TÜM KATEGORİLER
Başbakan Erdoğan: Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini Artık Bir Kriz Olmaktan Çıkardık
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi AK Partinin kapatılarak, Türkiye'nin kutlu yürüyüşünün durdurulmak istendiğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi AK Partinin kapatılarak, Türkiye'nin kutlu yürüyüşünün durdurulmak istendiğini söyledi. Siyaseti, hukuku, demokrasiyi muhafaza ederek o krizi aştıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, Yapılan anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanını artık halkın seçeceğini anımsattı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini artık bir kriz olmaktan çıkardıklarına vurgu yaptı.
Avrupa Birliği ülkelerini Mısır'daki 529 idam kararına sessiz kalmakla eleştiren Başbakan Erdoğan, 17-25 Aralık operasyonlarını hatırlattı ve "Türkiye artık böyle çirkin operasyonların hedefi olmayacak" dedi.
Gezi parkı eylemlerini de eleştiren Erdoğan, 1 Mayıs öncesi Taksim ve Kadıköy meydanlarında eylemlere izin verilmeyeceğinin altını çizdi.
"İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi (Avrasya Tüneli)" projesinin TBM makinesi ile tünel açma işleminin başlatılması için tören düzenlendi. Haydarpaşa Limanı'nda düzenlenen törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da katıldı.
Konuşmasında; AK Partinin 12 yıl boyunca elde ettiği başarının altında güven ve istikrar olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Millet ile kucaklaştı. Millet, kendi arasındaki yapay sorunları bir kenara bırakarak, kadim kardeşliğine sımsıkı sarılarak birbiriyle kucaklaştı. Ekonomide, siyasette, dış politikada belirsizlikleri ortadan kaldırdık. Yolsuzluğa geçit vermedik. Yasakları tek tek kaldırdık, yoksullukla kararlılıkla mücadele ettik, ülkenin kaynaklarını akıllıca, ihtiyaçları gözeterek, verimliliği dikkate alarak değerlendirdik. 91 yıllık Cumhuriyet tarihimizin, her yönüyle başarılı eserlerle, hizmetlerle, yatırımlarla, parlak bir 12 yılı geride bıraktık" dedi. Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü;
-"HEDEF 2023"-
"Şimdi burada durmuyoruz. Önümüzde 2023 hedeflerimiz var. Ardından çocuklarımız, torunlarımız için 2053 ve 2071 hedeflerimiz var. İstikrar ve güveni muhafaza ederek, Türkiye'nin hız kesmeden ivme kaybetmeden, enerjisini heba etmeden bu hedeflere ulaşmasını sağlayacağız. 17 Aralık'a, 25 Aralık'a rağmen, gezicilere rağmen bu hedefe ulaşacağız. 12 Yıl öncenin hayalleri şuanda gerçeğe dönüştü görecekseniz. Bugün uzak gibi görünen nice hayalle de çok kısa sürede gerçeğe dönüşecek. Bu kutlu yürüyüşümüzün sekteye uğramasına, ya da uğratılmasına da asla izin vermeyeceğiz."
-"10 AĞUSTOSTA MİLLET KENDİ BAŞKANINI SEÇMEK İÇİN SANDIĞA GİDECEK"-
"2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesinde partimiz kapatılmak istendi. Bizim Cumhurbaşkanı seçmemiz engellenmek istendi. Aslında orada Türkiye'nin kutlu yürüyüşü durdurulmak istendi. Dik durduk. Hemen tedbirlerimizi aldık. Siyaseti, hukuku, demokrasiyi muhafaza ederek o krizi aştık. Anayasayı değiştirdik, 26 maddelik bir paketle halkımıza gittik ve yüzde 58 ile Anayasa değişti. Cumhurbaşkanını artık halk seçecek. Her seferinde bir kriz olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini artık bir kriz olmaktan çıkardık. İşte şimdi 10 Ağustosta millet kendi başkanını seçmek için sandığa gidecek."
