Haberler

Başbakan Davutoğlu Açıklaması

"Bu barış projesinin başarıya ulaşmaması için ve bu ülkenin kanayan yarasını sarması, kabuk bağlamasını engellemek için birileri düğmeye bastı" "Yasin Börü, 16 yaşında bir genç ve Berkin Elvan'dan ya da diğer gençlerden bir farkı yok. Yasin, 3 arkadaşıyla kurban eti dağıtırken, bir hayır işi yaparken hepsi 16, 18 ve 20 yaşlarında gençler, 3. kattan atılıp, kafası taşla ezildi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu barış projesinin başarıya ulaşmaması için ve bu ülkenin kanayan yarasını sarması, kabuk bağlamasını engellemek için birileri düğmeye bastı" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Kanal 7 ve Ülke TV'de ortak yayınlanan "İskele Sancak" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Şimdi başlayan süreç bu mu?" sorusuna karşılık Davutoğlu, "Tabi başlamıştı bu süreç. Yani bir adım öncesinde. Benim Selahattin Demirtaş ile yaptığım görüşmede, Selahattin Demirtaş yol haritasının ne olduğunu biliyordu" dedi.

Demirtaş'a, "Artık bunu nihayete erdirelim, sürümcemede kaldıkça bölgedeki gelişmeler bunu olumsuz etkiler" değerlendirmesinde bulunduğunu anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ona artık bunu nihayete erdirelim, sürümcemede kaldıkça bölgedeki gelişmeler bunu olumsuz etkiler, bölgeden kastım Ortadoğu bölgesi. Daha önce Ada'ya giden heyetle görüşmelerimizde kendilerine söylendi, MİT Müsteşarımızla yaptıkları görüşmelerde söylendi. Fakat bunun için onlara da ifade ettiğimiz şey şu; her türlü konuyu konuşuruz süreç içinde neler yapılacağı karşılıkların ama kanunsuzluğu konuşamayız, biz hukuk devletiyiz. Kanunsuzluk üzerine bir şey inşa edemeyiz. Yani 'çözüm süreci var, siz müsamaha gösterin de şurada şu olaylar devam etsin' olmaz. Şimdi tam da bu konularda mutabık kalınmışken ve toplumda çözüm süreci bir ivme kazanmış denilirken, ne oldu? 1 Ekim'de biz Bakanlar Kurulu kararını çıkartırken Gezi Parkı olayları, 17 Aralık'ta ne olduysa aynısı oldu."

"Bu barış projesinin başarıya ulaşmaması için ve bu ülkenin kanayan yarasını sarması, kabuk bağlamasını engellemek için birileri düğmeye bastı" ifadesini kullanan Davutoğlu, "O birileri kim?" sorusu üzerine, "Önce resmi görelim, arka planına bakarız. Ne oldu bakın. Kobani'ye Türkiye'nin ne yardım yaptığını en iyi kendileri bilir" cevabını verdi.

Kobani olayının ayrıca bir paranteze alınması gerektiğini belirten Davutoğlu, "O önemli çünkü o bahaneydi, aynen Gezi gibi bazı yeri değiştirilen ağaçların yerinin değiştirilmesi gibi bahaneydi ve tam bir şehir terörü estirildi. Soğukkanlı bir şekilde olayları takip ettik, gerekli güvenlik tedbirlerini aldık" dedi.

Olaylarda devlet kurumlarına saldırıldığını, ambulansların, Kuran kurslarının, kütüphanelerin ve müzelerin yakıldığını hatırlatan Davutoğlu, "Yani zihinlerindeki siyasetin ne olduğunu söylediler. Sonra işadamları, özellikle AK Parti'ye mensup veya yakın, işadamlarının yerleri talan edildi. Çözüm sürecinin olumlu atmosferini dağıtmak için. Çünkü oraya çok ciddi yatırım gelmeye başladı.

"Yasin Börü, 16 yaşında bir genç, Berkin Elvan'dan ya da diğer gençlerden bir farkı yok"

Olaylarda yaşamını yitiren Yasin Börü'nün 16 yaşında bir genç olduğunu, Berkin Elvan'dan ya da diğer gençlerden bir farkı olmadığını belirten Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Yasin, 3 arkadaşıyla kurban eti dağıtırken, bir hayır işi yaparken, hepsi 16, 18 ve 20 yaşlarında gençler, 3. kattan atılıp, kafası taşla ezildi. Bunun faili kim? Şimdi, 90'lı yıllarda faili meçhul diyerek bir halkı ayaklanmaya çağıran ve terörü bu şekilde meşru kılmaya çalışanlar, şimdi bir faili meçhulü nasıl izah edecekler?

Şimdi biz 90'lı yıllardaki faili meçhule karşı çözüm sürecini getirdik. Bu faili meçhulü yapanlara karşı da çözüm sürecini öncelikle Kürt vatandaşlarımıza emanet ediyoruz. Onlar sahip çıkacak çözüm sürecine, onlar diyecekler ki nasıl 90'lı yıllarda birileri meraları ya da köyleri yakarak, birileri güvenlik temin edemedi, sizler de şehirlerimizi yakarak bize haklarımızı getiremezsiniz. Onlar diyecekler, Yasin Börü ve o kardeşlerimiz nasıl katledildi, çıkartın faillerini? Biz çıkartmak için devlet olarak elimizden geleni yapacağız. Hükümet olarak dönüp soracaklar, sormalarını bekleriz, siz bizim hakkımızı koruyamazsınız."

