Haberler

Başbakan Davutoğlu Ortak Yayında Soruları Yanıtladı

Davutoğlu: (4) "İç Güvenlik Reformu bir reformdur, özgürlükleri kısıtlayan bir şey değil. Halkımızın hayat hakkını, mülkiyet hakkını teminat altına alacak olan bir reformdur.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "İç Güvenlik Reformu bir reformdur, özgürlükleri kısıtlayan bir şey değil. Halkımızın hayat hakkını, mülkiyet hakkını teminat altına alacak olan bir reformdur. Hiçbir şekilde propagandalara kimse kanmasın. Önümüzdeki hafta çalışmalar bittiğinde herkes bunu görecek" dedi.

Başbakan Davutoğlu, KONTV'de 45 bölgesel ve yerel kanalın ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, İç Güvenlik Reformu'nun içeriğindeki bazı maddelerin eleştirildiğini anımsatarak, "OHAL sıkıntıları geri gelecek mi" sorusuna Başbakan Davutoğlu, "Kesinlikle demokratik haklardan geriye gidiş olmayacak. Onun için buna İç Güvenlik Reformu diyoruz, bu bir reform. Sadece güvenlik tedbiri almıyoruz, başka özgürlükçü reformlar da getiriyoruz" yanıtı verdi.

İç Güvenlik Reformu'na ihtiyaç duyulduğunu, bu güvenlik tedbirleri alınmaz ve benzer olaylar tekrar edilirse "bakın Türkiye Cumhuriyeti devleti zafiyet gösteriyor, devlet otoritesi kalmadı" denileceğini ve kamu düzeninin bozulacağını anlatan Davutoğlu, tedbirler alınması durumunda da "bakın otoriter, olağanüstü hal geri mi geliyor" propagandasıyla karşı karşıya kalınabileceğini kaydetti.

-"Özgürlükleri yok ettiğinizde insanlık onurunu yok edersiniz"-

"Bizim elimizden olağanüstü hal veya benzeri hiçbir şey gelmez bölgeye. Türkiye'ye de gelmez" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bizim temel şiarımız en baştan itibaren insan odaklı devlet, insana hizmet eden devlet. Biz, devletin vatandaşa hizmetkar olduğu bir siyaset anlayışına sahibiz, vatandaşın devlete hizmetkar olduğu değil. Vatandaş dediğimiz sadece Batı'da, İç Anadolu'da, Karadeniz'de yaşayan vatandaş değil, Türkiye'nin bütün vatandaşı. O zaman peki nedir? Bütün bu şeyleri gözlüyoruz, olan gelişmeleri. Sadece şimdi değil, geçen sene Gezi olaylarını, sadece Diyarbakır'da değil, İstanbul'da olanları da Okmeydanı'nda ne olduğunun filmlerini seyrettim. Bu sonuca gelirken herkes benim özgürlükçü felsefemi, siyaset anlayışımı bilir. Özgürlükleri ortadan kaldırmaya birisi niyet ederse onun karşısında önce ben yer alırım, ben tavır gösteririm.

Devletin iki görevi var. Bir, vatandaşlarına kendi haklarını koruyacak şekilde özgürlük alanı açmak. Yani hayat hakkı, yani mülkiyet hakkı, mülkiyet özgürlüğü. Bu iş yeri benim, buraya kimse benden izinsiz giremez, bu bir haktır ve özgürlüktür. Nesil özgürlüğü, uyuşturucuya karşı tedbirler, nesli korumak. Eskilerin 'temel makasut' dedikleri 6 esas; hayat hakkı, akıl, mülkiyet, nesil, can... Bunlar bir bütün halinde insanın varoluşunu teminat altına alır ve bunların destekleyicisi olarak da insanlık onurudur özgürlükler. Özgürlükler yok ettiğinizde insanlık onurunu yok edersiniz. Bizim meselemiz nedir? Hem insanın güvenliğini teminat altına alacağız, çünkü güvenliği almadığınız zaman, şimdi Yasin'in özgürlüğü kaldı mı? Kalmadı, çünkü yaşamıyor. Hangi gösteri hakkı Yasin gibi 16 yaşında bir çocuğun hayat hakkını ortadan kaldırabilecek hak olarak görülebilir. Orada vefat eden 33 kardeşimiz ve şehit edilen 2 polisimizin hayat hakkını ortadan kaldırmak özgürlük olarak görülebilir mi? Görülemez."

