Haberler

Başbakan Davutoğlu Konya'da

Davutoğlu: (3) "Biz size şunu taahhüt ediyoruz: Önümüzdeki dönemde önce 2015 seçimleri, sonra 2019 seçimleri, inşallah 2023'e kadar bu ülke istikrar içinde olacak" "Ondan sonra da olacak ama istikrar içinde olacak ama siz de bize şunu taahhüt edeceksiniz: 'Madem ki bize istikrarı verdiniz, biz de bütün dinamizmimizle sadece Türkiye'de değil, sadece çevre bölgelerde değil dünyanın her yerinde girişim ruhumuzla heyecanımızla Türkiye'nin ekonomisine, Türkiye'nin siyasetine, en önemlisi de devletimize güç katacağız.' Sizden beklediğimiz budur" "Şimdi herkes biliyor ki artık bu ülkede görünür gelecekte istikrarsızlığa oynayanlar kaybedecek, istikrara yatırım yapanlar kazanacak.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, iş adamlarına seslenerek, "Biz size şunu taahhüt ediyoruz: Önümüzdeki dönemde önce 2015 seçimleri, sonra 2019 seçimleri, inşallah 2023'e kadar bu ülke istikrar içinde olacak. Ondan sonra da olacak ama istikrar içinde olacak ama siz de bize şunu taahhüt edeceksiniz: 'Madem ki bize istikrarı verdiniz, biz de bütün dinamizmimizle sadece Türkiye'de değil, sadece çevre bölgelerde değil dünyanın her yerinde girişim ruhumuzla, heyecanımızla Türkiye'nin ekonomisine, Türkiye'nin siyasetine, en önemlisi de devletimize güç katacağız.' Sizden beklediğimiz budur" dedi.

Davutoğlu, Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası ve Konya Ticaret Borsasının Fuar Alanı'nda düzenlediği akşam yemeğine katılarak Konya Ticaret Odası Uluslararası Fuar Merkezinin açılışını yaptı. Davutoğlu, yemekte yaptığı konuşmada, 12 yıllık birikim karşısında Türkiye'yi tekrar kaotik döneme, istikrarsızlıklar dönemine geri götürmek isteyenlerin geçen yıl Gezi manüpülasyonları ve 17-25 Aralık olayları ile Türkiye'ye darbe vurmak istediğini belirterek şunları söyledi:

"Peki, bunun karşısında kim durdu? Geçen sene haziran ya da aralık ayında hakim olan ve hakim kılınmak istenen psikoloji, bugün var mı? Haziran ayında öyle bir hava estirildi ki sanki büyük bir kalkışma ile seçimle iktidara gelen, sokakta tam bir vulgarizm ile bir tür sokak çeteleri ile iktidar el değiştirecekmiş gibi. Olmadı çünkü bu millet, Başbakanın, bugünkü Cumhurbaşkanımızın ve siyasi iktadarın arkasında durdu. Ama şunu da takdir edeceksiniz:  Ne o zaman Başbakanımız, bugünkü Cumhurbaşkanımız ne de AK Parti kadroları boyun eğmeyi kabul etmedi. 17 Aralık'ta, 25 Aralık'ta yapılanlardan sonra, tır operasyonlarından sonra, Dışişleri Bakanlığı dinleme olaylarından sonra bu sefer bir başka türbülansı, istikrarsızlığı getirmeye çalıştılar. Olmadı çünkü 30 Mart'ta, o muhteşem Konya'daki mitingde ve Türkiye'nin bütününe sirayet eden, bütün Türkiye'yi dalgalandıran mitinglerde belki Sayın Cumhurbaşkanımızın sesi kısıldı ama milletin sesini kısılmayacağını hem kendisi hem onu destekleyen millet gördü."

Davutoğlu, 30 Mart'ta hesapların boşa çıkması ile cumhurbaşkanı seçimlerine dönük olarak beklentilerin yayılmak istendiğini söyledi ve gazeteler ve bazı yayın organları üzerinden felaket senaryosu üzerine oynandığını dile getirdi. Davutoğlu, "AK Parti kadrolarının büyük direnci ile Sayın Cumhurbaşkanımızın gerçekten dirayetli bir şekilde süreci yönetmesi ile cumhurbaşkanlığı seçiminde de istediklerini bulamadılar" diye konuştu.