-"BUNLARIN ÇEVRECİLİKLE ALAKASI YOK"-
" Türkiye'nin kutlu yürüyüşüne, Türkiye'nin ilerlemesi ve kalkınması, gezi parkı bahanesi ile geçen yıl bir kez daha sekteye uğratılmak istendi. Onu da aştık. Fakat tatmin olmadılar. 17 Aralık ve 25 Aralıkta hukuk eliyle hükümete, bir darbe yapılmak istendi. Orada da dik durduk, o krizi de 30 Martta milletten aldığımız yetki ile aştık. İnanıyorum ki Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmak isteyenler artık buna cesaret edemeyecekler. Türkiye'nin düşmanları 30 martta milletten öyle bir cevap aldılar ki inşallah bundan sonra Türkiye ile uğraşmaya yeltenemeyecekler. Geçen yıl Mayıs ve Haziran aylarında, 12 adet ağaç bahanesi ile sokağa çıkanlar aslında Türkiye üzenine oynanan oyunda maalesef piyon olarak kullanıldılar. Biz ki bu ülkede fidan ve ağaç olarak 3 milyarı bulan, dikim yaptık. Bunlar 12- 13 adet ağacın sökülüp başka yere dikilmesini bahane ederek, ülkeyi ayağa kaldırdılar, asıl çevrecilik tahribatını onlar yaptılar. Cam, çerçeve, yollarda parkeler, sökülmek suretiyle, ne çevre bıraktılar nede cadde, sokak bıraktılar, ne park bahçe bıraktılar. Bunların çevrecilikle alakası yok. Bunlar tencere tavacı."
-"TAKSİM VE KADIKÖY MEYDANLARI EYLEMLERE KAPALI"-
"Türkiye'de güven ve istikrarı sarsmak isteyenler bizim gençlerimizi kullanarak, onların hassasiyetini istismar ederek, Türkiye ye ayır darbe vurmak, ağır zarar vermek istediler. Benzeri tahrikler mısırda yaşandı sonucu görüyorsunuz. Benzer tahrikler Ukrayna'da yaşandı sonucu görüyorsunuz. Aynı oyunu Türkiye'de oynamak istediler. Ağaç diye diyerek, çevre diyerek, özgürlük diyerek, Türkiye ekonomisine, kardeşliğimize, demokrasimize kast ettiler ve başarısız oldular. Dert başka, Bunlar kendi kör ideolojileri ile konuşuyorlar. Miting mi yapacaksın? Git Yenikapı'da yap! miting mi yapacaksın? Git Maltepe'de yap! Bundan sonra bu tür alanların dışında bazı ilçelerde butik meydanlar düzenleme kararı aldık. Gelip vatandaşımızın esnafımızın, camını, çerçevesini indirecek şekilde, yok Taksim meydanında, yok Kadıköy meydanında, yok burada bu tür şeyleri yapmak mümkün değil, kesinlikle artık bunlara fırsat vermeyeceğiz."
-"AMAÇ TÜRKİYEDE İSTİKRARI BOZMAKTI"-
"17-25 Aralıkta da Türkiye'ye darbe vurmak isteyenler, içerdeki piyonları kullandılar. Yargı ve emniyet başta olmak üzere, bürokrasi içindeki çeteleri kullandılar. Temiz, ihlâslı, hizmet aşkı ile fedakârlık yapan kardeşlerimizi kullandılar. Amaçları Türkiye'de istikrarı bozmak, hükümeti yıpratmak, çözüm sürecini rafa kaldırmak, ekonomiyi, geriletmekti. Bunda bizim dik duruşumuz, milletimizin feraseti sayesinde, başarısız oldular. Türkiye'nin ekonomisi geri mi gitti. Sizin tuzağınız varsa hakkın tuzağı var bunu unutmayın. Belki bundan sonrada benzer denemeler yapacaklar, belki bundan sonrada, Türkiye'de, istikrarı, huzuru, güven ortamını bozmak için aynı şekilde girişimler başlatacaklar. Gençlerimizin bu oyunları görmelerini, neye alet olduklarını görmelerini istiyorum. Gezi olaylarında da 17- 25 Aralık darbe girişimlerinde de, hedef benim şahsım değil, partim ve hükmet değil, bizzat Türkiye'ydi, İstiklalimizdi, İstikbalimizdi, bin bir emekle elde ettiğimiz kazanımlardı."