-"Kimsenin hukukun getirdiği temel kuralları çiğneme hakkı da yoktur"-

Başbakan Davutoğlu, gösteri yapmak isteyene, Kobani'ye destek vermek isteyene karşı çıkmayacaklarını, gösterisini nerede isterse orada yapabileceğini, gösterilerde kendilerinin de eleştirilebileceğini, hatta kendilerinin de gösteri yapabileceğini, kanaatlerini söyleyebileceklerini ifade ederek, şunları söyledi:

"Bu hak bakidir, dokunulmaz ama bu haktan hareketle birisi gidip birinin mal özgürlüğünü ortadan kaldırabilir mi? Yani o vatandaşın belki onlarca yıllık birikimini, alın terini biriktirdiği bir dükkanı ateşe verebilir mi? Veremez. Bir insanın hayat hakkını ortadan kaldırabilir mi? Kaldıramaz. Burada barışçıl bir gösteri yok. Bu gösterilerde birisi molotofkokteyli kullanabilir mi? Kullanamaz. Ambulans yakabilir mi? Yakamaz. Peki bu gösterilerde birisi maske takabilir mi? Takamaz, takarsa ne anlama gelir; kimliğini gizliyor. Niye gizliyorsun kimliğini? Suç işlemek istiyorsun. Yol kesebilir mi? Kesemez. Bunlar özgürlük mü? Değil, bizim sınırlayacağımız şeyler bunlar. Avrupa'da, dünyanın demokratik ülkelerinde nasılsa kurallar, aynı kurallar uygulanacak. Kimsenin hukukun getirdiği temel kuralları çiğneme hakkı da yoktur."

Davutoğlu, Okmeydanı'ndaki gösterilerde yüzü maskeli kişilerin pompalı tüfek ve tabancayla polise ateş etmesinin görüntülerinin yayınlandığını hatırlatarak, bunun bir gösteri sayılamayacağını, bu ve benzeri olayları sınırlamanın da devletin vazifesi olduğunu kaydetti. Son dönemlerdeki şiddet olayları karşısında "Çözüm Süreci var, dolayısıyla bir şey yapmayalım" denilemeyeceğini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bölgeden o kadar çok mesaj geldi ki 'bizi kurtarın, devlet ağırlığını koysun' diye. Bunlar Kürt vatandaşımız. Neyi hedef aldılar bunlar? Bir, devlet dairelerini. Devlet dairesi dediğimiz şey karakol değil sadece, karakola da dokunamazlar ama 214 okul binası yakıldı. O okul binasında kimin çocukları okuyor? Kürt vatandaşlarımızın çocukları okuyor. Kur'an kursları yakıldı, o Kur'an kurslarında Kur'an-ı Kerim yakıldı. Müzeler yakıldı, kütüphaneler yakıldı. Bin 211 bina yakıldı. Bu özgürlük mü? Peki ne hedef  edildi? İş yerleri. Niye iş yerleri? Çünkü çözüm süreci ile birlikte insanlar yavaş yavaş iyimser bir noktaya gelmeye başladı, yatırım gelmeye başladı, tevfik paketimizle bunlar arttı. İnsanların ümitlerini yıkmak istediler, binaları yakmıyorlar sadece. Yakılan AK Parti binaları, Hüda Par binalarıyla da 'burada siyaseti ben yaparım' diyorlar. 'Benim istemediğim kimse belediye başkanı olamaz, milletvekili olamaz, meclis üyesi olamaz, şu olamaz, bu olamaz'.

Bırakın olağanüstü hal, böyle bir yapıyı öngören birisi, onun da ötesinde yerel bir hapishane oluşturmak istiyor. Biz buna izin verebilir miyiz? Olağanüstü hal bir daha bölgeye de Türkiye'ye de gelmeyecektir. Ama birisi bölgeyi veya ilçelerimizi Nusaybin'i, Kızıltepe'yi, Patnos'u, Kurtalan'ı ki oralarda AK Parti belediyesi var diye, hapishane muamelesiyle onları baskı altına almayı düşünüyorsa buna da biz izin vermeyiz. Her türlü tedbir alınacak. ya bize verdikleri sözleri tutarlar ve şehirler üzerinde oluşturdukları baskıyı kaldırırlar, yaptıkları illegal faaliyetleri durdururlar, eğer samimilerse tekrar çözüm sürecine gireriz diye ve çözüm süreci eskisinden daha da iyi bir ivmeyle başlar ya da ister istemez devlet kendi vatandaşının hukukunu korumak zorunda. Orada Kürt vatandaşının hukukunu korumaz bizim görevimiz."

-"90'lı yıllara kimse bizi geri götüremez"-

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İç Güvenlik Reformu'nun içeriğine dair bilgiler de vererek, gösteri yapılabileceğini ama gösteride maske takılamayacağını, molotofkokteylinin bomba atmak gibi suç sayılacağını anlattı. Davutoğlu, "Olağanüstü halde gösteri yapılabilir miydi? Yok. OHAL'de Kürtçe konuşulabilir miydi? Yok. Olağanüstü halde Kürtçe propaganda yapılabilir miydi? Yok. Şimdi seçimlere gidiyoruz herkes istediği dilde propaganda yapabilir. Olağanüstü halde bu mümkün müydü? Bırakın siyasi propaganda yapmayı, hapishanede görüşürken konuşamıyordunuz, yolda konuşamıyordunuz. Bunlar geri gelecek değil. 90'lı yıllara kimse bizi geri götüremez. Göstermek isteyenin karşısına, aynen bu vandalları, bu terör faaliyetlerin karşısına durduğumuz gibi 90'lı yıllara birisi götürmek isterse onların karşısına da kale gibi dururuz. Şimdi bu kurallar gelecek" dedi.