-"Başka hiçbir dönemde böyle devir teslim olmadı"-

"Bizim size bir borcumuz vardı, değerli işadamları, bu ülkede istikrarı bozmamak, bozulmasına izin vermemek" diyen Davutoğlu, bunu hakkıyla yerine getirmeye çalıştıklarını ve getirdiklerini bildirdi. 2 hafta öncesine kadar hala "Acaba AK Parti, hükümet içinde görüş ayrılıkları çıkar mı" diye felaket senaryolarına oynayanlar olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları belirtti:

"Acaba şu ya da bu kural dolayısıyla AK Parti"de bir iç enerji boşalması olur mu diye hesap edenler vardı ama kaçırdıkları husus şu: Biz, dışa dönük mücadelemizi nasıl kararlı ve dirayetli bir şekilde verirsek ve vermişsek içe dönük iç muhasebemize hadiste söylenen büyük cihat olarak telakki edilen nefsimizle olan mücadelemizdeki kararlılığımızı da aynı şekilde sürdürürüz. Onun içindir ki 15 gün içinde, hiçbir siyasi kadroya nasip olmayan Türk demokrasisinde, birçok şeyi yaşadık 15 gün içinde. İlk defa Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamı, devletin en yüce makamı, aynı siyasi kadrodan gelen iki cumhurbaşkanı arasında devir teslim şeklinde yeniden bir görev taksimi yapıldı. 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, Meclis tarafından seçilmişti ve onurla görevini halk tarafından seçilen 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a devretti. Her ikisi de AK Parti kurucusuydu, her ikisi de aynı yolun ve idealin omuz omuza mücadelesini vermiş insanlardı. Başka hiçbir dönemde böyle devir teslim olmadı."

Cumhurbaşkanlığı devir teslim törenine 95 ülkenin temsilcisinin, uluslararası örgütlerin temsilcilerinin katıldığını hatırlatan Davutoğlu, Türkiye'nin küresel bir güç olduğunun o salona yansıdığını dile getirdi. AK Parti delegelerinin desteği ile cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'dan genel başkanlık görevini devraldığını anlatan Davutoğlu, iki devir teslimde de herhangi bir gönül kırıklığı veya herhangi bir türbülans yaşanmadığını anlattı. Davutoğlu, "Başka partilerin devir teslimleri veya bu tür süreçlerinde yaşanan o büyük türbülanslar, Özal sonrası ANAP'ı, Demirel sonrası Doğru Yol Partisini düşünün, bizde yaşanmamışsa bunda emin olun bu toprakların bize öğrettiği, Hazreti Mevlana'nın bize öğrettiği, Konya'nın bize öğrettiği o ulvi değerlerin temel payı, hissesi var" değerlendirmesinde bulundu.

-"Görünür gelecekte istikrarsızlığa oynayanlar kaybedecek"-

İşadamlarına "Biz görevimizi yaptık. İstikrar eğer sizin temel talebiniz ise hükümetimiz ve bütün AK Parti kadroları olarak, siyasiler olarak bu istikrara darbe vurulmasına izin vermedik ve istikrarı teminat altına aldık. Şimdi görev sırası sizde" diye seslenen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biz size şunu taahhüt ediyoruz: Önümüzdeki dönemde önce 2015 seçimleri, sonra 2019 seçimleri, inşallah 2023'e kadar bu ülke istikrar içinde olacak. Ondan sonra da olacak ama istikrar içinde olacak ama siz de bize şunu taahhüt edeceksiniz: 'Madem ki bize istikrarı verdiniz, biz de bütün dinamizmimizle sadece Türkiye'de değil, sadece çevre bölgelerde değil dünyanın her yerinde girişim ruhumuzla heyecanımızla Türkiye'nin ekonomisine, Türkiye'nin siyasetine, en önemlisi de devletimize güç katacağız.' Sizden beklediğimiz budur. Onun için bu istikrar boyutu. Şunu hepimiz biliyoruz: ekonomi, beklenti yönetimidir. Yani geçmişte ne kadar başarılı icraatlarınız olursa olsun, eğer beklentiler o istikamette değilse yatırım ve diğer tasarruf, istihdam, ona göre seviye kaybeder. Beklenti, eğer çıtayı yükseltmişse ve olumlu yönde beklentiler artmışsa ekonomi ve dinamizm bu yönde seyreder. Şimdi, birilerinin hesap ettiği gibi 30 Mart öncesinde türbülansa girseydik ülke, 3 ay sonrasını bile göremez hale gelirdi. 30 Mart sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde girseydik veya sonrasında girseydik yine yılbaşına göre belki hesap edilirdi çünkü 2015 seçimleri var. Ama şimdi herkes biliyor ki artık bu ülkede görünür gelecekte istikrarsızlığa oynayanlar kaybedecek, istikrara yatırım yapanlar kazanacak. Felaket senaryosuna oynayanlar kaybedecek, ufku açık bir geleceğe oynayanlar kazanacak."

