Haberler

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Suriye konusundaki açıklamalarını değerlendirirken, "Bu rejim değişmeden, demokratik katılımı sağlamadan Allah aşkına nasıl oturacak da Batılılar bunlarla konuşacaklar?

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Suriye konusundaki açıklamalarını değerlendirirken, "Bu rejim değişmeden, demokratik katılımı sağlamadan Allah aşkına nasıl oturacak da Batılılar bunlarla konuşacaklar? Yani Ha Miloseviş ile ha Hitler ile ha gidip Esed ile ha o rejimin unsurlarıyla konuşmuşsun" dedi.

CNN Türk televizyonunda "Tarafsız Bölge" programında soruları yanıtlayan Kurtulmuş, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Suriye ile ilgili son açıklamalarını değerlendirdi.

"350 bin kişiyi öldürmüş bir rejimle neyi müzakere edeceksiniz?" diyen Kurtulmuş,  uluslararası alanda ortak perspektife sahip olunmasının temel meseleyi oluşturduğunu söyledi.

Kurtulmuş, bölgede etnik ve mezhep çatışması çıkarılmak istendiğine işaret ederek, bölgedeki gelişmelerin, buradaki halkların hiç birine yaramadığını ancak bölgeyi bölüp parçalamak isteyenlere yaradığını vurguladı.

Esed'in kalmasının Türkiye'ye faturasının "ağır" olacağını dile getiren Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu rejim değişmeden, demokratik katılımı sağlamadan Allah aşkına nasıl oturacak da Batılılar bunlarla konuşacaklar? Yani ha Miloseviş ile ha Hitler ile ha gidip Esed ile ha o rejimin unsurlarıyla konuşmuşsun. Eğer Batı Miloseviç ile konuşmayı içine sindirebiliyor idiyse yakın dönemler için söylüyorum, Hitler ile konuşmayı içine sindirebiliyor idiyse buyursunlar Esed ile de konuşsunlar. Ama mesele bu değil. Konuşsalar dahi Suriye halkı bunu kabul etmez. Sorun burada."

Bu işin "Barış yapın" demekle olmayacağını, bunun gönüllerde olabilecek bir şey olduğunu kaydeden Kurtulmuş, Türkiye'nin bu süreçte hep doğru yerde durduğunu anımsattı.

Kurtulmuş, Türkiye'nin, Suriye halkının çoğunluğunun tercih ettiği çözümden yana olduğunu vurgulayarak, Suriye halkına bu konuda dayatma olmaması gerektiğini belirtti.

-Demirtaş'ın açıklamaları-

Selahattin Demirtaş'ın son grup toplantısındaki sözleri de sorulan Kurtulmuş, açıklamanın iletişim stratejisi bakımından doğru, siyaset olarak yanlış olduğunu söyledi.

Açıklamayı uslüp olarak doğru bulmadığını, milletin üstünde irade olamayacağını dile getiren Kurtulmuş, başkanlık sistemiyle ilgili kararı da milletin vereceğini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bir başka soru üzerine, anketlerde HDP'nin barajın gerisinde, oy oranının yüzde 7-7,5 civarında görüldüğünü ifade ederek, bu tür açıklamaların söz konusu partinin barajı aşmasına katkısının olmayacağını belirtti.

Kurtulmuş, "Gerçekten aşmak istiyorsa barajı silahla HDP yan yana insanların zihninde bile gelmeyecek. Silahları gömdük. Onun için bu Nevruz açıklaması, Kandil Mandil meseleleri bunun için önemli. İkincisi cumhurbaşkanlığı seçiminde görüldü. Baraja yakın bir oy alındı. Nasıl alındı? Hem bu silahlardan uzaklaştıklarını ortaya koydular, hem bir Türkiye partisi olduklarını ortaya koydular. Bir bölge partisi, sadece Kürtlerin temsil edildiği bir parti değil. Barış dilini kullandılar. Onun için yol belli" diye konuştu.

-Yeni anayasa-

Bir başka soru üzerine Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu belirten Kurtulmuş, geçmişte seçim barajının düşürülmesi ve dar bölge sistemi önerisi getirdiklerini ancak bunun diğer partilerce kabul edilmediğini kaydetti.

Kurtulmuş, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin de parlamentonun, milletvekilinin, yerel yönetimlerin ve yürütmenin, sivil toplumun kuvvetlendirilmesi konusunda adımlar atılmasının önemine işaret etti.

Başkanlık sisteminin bunu kuvvetlendiren unsurlardan biri olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, yürütmenin kuvvetlendirilmesi, daha etkin ve hızlı kararlar alınabilmesi için başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Ortada bir kriz yokken demokratik paketin kurulması çağrısında bulunan Kurtulmuş, aksi halde hangi parti iktidara gelirse gelsin güçler parçalanmasıyla karşı karşıya kaldığında "Yandım Allah" diyeceğini ifade etti.

