Haberler

Başbakan Davutoğlu Açıklaması

"Yetki çatışmasına yol açan anayasal çerçeveyi tartışmaya açacağız. Sonrasında da başkanlık sistemini bu bağlamda ele alacağız" "Mesele, bu anayasal sistem içinde veya özgürlükçü olmayan bir anayasal sistem içinde gücü bir kişinin elinde toplamak değil. Ne cumhurbaşkanımız bunu ister ne ben isterim ne de Türkiye’de aklı başında herhangi bir siyasi sadece kendi geleceği için bir şey tasavvur eder" "Hiçbir şekilde başkan ya da başbakan, başkanlık sistemi ya da parlamenter sistem denetimsiz ve hesap vermeyecek bir gücü kullanmamalı, kullanamaz zaten. Biz başkanlık sistemi derken hiçbir zaman böyle bir sistem tasavvur etmiyoruz zaten" "Kendilerine hiç güvenmedikleri için 'Başkanlık sistemi olursa yine AK Parti, AK Parti’den aday olarak da Sayın Erdoğan seçilir'. Varsayım bu. Aslında bu varsayımın kendisi dahi muhalefetin ne kadar özgüven eksikliği içinde olduğunu gösteriyor" "Diyelim cumhurbaşkanımız devam ettiğinde 5 sene daha orada, diyelim başkanlık sistemine geçildi, yeniden seçim yapılmak durumunda, yeni bir siyasal sistem... O zaman şansınızı denersiniz.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yetki çatışmasına yol açan anayasal çerçeveyi tartışmaya açacaklarını, sonrasında da başkanlık sistemini bu bağlamda ele alacaklarını belirterek, "Mesele, bu anayasal  sistem içinde veya özgürlükçü olmayan bir anayasal sistem içinde gücü bir kişinin elinde toplamak değil. Ne cumhurbaşkanımız bunu ister ne ben isterim ne de Türkiye'de aklı başında herhangi bir siyasi sadece kendi geleceği için bir şey tasavvur eder" dedi.

Davutoğlu, Kanal 7 ve Ülke TV kanallarının ortak canlı yayınında, gündeme dair soruları yanıtladı.

"(Başkanlık Sistemi'ni getirmek istiyoruz) diyor musunuz" sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, siyasal sistem tartışmasını başkanlık sistemi öncelikli olarak soğukkanlılıkla yürütmek gerektiğini ifade etti. AK Parti'nin bu konuda dogmatik bir tutumunun bulunmadığına işaret eden Davutoğlu, "Öyle bir kanaat var ki sanki AK Parti çok dogmatik bir şekilde tutum takınıyor, diğerleri daha esnek. Hayır" diye konuştu.

AK Parti'nin bütün seçim beyannamelerine bakılması gerektiğini dile getiren Davutoğlu, "2001 kurucu belgeleri, 2002, 2007 seçim beyannamesi, 2011 seçim beyannamesi illa ve mutlaka başkanlık sistemi dememiş ama özellikle 2007'de parlamenter sistemin güçlendirilmesi 367'ye karşı ama buna bir düzen getirmek lazım. Artık geri dönüş mümkün değil. Seçilmiş bir cumhurbaşkanı referandumla tayin edilmişse..." ifadesini kullandı.

Davutoğlu, 2007'de katılımcı bir TBMM oluştuğunu, BDP, MHP, AK Parti, CHP'nin Meclis'te bulunduğunu ve o zaman ümitlendiğini ifade ederek, o zaman yeni bir anayasal tartışma yapılabilecek bir zeminin belirdiğini, Dağlıca baskınına kadar da bunun yapıldığını belirtti.

Uzlaşma Komisyonu'nun 2011'den sonra anayasa için oluşturulduğunu anımsatan Davutoğlu, "Bu komisyonlarda hiçbir katkıda bulunmayan muhalefet partileri, şimdi başkanlık meselesi gündeme geldi diye rahatsızlık beyan ediyorlar. Burada herkesin eteğindeki taşı ortaya koyması, sağlıklı bir tartışma içinde seçilmiş bir cumhurbaşkanı, halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı gerçekliğinden sonra bu meseleyi başkanlık sistemini de öncelikli olarak konuşmamız lazım" değerlendirmesinde bulundu.