Hükümet programı çalışmalarına başladıklarında bakanlara "Sakın ola ki 8 aylık bir hükümet programı üzerine çalışmayın. Biz, 8 aylık bir hükümet değiliz, arkamızda 12 yıl var, önümüzde 2023'e kadar da bir 9-10 yıl var. Ondan sonrası da var. Gelecek nesillere kadar uzanacak bir yol var" dediğini aktaran Davutoğlu, hükümet programını dikkatlice okuyanların, programı kaleme alan kadronun kısa dönemli düşünmediğini gördüğünü vurguladı.

-"Nevzuhur değiliz ama statükocu da değiliz"-

AK Parti kongresinde yaptığı konuşmada ifade etmeye çalıştığı "yeniden inşa, ihya ve restorasyon dönemi"nin, yeni Türkiye'nin işareti olduğunu bildiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Özellikle akademik çevrelerde restorasyon kavramından hareketle bizi geriye dönmekle itham ve Fransız Devrimi sonrasında Napolyon sonrasındaki Bourbon Hanedanı'nın geri dönüşüyle ilgili restorasyon dönemine atıf yapanlara, 'Kusura bakmayın, siz bu ülke ve bizim zihnimize Fransız kaldınız' demek düşer bize. Restorasyon tabirini biz, Fransa'ya göre kullanmayız. Kendi ifademizle kastettiğimiz  şey şudur:  Biz, nevzuhur değiliz. Dolayısıyla yeni bir bina, yeni bir Türkiye inşa ederken kastımız bu. Nevzuhur bir devlet inşa ediyor değiliz. Arkamızda çok köklü bir gelenek var. Onu ihya edeceğiz. Yani canlandıracağız. Yani ona hayat suyu vereceğiz. Yani onu ayağa kaldıracağız. Restorasyondan kastettiğimiz de o. Estetiği ile kudreti ile gelen geleneği restore etmek. Korozyona uğramışsa o duvarlar veya yıpranmaya uğramışsa zamanla onları telafi edeceğiz, tamir edeceğiz, yıkmayacağız. Bunun bazı devrimci görünün yaklaşımlardan farkı şudur:  Onlar varolanı yıkarak yeni bir şey yapacaklarını düşünürler ve her bir devrim, başka bir devrimi kendince tetikler. Fransız Devrimi açısından da bunu söylemek mümkündür. Onun için 5 cumhuriyet geçer. Ama bizim kastettiğimiz şudur: Köklü bir geleneği, onun o binayı, o zihni binayı, o sosyal binayı, o medeniyet binasını taş taş her bir unsuruyla yeniden anlayacağız, onu restore edeceğiz. Nevzuhur değiliz ama statükocu da değiliz. Madem ki burada bir bina var, bunun yenilenmeye ihtiyacı yok, demiyoruz. Aksine madem ki tarih akıyor, madem ki dünya bir deveran içindedir ve bu deveran bir sünnetullahtır, biz o deverana göre bu yapıyı yeniden şekillendireceğiz diyoruz. Bizim yeni anlayışımız budur. Yeni anlayışımız, kadime doğru derinliğine giden, geleceğe doğru da ufka yönelen bir anlayıştır."

-"Şu veya bu vesayete izin vermeyeceğiz"-

Davutoğlu, gerek hükümet programında gerek kongre konuşmasında vurguladığı her hususun arkasında olduklarını ifade ederek "Özgüvenimizi tahkim edeceğiz. Çözüm süreciyle sosyal barışımızı tahkim edeceğiz. Yeni anayasa ile siyasal sistemimizi tahkim edeceğiz. Yeni bir adalet anlayışıyla yargı sistemini tahkim edeceğiz. Yeni bir devlet anlayışıyla fetret oluşturmaya çalışanlara karşı, düzeni inşa edeceğiz. Şu veya bu vesayete izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Kültürü, medeniyeti, ekonomiyi, uluslararası itibarı inşa edeceklerini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi işadamlarımızdan burada beklentimiz şudur: Madem ki böyle geçici olmayan 10 yıllık perspektifle size istikrar teminatı veriyoruz, sizden de dinamizm bekliyoruz. Sizden de durmadan, gece gündüz elinizdeki sermayeyi nasıl daha fazla katma değere yöneltiriz diye düşünmenizi bekliyoruz. Katma değer, insan kaynağının güçlendirilmesiyle alakalı ülkemizde. Sizden beklentimiz, önümüzdeki dönemde, tasarrufu artırmak, bu tasarrufa dayalı olarak en etkin verimli yatırımı teşvik etmek, o yatırımı planlamak, buna bağlı olarak istihdam potansiyelimizi genişletmek, ama en önemlisi Ar-Ge ile teknoloji yoğun katma değerle ve insanımızın eğitimi yoluyla yeni bir, ikinci ekonomik atılım dönemini başlatmak.