Kurtulmuş, sistemin tıkandığını, Türkiye'nin gerekli değişiklikleri yapmaması halinde 1970'lere geri dönme ihtimali bulunduğunu kaydederek, "Türk tipi başkanlık ve tek adamlık" tartışmalarını da değerlendirdi. Anayasa'nın 104. maddesine dikkati çeken Kurtulmuş, "104. madde zaten isterse tek adamlığı ilan etmiş. Sayın Cumhurbaşkanı istese tek adam olmak istiyorsa başka bir şey olmasına gerek yok. Şu andaki cumhurbaşkanlığı sistemi buna müsaade ediyor" diye  konuştu.

Kurtulmuş, Amerikan ve Fransız sisteminin zamanla evrildiğini belirterek, "Neden Türkiye tecrübesi olmasın" diye sordu.

Bir başka soru üzerine, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aday olmayacağını açıklamasını da değerlendiren Kurtulmuş, bunun Gül'ün kişisel tercihi olduğunu söyledi.

Erbakan ailesinden kişilere AK Parti'den adaylık önerisi iddiaları da sorulan Kurtulmuş, bunun da o kişilerin bileceği iş olduğunu ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Arınç'ın, AK Parti'ye oy vermeyenlerin bakış açısıyla ilgili açıklamaları konusundaki değerlendirmesi de sorulan Kurtulmuş, siyasetin matematiğinin bu şekilde çalışmadığını ancak Türkiye'de siyaset diliyle ilgili mesele bulunduğunu kaydetti.

Kurtulmuş, siyasetin üslubunun düzgün olması gerektiğini vurgulayarak, AK Parti'ye katılımı öncesindeki açıklamalarıyla ilgili soruları da yanıtladı. Dün muhalefet üslubuyla söylediklerini bugün iktidar sorumluluğu içinde söylediğini ifade eden Kurtulmuş, "Harun gibi geldiler karun oldular" ifadesi üzerine, "Ne güzel böyle bir şeyi birisi Türk siyasetinde kalkıp... 'Oldular' demedim. Bu benim Saadet Partisi genel kurulunun bitişinde söylediğim sözdür. Bütün salona, bütün Türkiye'ye verdiğim sözdür. Harun gibi gelip karunlaşmayacağız. Hayatım boyunca hiç kimseyi şahsen hedef alıp söylememiştim. Genel kuralı söyledim. Bu kendime ve oradaki camiaya söylenmiş olan bir şeydi" dedi.

"Hükümet eleştirisi değil miydi o?" sorusuna Kurtulmuş, "Hükümet de ayağını denk alsın, insanlara bütün herkese insanlara çağrıydı bu. Bu bir değeri hatırlatmaktı. Bir manevi değerimizi hatırlatmaktı. Hiç kimse hedef alınmadan söylenmişti" yanıtını verdi.

-"Felaketin farkında olmak paranoya değildir"-

Kurtulmuş, seçimlerde hangi bölgeden aday olduğunun sorulması üzerine İstanbul ikinci bölgeden aday olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın parti yönetimindeki en büyük başarısının partiyi hizipleştirmemesi olduğunu anlatan Kurtulmuş, AK Parti'nin rakibinin kendisi olduğunu ifade etti.

Kurtulmuş, "paralel yapı"yla mücadelenin bir ava dönüşüp dönüşmediğine dair soruya karışılık da "İnsanlar, kendi kişisel siyasi hırsları itibarıyla bu tür şeyler yapıyor olabilirler" diye konuştu.

Bunların ayrı konular olduğunu anlatan Kurtulmuş, paralel yapıyla mücadelenin demokratik meşruiyeti tahrip etmek isteyenlere karışı yapıldığını söyledi.

Kurtulmuş, "Bir felaketin farkında olmak bu felaketin bir günde bitmeyecek bir mesele olduğunu görmek paranoya falan değildir" değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında, 77 milyon vatandaşın fişlendiğini iddia ettiğinin anımsatılması ve bu iddiayı sorup sormadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Bilmiyorum gerekli bilgiler mutlaka talep edilmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bunu sanki, belge ne kadar doğru onu da bilmiyoruz, hükümet bunu yapmış gibi göstermesi son derece gülünç. Çünkü, Sayın Cumhurbaşkanı ve ailesi söz konusu olan bu iddianameyle ilgili şikayetçi olmuş" diye konuştu.