Davutoğlu, Avrupa, Amerika, İngiltere ve Almanya'da polisin elinde delil olması halinde kişilere 24 saat gözaltı uygulayabildiğini, bu sürenin 48 saat, hatta 72 saate kadar çıkabildiğine işaret ederek, Türkiye'de ise böyle bir tedbir uygulayabilmek için savcıdan izin alınması gerektiğini hatırlattı.

-"Çözüm süreci dediğimiz şey ancak ve ancak işleyen bir kamu düzeninde olabilir"-

"Savcı da diyor ki 'benim elimde belge yok, delil getir bana'. Suç olmayınca delil olmuyor, suçu engellemek mümkün hale gelmiyor" diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

"Biz burada otururken şuradan Ankara'nın sokağından bir uyuşturucu çetesi bonzaiyi bir arabada taşıyor olsa. Polis ihbar alsa ve bunu durdurmak isterse, durduramaz. Savcıya gidecek 'durdurup arayabilir miyim' diyecek. Savcı da diyecek ki 'peki elinde ne delil var? İhbar'. İhbar delil olmaz, o arada bonzaiyi taşıyan, uyuşturucu taşıyan araba gider bütün gençleri zehirler. ya da Bingöl'de olduğu gibi bu polislerimizi şehit edenlerle ilgili ihbar geliyor, bunları gözaltına alalım, tedbir alalım dendiğinde savcı 'elimizde yeterli delil yok' diyor ve bu sebeple 2 polisimiz şehit oluyor, çocuklar yetim kaldı. Ben onların ailelerini ziyaret ettiğimde, bunun sorumlusu kim, kim bunun sorumlusu? Oradaki savcı 'elimde delil yok' diyor. Emniyet tutabilir mi? Tutamıyor. Bu yasal açığı kapatacağız. Suç oluşana kadar ki tedbir almak yetkisi ve hakkı emniyetin elinde olacak. Oluştuktan sonra savcıya intikal edecek, tek önemli fark bu olacak.

Bingöl'de emniyet müdürümüzü ziyaret ettim, Atalay Bey'i. 'Olaylar oldu da esnafın morali bozuldu' diye sırf esnafın moralini düzeltmek için emniyet müdürü yardımcısı ve polis görevlisiyle birlikte esnafı ziyaret ediyor, halkın moralini düzeltmek için. Rahmetli Gaffar Okkan gibi bir tutum ve orada şehit edildiler. Daha da vahimi olabilirdi. Onlar şehit edildi diye ya başka bir yerde intikam duygusu ile bir şey yapılsaydı, bir daha çözüm sürecinden bahsedebilir miydik? Ya  da olaylar yaygınlaşsaydı. Bu tedbirler çözüm sürecini teminat altına alır. Çünkü çözüm süreci dediğimiz şey ancak ve ancak işleyen bir kamu düzeninde olabilir. Çözüm süreci anarşizm değildir. Çözüm süreci aynen 'paralel yapı' diyoruz ya burada da başka bir paralel yapı... Alacak götürüp 'sana şu vergiyi kestim' diye, 'sana şu haracı kestim' diye yazı yazacak. 'Sen şuradan istifa et' diye tehdit edecek. Devlet buna tahammül edemez. Nasıl Ankara'da paralel devlet yapısı tarzında dışarıdan talimatla devletin kontrol altına alınması mümkün değilse, alana da bu olamaz. İç Güvenlik Reformu bir reformdur, özgürlükleri kısıtlayan bir şey değil. Halkımızın hayat hakkını, mülkiyet hakkını teminat altına alacak olan bir reformdur. Hiçbir şekilde propagandalara kimse kanmasın. Önümüzdeki hafta çalışmalar bittiğinde herkes bunu görecek."

- Ankara

Kaynak: Anadolu Ajansı- AkHaber.com / Güncel

Ahmet Davutoğlu Okmeydanı Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

Irak'taki Şii Milis Gücü Haşdi Şabi'ye Hava Saldırısı Düzenlendi E Devlet çöktü mü Son Dakika? E Devlet'te sorun mu var 20 Nisan Cumartesi 2024 20 Nisan 2024 Konya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Konya'da elektrik ne zaman gelecek? 20 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 20 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 20 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 20 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 20 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! 20 Nisan 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 20 Nisan Resmi Gazete yayımlandı! 32266 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi! 20 Nisan Ankara elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Ankara'da elektrikler ne zaman gelecek? Ankara'da elektrik kesintisi! 20 Nisan Adana elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Adana'da elektrikler ne zaman gelecek? Adana'da elektrik kesintisi! 22 Nisan Pazartesi günü okullar tatil mi, yarım gün mü? 20 Nisan Cumartesi Sayısal Loto çekiliş sonuçları açıklandı mı? Sayısal Loto sonuçları saat kaçta açıklanacak? Sayısal Loto CANLI izle! Sadettin Saran kimdir, serveti ne kadar? Sadettin Saran aday mı? Sadettin Saran Fenerbahçe başkanlığına aday oldu mu?
title