-"AVRUPA NEDEN SUSUYORSUN?"-
"Mısır'da sosyal medya üzerinde özgürlük kavramını istismar ederek hareket başlattılar. Askeri darbe oldu, sonucu yüzlerce ölü. Binlerce özgürlüğü kısıtlanmış insan oldu. İdamın yasaklanmış olduğu Avrupa Birliği ülkelerinden bir ses duydunuz mu? 529 İdam kararı çıkıyor neredesin? Avrupa! Türkiye'de Twitter olayı olduğu zaman dünya ayağa kalkıyor. Nedir bu twettır olayı, bir şirketin Türkiye'de her hangi bir ofisi olmadığı halde, vergi kaçakçılığı yapmak suretiyle, şahsıma, bakanlarıma, ülkemin iç işlerine karışmak suretiyle, bir girişim için takındığımız tavır, Dünya'nın bir çok yerinde eleştiri alıyor. Geç o işi geç! 529 idam kararı var. Bunun için neden konuşmuyorsunuz. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Bu 529 insan katil mi? Sandıktan aldıkları neticeyi korumak için, kızından yaşlısına kadar 529 kişinin idamı ile ilgili niye konuşmuyorsunuz. ABD'nin sesi yok. Hiçbir yerden ses yok, biz bunları dile getirdiğimiz zaman beyler rahatsız oluyorlar. Eğer olay demokratik bir mücadeleyse, eğer olay insan haklarıysa, eğer olay temel hak ve özgürlükler ise, sandıktan çıkana saygı duymadığınız sürece bizim size saygımız yok."
-"TÜRKİYE ÜZERİNDE AMELİYAT YAPILAMAZ"-
"Ukrayna'da aynı şekilde, sosyal medya üzerinden, özgürlük kavramı adı altında maalesef bir hareket başlatıldı. Sonucu maalesef çok acı oldu. Biz bu oyunlara gelmeyeceğiz. Kavramlarımızın duygularımızın suiistimal edilmesine izin vermeyeceğiz. Birileri bu uluslararası operasyonların maşası olabilir. Medya bu uluslararası operasyonların payandalığını yapabilir. Muhalefet bu uluslararası operasyonların taşeronluğunu yürütebilir. İş dünyası aynı şekilde, bu faiz lobisinin temsilciliğini üstlenebilir. Hatta yargı içinde, emniyet içinde, birileri bu çirkin operasyonun piyonu haline gelebilir. Gençlerimiz, görüntüye bakarak değil, asıl niyeti, asıl hedefi görsünler ve bu oyunlara gelmesinler. Türkiye artık böyle çirkin operasyonların hedefi olmayacak. Bu kirli operasyonların sahipleri 30 martta derslerini milletten aldılar ve Türkiye üzerinde ameliyat yapılamayacağını öğrendiler."
Avrasya tüneli tamamlandığında iki kıta arasında dört geçiş olacağını belirten Başbakan Erdoğan, "İstanbul trafiği rahatlayacak. Yaklaşık 14,5 kilometrelik bir yoldan oluşuyor. Bunun 5,4 kilometresi boğazın altından inşaat ettiğimiz tünelden oluşacak. Kazlıçeşme ile Göztepe arası şu anda yüz dakikada alınıyor. Avrasya tüneli tamamlandığında bu mesafe 15 dakikaya inecek. Dünya çapındaki bu projenin maliyeti 1 milyar 245 milyon dolar. Bu büyük yapı çevreye, denize en küçük bir zarar vermeyeceği gibi, trafikte beklemeyi son vereceği için egzoz salınımını azaltacak. Tünelden ışığın görünmesini sabırsızlıkla bekleyeceğiz" dedi.
Başbakan Erdoğan Güney Kore'de yaşanan gemi kazasından üzüntü duyduklarını söyledi ve başsağlığı dileklerinde bulundu.
Törende konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan İstanbul'un ulaşımını dünya standartlarına çıkardıklarını söyledi. Önemli bir projeyi de İstanbulluların hizmetine sunacaklarını ifade eden Elvan, "Günde 120 bin araca hizmet verecek. Proje kapsamında Cankurtaran ile Kazlıçeşme arasındaki sahil yolunu da genişleteceğiz. İstanbul'un silüeti ve tarihi dokusuna hiç bir zarar verilmeyeceğiz" dedi.