-"Çoğunluğu akil adamlar olacak"-

"Silah bırakma kararı alındıktan sonra, bunların Türkiye'ye gelmesiyle ilgili olarak, Eve Dönüş Yasası'nın değiştirilmesi ya da yeni bir yasa çıkarılması gündemde mi" sorusuna, Kurtulmuş, "Silah bırakıldıktan sonra bu insanların bir kısmı Türkiye'ye gelecek durumda değildir herhalde, üçüncü ülke konuşulabilir. Geri kalan kısımlar, olaya bulaşmamış, Türkiye'de takibata uğramamış olan insanlar... Mevcut yasalar da bunun için yeterlidir. Gerektiğinde parlamento buna karar verir. Konu parlamentoya götürülür. Mühim olan sonuç almaktır. Bunlarla ilgili hazırlıklar, ihtimaller var ama mesele sonuç almak" yanıtını verdi.

Kurtulmuş, her şeyin masada konuşulduğunu, hükümetin karanlıkta yürümediğini söyledi.

"Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'İzleme Komitesi'nin 5-6 kişiden oluşacağını' söyledi. Nevruz'dan sonra bu İzleme Komitesi harekete geçer mi" sorusu üzerine, Kurtulmuş, "Tabi, bundan sonrası az kalan kısım. Bu sürecin mümkün olduğu kadar hızlandırılması lazım. Çok önemli işler yapılmış, bundan sonra sürece yayarak yapılacak işlerden ziyade hızlandırarak, çok sağlam basarak... Bir taraftan da Türkiye kamuoyunun bütün desteğini almak... Burada kilit, bu işin sahibi kimdir? Bu işin sahibi millettir" dedi.

-"Çoğunluk akil adamlardan olacak"-

"İzleme Komitesi'nde hem hükümetin hem de HDP'nin belirlediği isimler mi olacak" sorusuna Kurtulmuş, "Bir liste var, zaten çoğunluğu akil adamlar heyeti içinden olacak" karşılığını verdi.

"Siz, Başbakan Yardımcısı olarak, 'Türkiye'de hiç kimse hükümetimiz tarafından fişlenmemektedir' diyebilir misiniz" sorusu üzerine Kurtulmuş, Türkiye'deki fişlemelerle, dinlemelerle mücadele ettiklerini, bunların yasal prosedürü üzerinde konuştuklarını söyledi.

Kurtulmuş, "Hiç kimse, bir mahkeme kararı olmaksızın, kimseyi hem de hangi konuda dinleyecekse o konunun dışında dinlememelidir. Sürekli bu konularda adımlar atıyoruz ve inşallah bu konuda tamamen başarılı olacağız. En büyük paranoyalardan birisi 'acaba takip ediliyor muyum, dinleniyor muyum?" korkusu. Bu millet bu korkudan bütünüyle azade olacaktır" diye konuştu.

-"Başbakanımız niye rahatsız olsun?"-

"MİT'te, CHP'ye yönelik ekip oluşturulduğu" iddialarının hatırlatıldığı Kurtulmuş, bir parti üzerinde çalışmasının, fişleme, dinleme yapılmasının eski Türkiye'de kaldığını, MİT'in görevinin Türkiye'nin dışarıdaki güvenliğini sağlamak olduğu kaydetti.

Kurtulmuş, "Dolayısıyla böyle bir şey yok. Bu tamamen, seçim atmosferinde gündeme getirilmiş bir konudur" dedi.

"CHP'nin kapatılmasıyla" ilgili iddiaların sorulduğu Kurtulmuş, birisi CHP'yi kapatmak isterse ilk önce kendilerinin karşı çıkacağını söyledi.

"Beştepe'de Bakanlar Kurulu toplandı. Başbakan Davutoğlu bundan rahatsız mı" sorusu üzerine, Kurtulmuş, "Bu çok ciddi bir algı operasyonudur. Niye rahatsız olsun" karşılığını verdi.

Anayasa gereği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bakanlar Kurulu'nu toplayabileceğini hatırlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bundan Sayın Başbakanımız niye rahatsız olsun? Tam tersine, her iki Bakanlar Kurulu toplantısının günü, saati Sayın Cumhurbaşkanımızla, Başbakanımız tarafından önceden kararlaştırılarak ilan edilmiştir. Hatta ikinci Bakanlar Kurulu toplantısı, Sayın Başbakanımızın programı dolayısıyla, onun uygun olduğu bir zaman... Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın dış gezileri dolayısıyla... Bundan bir şey çıkmaz. Bundan hiç kimse bir kriz çıkarma meselesine bakmasın. Cumhurbaşkanı istediği zaman, istediği yerde gelir Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder."

"İlk Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Davutoğlu'nun yüz ifadesi biraz da bu algının oluşmasını pekiştirdi" denilmesi üzerine Kurtulmuş, bir fotoğraftan bu kadar çok zihin okumaya kalkmanın yanlış olduğunu söyledi.

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel

Numan kurtulmuş John Kerry Türkiye Suriye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title