Temel meselenin yeni bir anayasa olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ben sistemi boşlukta tasavvur etmeyi doğru görmüyorum. Her zaman siyaset yazdığım makalelerde de mekanizmalardan önce değerler, ilkeler ve zihniyet gelir. Mekanizmayı değerli kılan o zihniyettir. Şu anda yapmayı hedeflediğimiz şey şu, şimdi başbakan olarak bu ülkede önümüzdeki dönemle ilgili olarak birincisi ben görevi sayın cumhurbaşkanımızdan devraldım. Kendime biçtiğim hedefler var. Bir; ülkede herhangi bir hükümet değişimi olmuş gibi bir intiba olmadan hükümet işlerinde sürekliliği sağlamak. Hamdolsun Türkiye büyük bir değişim yaşadı. Ben Yunanistan'a gittiğimde sayın Samaras'la görüşmem esnasında oradakiler sordu, 'Avrupa'da bir değişiklik kriz doğururken sizde cumhurbaşkanlığı makamı el değiştirdi, başbakanlık makamı el değiştirdi, AK Parti genel başkanlığı el değiştirdi' diye. Bu Sayın Cumhurbaşkanımızın basiretiyle ve benim bu basirete verdiğim katkıyla ortaya çıktı ve şu ana kadar da hükümet işlerinde tek bir aksaklık olmasın diye her an omzumda ağır bir yük hissediyorum. Birinci hedefim buydu. Bu sağlandı. Türkiye'de kimse hükümet krizi çıkaramadı ve çıkaramayacak.

İkincisi, AK Parti içinde hiçbir surette 12 yıllık karizmatik liderlikten sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın, AK Parti'nin ahenginde bir sıkıntı olmaması ve AK Parti'nin her süreci doğrudan yönetebilme kabiliyetini muhafaza etmemiz gerekiyordu. Elhamdülillah... Kritik süreçlerden geçtik, ne senaryolar ürettiler. Ben hepsini dün MKYK'da söyledim arkadaşlara. Hepsini takdir ettiğimi ifade ettim. Üç dönemini tamamlayan arkadaşlarla ilgili ne tahrikler yapıldı, ne psikolojik operasyonlar yapıldı. Ne olacaklar diye. Hiçbirisi dava ve ahlakını küçük hesaplara feda etmediler. Dün MKYK'da zikrettim, hepsini buradan bir kez daha takdirle anıyorum. Bazı bakan arkadaşlarıma 'görevlerinin yerine başka arkadaşları düşündüm' dediğimde bir tanesi itiraz etmedi hükümeti kurarken. Şu anda AK Parti her zamanki gibi güçlüdür. Kimse de AK Parti'nin gücünden tereddüt edemez, seçim anketleri vesaireler ortada.

Üçüncüsü Türkiye'yi suhuletle haziran seçimlerine götürmemiz ve çok güçlü bir meşruiyetle halktan bu yetkiyi tekrar almamız... "

-"Şu anki anayasa insanı hedef almıyor"-

Davutoğlu, halktan yetkiyi aldıktan sonra dördüncü hedefinin yepyeni bir anayasa olduğunu belirtti. "Kısa, öz, millete güvenen, insanı öne çıkartan, hiçbir kısıtlayıcı hüküm taşımayan, insan haklarını temel alan yeni bir siyaset zihniyeti felsefesi öngören" ifadelerini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Anayasaların esası şudur: Bir, neyi hedef aldığı önemli. Bizim şu anki anayasa insanı hedef almıyor ya da insanı odak almıyor. Devleti odak alıyor. Bir özgürlük veriyor sonra iki paragraf o özgürlüğü nasıl kısıtlayacağını anlatıyor. Okumaktan bazen sinirleniyorum. Çünkü ne kadar bütün hinlikler düşünülerek o özgürlükler nasıl kullanılmayacak onu formüle etmek için uğraşmışlar. Yine öyle bir anayasa olmalı ki halka güveni yansıtmalı. Detaya girmemeli. Halkın iradesine, halkın seçtiği kişilere güveni yansıtmalı. Bu anayasa yansıtmıyor."