"Nasıl Kobani'de şehit edilen ve hunharca öldürülen Kürt kardeşimizin hukuku bizim için kutsalsa, Diyarbakır sokağında, Kurtalan'da değişik yerlerde öldürülen Kürt vatandaşımızın hukuku aynı ölçüde kutsaldır" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Olaylarda öldürülenlerin hepsi Kürt, öldürülenler Türk olsa veya Boşnak, Arap olsa meşru görecek değiliz, o anlamda söylemiyorum. Fakat bu faili meçhul zihniyet üzerine soruyoruz, çözüm sürecinin failleri kim? Kim bunun muhatapları? Demeleri beklenir ki; 'biz bunları, bu eylemleri kınıyoruz, lanetliyoruz, bir daha olmaması için elimizden geleni yapacağız.' Fakat şöyle değil sureti haktan görünerek değil, bazı yöneticiler tavşana kaç, tazıya tut, hem gençleri tahrik edeceksiniz sonra da biz engellemeye çalıştık ama olmadı. Peki neden tahrik ediyorsun?

Meclis'te konuşabiliyorsun, barışçıl gösteri yapabiliyorsun istediğin yerde, istediğini yazabiliyorsun, söyleyebiliyorsun. Kim engelliyor seni? Niye yakıp yıkıyorsun? Gösteri yaptığında barışçıl anlamda seni engelleyen olduysa gelin, teminatı bizdedir. İstediğiniz meydanı gösterin istediğiniz şehrimizde gösteri yapabilirsiniz ama o gösteriyi yaparken ya da gösteri yapmadan herhangi bir yeri talan edemezsiniz, insanları katledemezsiniz."

"Biz bu yola, her türlü sonucu göze alarak çıktık"

"Her şerden hayır çıkar" diye bir söz vardır, aslında toplumumuz doğusuyla batısıyla gördü, kim neyi istiyor? Bütün buna rağmen biz bir taraftan güvenlik önlemlerini nasıl artırır, halkımızın güvenliğini koruruz diye çalışırken, diğer taraftan da çözüm sürecinin tekrar nasıl canlandırırız diye çalışıyoruz" ifadelerini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Dikkat edin birileri hemen Türkiye otoriterleşiyor diye, Batıda demokratik ülkelerde olan kuralları getireceğiz  dediğimizde dahi böyle diyor. Fakat biz aynı saatlerde bir taraftan acaba ne tedbir alırız da vatandaşımızın  can güvenliğini koruruz diye düşünürken, diğer taraftan da çözüm süreci toplantısını hiç aksatmadan 15 günde bir yapıyorum. Arkadaşlarımızı yeni görevlendirmelerle alana çıkartıyoruz.

Bugün de MYK'da konuştuk, her bir santimetrekaresini dolaşma talimatı verdim arkadaşlara, hiç kimse bizi sindiremez, hiç kimse Türkiye'nin herhangi bir santimetrekaresinde siyaset yapmamızı engelleyemez. Biz bu yola her türlü sonucu göze alarak çıktık. Burada bu salonda bölgedeki belediye başkanlarımıza, bakanlarımıza, genel başkan yardımcılarımıza talimat verdim."

Her hafta il danışma toplantıları yapacaklarını, her ile giderek vatandaşla konuşacaklarını belirten Davutoğlu, "Çözüm sürecinin muhatabı olan oradaki vatandaşımızla konuşacağız. Buradaki tek aktör HDP ve onun bağlantılı şeyleri değil. Onlarla da konuşmaya devam edeceğiz. Eğer irade gösterirlerse, eğer çözüm sürecini kanunsuzluk gibi algılamaya devam etmezlerse, yol açık. Yol haritası belli. Herşeyi yapmaya hazırız. Herşeyi derken sınırsız anlamda demiyorum. Yol haritası bağlamında, anlaştığımız konularda devam ederiz. Ancak tekrar aynı olayların yaşanmasına izin vermeyiz" diye konuştu.

"Tam da şimdi onların da devreye girmesini talep etmemizi gerektiren bir vakittir" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Hem nihayi sonuca ulaşabilmek için... Görülüyor ki her erteleme bir risk getiriyor. Bizim tarafımızda bir erteleme yok, ne yapılması gerekiyorsa yapıldı ama öbür taraftan da tekrar psikolojik bir üstünlük almak gerekiyor. Tekrar çözüm süreci psikolojisinin olumlu atmosferini yaymak gerekiyor. Akil insanlarda en çok üzerinde duracağımız husus bu. Toplumsal sahiplenmeyi nasıl artırırız, çözüm sürecine nasıl tekrar ivme kazandırırız ve bir şekilde bütün toplumsal mekanizmaları harekete geçiririz" ifadelerini kullandı.

- Ankara

Kaynak: AA / Güncel

Ahmet Davutoğlu Berkin Elvan Türkiye Kobani Politika Güncel Haberler

title