İkinci ekonomik atılım döneminden kastettiğimiz şey şudur, birinci dönemde 12-13 yıl içinde Türkiye'nin atıl kapasitelerini maksimum düzeyde kullandık, yolsuzlukları, hortumları kesmek suretiyle, finansal disiplin içinde geniş bir ekonomik kalkınma zemini oluşturduk, şimdi ise 3 bin dolarlardan 11 bin dolarlara çıkmış olan kişi başına gayri safi milli hasılamızı 25 bin dolara çıkarmak için bizim insan kaynağımızı geliştirmemiz, katma değeri artırmamız şarttır. Bu ikinci ayağımız."

"Demokrasi, ekonomik kalkınma, insan odaklı ekonomik kalkınma, temel felsefemiz olarak bundan sonra sürecektir" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu iki zeminle birlikte stratejik omurga olarak da kendi savunma sanayine dayalı yeni ulusal güvenlik politikası, aktif dış politika bunu tahkim edecek. Onun için uluslararası fuar olarak Konya'da böyle bir geniş kullanıma açık bir mekan tahsis ettiğiniz için tebrik ediyorum. Bu yatırıma katkıda bulunan bütün Konyalılar teşekkür ediyorum. Önümüzdeki dönemde de Konya'yı, Türkiye'nin bu yeni ufkunda merkez şehir olma rolünün bir gereğini yapmaya davet ediyorum. Türkiye'nin coğrafyasına baktığınızda, Marmaray sürükleyici bir motor gibi, arkada da hala büyük potansiyele sahip KOP, GAP, DOKAP gibi projeler var. O Konya ortada, KOP ile birlikte aslında, bu iki hattı birleştiren bir omurga. Bunun gereğini yapacaksınız."

"Değerli Ulaştırma Bakanımızın vurguladığı gibi hızlı trenlerle ana arterlerle zaten doğudan batıya, kuzeyden güneye giden herkes Konya'ya bir şekilde selam veriyorlar. Bu da Hazreti Mevlana'nın bereketi" diye konuşan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Gel dediği için herkes oraya doğru hareket etsin diye, biz de uçakların trenleri Konya'ya sefer ediyoruz. Yeni havalimanı da bu sebeple. Madem ki Hazreti Mevlana 'gel' demiştir, o gelenlere en iyi imkanı sunmak, en güzel misafirperverliği göstermek de bizim görevimizdir. Ben Ulaştırma Bakanımıza, ekibine teşekkür ediyorum. Terminal çok güzel olmuş. İnşallah oradada nice misafirleri ağırlayacağız. Bu uluslararası fuara gelecek olanlar, o terminali kullanacaklar. Hızlı treni kullanacaklar. İşte merkez ülkenin merkez şehri olmak böyle bir şey. İpek Yolu üzerinde, siyasetini ve iktisadiyatını dokumuş Selçuklu, Osmanlı geleneği üzerinde, bu kez yine İpek Yolu hattı üzerinde ama teknolojiyle tahkim edilmiş yükselen ülkenin, yükselen şehri Konya geliyor inşallah.

Gördüğünüz gibi belki ağır bir sorumluluğu omuzlarımıza aldık ama bunun derin muhasebesini hep hissediyoruz, hissedeceğiz ama madem ki bu topraklar bu derece bereketlidir, madem ki bu topraklarda bu derece gönlü zengin, ufku açık insanlar vatandaşlarımız, kardeşlerimiz vardır, ne gam. Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es."

Konuşmasının ardından Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Davutoğlu'na üzerinde hatla yazılmış ayet-i kerime bulunan bir tablo hediye etti.

Daha sonra Davutoğlu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ve diğer konuklar Konya Ticaret Odası Uluslararası Fuar Merkezinin açılış kurdelesini kesti.

- Ankara

Kaynak: AA / Politika

Ahmet Davutoğlu Ak Parti Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title