-"Niyet, iyi bir niyet değil"-

Seçim kampanyasında ana unsurun yeni anayasa olacağını dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdüdü:

"Ama yeni anayasayı sadece başkanlık mekanizmasına değil, esas itibarıyla bu yeni siyasi anlayışa yeni Türkiye'nin özgürlükçü, ön alıcı ve kısıtlamayan alana odaklamak. Başkanlık sistemi buna dayalı olursa ki öyle olmalı hiçbir zaman otoriter olmaz. Ama böyle bir çerçeve çizmeden başkanlık sistemini değil parlamenter sistemi getirseniz o da otoriter olur. Çünkü parlamenter sistemde yasama ile yürütme o kadar iç içedir ki nihayet başbakanın kontrolündeki parlamento grubu istediğini yaptırabilir. Otoriterleşmeye mütemayil kavramını yıkmak için söylüyorum. Bunu belirleyecek olan şey, öyle bir anayasal çerçeve olmalı ki güçlerin kuvvetler ayrılığı prensibini benimsemeli. Hiçbir kuvvet denetimsiz olmamalı. Başkanlık sisteminde denetimli, işte Obama'nın büyükelçi tayin ederken bile bir denetimi var. Tek kuruş para harcasa hesabı soruluyor Kongre'de. Bu cumhurbaşkanımızın zikrettiği gibi tek kamaralı olsa da aynıdır, aynı olmalıdır, hiçbir şekilde başkan ya da başbakan, başkanlık sistemi ya da parlamenter sistem denetimsiz ve hesap vermeyecek bir gücü kullanmamalı, kullanamaz zaten. Biz başkanlık sistemi darken hiçbir zaman böyle bir sistem tasavvur etmiyoruz zaten. Bir kişinin bütün yetkiyi…"

-"Anayasa herkesin katılımıyla olursa iyidir"-

Davutoğlu, 'başkanlık sistemi olursa Erdoğan gelecek ve o idare edecek' şeklinde varsayımların olduğunu dile getirerek, aslında bu değişimin muhalefet için yeni bir şans olduğunu belirtti.

Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Hiç kendilerine güvenmedikleri için başkanlık sistemi olursa yine AK Parti, AK Parti'den aday olarak da Sayın Erdoğan seçilir. Varsayım bu. Aslında bu varsayımın kendisi dahi muhalefetin ne kadar özgüven eksikliği içinde olduğunu gösteriyor. Diyelim cumhurbaşkanımız devam ettiğinde 5 sene daha orada. Diyelim başkanlık sistemine geçildi, yeniden seçim yapılmak durumunda, yeni bir siyasal sistem... O zaman şansınızı denersiniz. Hayır, mesele o değil. Mesele bir şekilde ister parlamenter sistem olsun şimdiye kadar olduğu gibi, başbakanı Demokles'in kılıcı altında tutmak, seçilmiş cumhurbaşkanını da Demokles'in kılıcı altında tutmak. Niyet iyi bir niyet değil. "

Hedefilerinin seçimde anayasayı değiştirecek güce ulaşmak olduğunu anlatan Davutoğlu, buna ulaşmak için de ilkeleri, prensipleri, mekanizmalarla birlikte ve onunla zikretmek. Önemli olan, yeni anayasanın hangi temelde inşa edileceği... Bir gecekondudan değil, devletten bahsediyoruz. Hiçbir meseleyi temeli doğru olmadan tartışmamalıyız ve soğukkanlı bir şekilde ele almalıyız her meseleyi. Anayasanın da temeli insan. Bugün varız, yarın yokuz. Hiçbirimiz olmayacağız. Ne liderler geçti, uzun dönem iktidarda kalacağı düşüncesinde olan, kalmadılar. En doğru olanı konuşarak, anlaşarak, prensipleri tartışarak, 'Sayın Erdoğan olmasın da ne olursa olsun. AK Parti'nin önüne engel çıkaralım da ne yapılırsa yapılsın, sonuç ne olursa olsun' diyerek bir ülkeye katkıda bulunulmaz. Biz inşallah haziran seçimlerinde anayasa değişikliği yapacak güce ulaşırız. Ulaşacağız. Şu anda birinci hedefim bu. Halkın önüne çıkıp oy isteyecek kişi olarak hedefim bu. O hedefe geldiğimizde o zaman bütün bu çerçevede özgürlükçü bir anayasanın altyapısını mümkün olan en geniş mutabakatla sağlamak. Anayasa herkesin katılımıyla olursa iyidir."

