. Cezayir'in, Afrika'daki birçok yerin nasıl işgal edildiğinin hesabını versinler. Bizim tarihten çekineceğimiz, korkacağımız bir şey yok. İşte 6 asır boyunca barış içinde yaşayan Balkanlar, 4 asır barış içinde yaşayan Ortadoğu, özellikle Filistin toprakları...

Dolayısıyla herkes söyleyeceğini söylesin ama bilimsel gerçekler içinde söylesin. Biz bilimsel gerçekler içinde herkesle Ermeni meselesini konuşmaya hazırız. Bütün arşivlerimiz hazırdır, yıllardır söylüyoruz. Ermeniler de arşivlerini açsınlar. Biz bu meseleyi Ermenilerle arşivler üzerinden, tarih üzerinden konuşuruz. Fakat içimizde tarihi saptırmaya çalışanlar, Ermenilerle bizim aramızda konuşmamızın yolunu tıkamasınlar."

.

Numan kurtulmuş Cezayir Türkiye Politika Güncel Haberler