Davutoğlu, "Baskıcı, otoriter" dedikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, başbakanlığı döneminde Uzlaşma Komisyonu'na partilerin oranına bile bakmadan, herkesin 4 temsilci vermesini istediğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"(Ben birinci partiyim, oranıma göre şu kadar alacağım) diyebilirdi ama demedi. Anayasada otoriter bir tutum takınılmaz. Anayasada herkesin kanaati alınır ki cumhurbaşkanımız bu erdemli tavrı gösterdi. Peki muhalefet aynı erdemli tavrı gösterdi mi? Bizim başkanlıkla ilgili bütün AK Parti müktesabatında diyeyim, dogmatik bir tutumu olmadı. Yani 'şu olsun' diye bir şartlanmış içinde bakılmadı.

Uzlaşma Komisyonu kurulduğunda ilk defa başkanlık teklifini bu tartışmalardan önce, bütün belgeleri getirttim. Arkadaşlar biz yeni bir parti değiliz, 'AK Parti 2001 1 Ağustos'ta Afyon'da yapılan toplantıdan sonra üretilen bütün belgeleri bana getirin' dedim. Hepsini okudum. Biz burada kendi geleneğimize sahibiz, bu gelenek içinden geliyoruz ve güçlü bir siyasi gelenektir AK Parti. Ben şimdi iliklerime kadar hissediyorum gittiğim her yerde. Halkla iletişim kurmak bakımından oradaki teşkilatların bağları itibarıyla Türk siyasi tarihinde AK Parti kadar organik bir parti yoktur. Kendi ilişkileriyle organik, doğallığı itibarıyla organik... Bitki anlamında, onlara kıyasen söylüyorum. Böyle bir organik yapı, iyice düşünür, tartışır, konuşur. Nitekim yaşadığı zorluklar ve tecrübeler üzerinden 2007'de parlamenter sistemi öne çıkartırken hemen sonrasında baktı ki başka çözüm yok. O kriz bizi halkın cumhurbaşkanını doğrudan seçmesini ve şimdi de seçilmiş bir cumhurbaşkanı seçilmiş başbakan noktasına getirdi. Ha şu haklı bir kaygıdır, Sayın Cumhurbaşkanımızın vurguladığı kaygı da toplumda olan da bugün keşmekeş, kaos çıkarmak için yazılmış anayasa diyeyim ve denetlemeye dayalı anayasa başka otorite elinde çok krize sebebiyet verir, Sezer-Ecevit krizinde olduğu gibi.

O zaman bunun sürdürülebilme imkanı yoksa hepimiz bunu soğukkanlılıkla tartışalım. Başkanlık sistemi de özgürlükçü olur, parlamenter sistem de olabilir ama ona önyargıyla yaklaşmadan… Sanki parlamenter sistem savunucuları Türkiye'de bu uygulanıyormuş gibi savunuyorlar. O da yok, o zaman anayasaya biz seçim beyannamemizde ve seçime giderken ısrarla 'yeni anayasa' diyeceğiz. Bu yetki çatışmasına yol açan anayasal çerçeveyi tartışmaya açacağız. Sonrasında da başkanlık sistemini bu bağlamda ele alacağız. Yani mesele bu anayasal sistem içinde veya özgürlükçü olmayan bir anayasal sistem içinde gücü bir kişinin elinde toplamak değil. Ne cumhurbaşkanımız bunu ister ne ben isterim ne de Türkiye'de aklı başında bir siyasi sadece kendi geleceği için bir şey tasavvur eder..."

- Ankara

Kaynak: AA / Güncel

Ahmet Davutoğlu Ak Parti Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

ALES 1 ne zaman açıklanacak 2024? Bade İşcil kimdir? Bade İşcil kaç yaşında, nereli? Özgür Özel yabancı dil biliyor mu, Almana biliyor mu, hangi dilleri biliyor? Motorine indirim mi geldi? SON DAKİKA! Güncel motorin fiyatları! Dahiliye neye bakar, hangi hastalıklara bakar? 25 Nisan 2024 Konya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Konya'da elektrik ne zaman gelecek? 25 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 25 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 25 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 25 Nisan 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 25 Nisan Resmi Gazete yayımlandı! 32266 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi! 25 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 25 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! Süper Loto sonuçları açıklandı mı? 25 Nisan Süper Loto kazanan numaralar neler? Süper Loto sonuçlarına ne zaman, nereden bakılır? 25 Nisan Ankara elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Ankara'da elektrikler ne zaman gelecek? Ankara'da elektrik kesintisi! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 25 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 25 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title