Haberler

Başbakan Davutoğlu: (8)

Başbakan Ahmet Davutoğlu, savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesine ilişkin, "Seçimlere giderken ya da kritik aşamalarda hep bu tür suikastler bir şekilde gündeme gelmiştir. Birçok kritik süreçler bu saldırılarla neredeyse tetiklenmeye çalışılmıştır. Bu anlamda bu örgüt bir taşeron örgüttür" dedi.

Davutoğlu, NTV'deki canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Milletvekili adaylarının belirlenmesi konusunda parti üst kurulunun çalışmalarına ve koydukları ilkelere değinen Davutoğlu, "Hukukçu arkadaşlara tam olarak tanımlayın dedim, akrabalık ilişkileri nereye kadar olacak diye. Objektif bir kriteri uyguladık. Bu sadece milletvekillerinin birbiriyle akrabalıkları değil, belediye başkanlarının milletvekilleriyle akrabalıkları da içinde olmak üzere, parti yetkililerinin de birbiriyle akrabalıkları anlamında. Burada bir şey yapmaya çalıştık" diye konuştu.

Gücün bir grup insanın elinde deveran eden bir şey olmaması gerektiğini belirten Davutoğlu, "Güç, bir grup insanın elinde dolaşmamalı. Dolaştığı zaman, o grup bir müddet sonra o güçle enaniyete ve yozlaşmaya yönelir" dedi.

Başbakan Davutoğlu, "Güç ne kadar çok el değiştirirse, ne kadar çok insan o gücü kullanır ya da denetlerse o ortak akıl bu şeyi tanımlar. Yeni unsurların taze kan olarak girmesi, geleneği sürdüren eskimeyen unsurların da burada bulunması bizim siyasi kültürümüzün gücünü gösteriyor. Bu bakımdan AK Parti farklı bir çizgiden geliyor, farklı bir çizgiye doğru da gidiyor, olgunlaşarak gidiyor" diye konuştu.

Seçimden sonra partinin olağan kongresini yapacağını belirten Davutoğlu, yeni bir siyasi kadronun yenilenerek devreye girmesi, bunun bir kartopu şeklinde kendi geleceğini dokuması gerektiğini ifade etti.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçmiş tecrübelere baktığınızda Adalet Partisi, ANAP kadrolarına, bir nesilden sonra kadro kendini üretemez hale geldi ve o nesil hep Refah Partisi kadrolarından... CHP zaten böyle, 1970'li yıllarda ben üniversiteye giderken CHP'de siyaset yapanlar hala siyaset yapmaya devam ediyorlar. Allah uzun ömür versin, yapsınlar bundan şikayetçi değiliz, onların vereceği karar ama siyasetin kendini, dokusunu yenilemesine de izin vermek lazım. Bu konuda bizde bir sıkıntı yaşanmaz."

"Bu ortak akıl, erdem hareketidir"

Başbakan Davutoğlu, "Seçimden sonra ekonomi yönetimi ne olacak, Ali Babacan'ın pozisyonu çok merak edilen bir konu" sorusuna, "Niye dış politika yönetimi demiyorsunuz, siyaset yönetimi, eğitim yönetimi..." karşılığını verdi.

"Orada siz varsınız" değerlendirmesi üzerine ise Davutoğlu, şunları söyledi:

"Hayır, hayır. Bir ülkede bir yönetim olur. O yönetimi de başbakan temsil eder. Ali Bey'e benim saygım sonsuzdur, yaptığı katkıyı her zaman gündeme getiririm. Milli Eğitim Bakanı Nabi Bey'e saygım sonsuzdur. Ekonomi yönetimi diye ayrı bir yönetim yok. Eğitim yönetimi, dış politika yönetimi diye de bir ayrı yönetim yok. Ben Dışişleri Bakanı iken görevimi yapıyordum ama yönetim Sayın Başbakan Erdoğan'ın yönetimiydi. Başarı çizgisi aynı şekilde devam eder. Yarın ben de olmayacağım, başka birisi devam ettirecek. Eğer biz şuna güvenemezsek, bir çizgi içinde devam etmiyor, sanki otonom bölgeler ve yönetimler, hayır böyle bir şey söz konusu değil. Biz bir ekibiz."

Başbakan olarak yaptığı her açıklamada sağında ve solunda bakanları bulundurduğunu belirten Davutoğlu, "Paket ya da politika açıklamasında hiçbir yerde tek başıma kürsüde konuşmadım. Çünkü ben o ekibe dayanıyorum, onlarla birlikteyim. Öyle kaygılar yayıyorlar ki birileri ve onu da nereye bağlıyorlar. Giderek Derviş dönemiyle irtibatlandırma kendilerince. Çok ucuz bir akıl bu" diye konuştu.

Davutoğlu, son 12 yıl içinde yapılan her şeyin AK Parti'nin ortak aklının ürünü olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:

"Ali Bey'in de bakan olsun olmasın mutlaka katkıda bulunacağı tek bir yönetim vardır. AK Parti'nin çizgisi de böyle bir çizgi. Kimsenin de 'Şöyle olursa kriz doğar, böyle olursa kriz doğmaz' gibi bir yaklaşımı sergilememesi lazım. Bizim birçok bakanlığımızda geçmişte değişimler oldu ama çizgi sürekliliği devam etti. Bu konuda bütün tecrübeli bakan arkadaşlarım, Ali Bey, Bülent Bey, hepsinin katkısını alacağız. Bu ortak akıl hareketidir, ortak erdem hareketidir. Kimse şu veya bu isimler üzerinden bu ekip içinde bir farklılaşma olduğu kanaatini yaymamalıdır."

"Bu yapının bütün bağlantıları incelenecek"

"Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesi olayında örgütün taşeron olduğu yönünde yaygın bir kanaat var. Eğer böyle bir yanı varsa bu konuda bağlantılara ulaşılabildi mi" sorusu üzerine Davutoğlu, soruşturmanın derinlemesine sürdüğünü, bazı bulguları paylaşmak için erken olduğunu belirtti.

Davutoğlu, "Seçimlere giderken ya da kritik aşamalarda hep bu tür suikastler bir şekilde gündeme gelmiştir. Danıştay saldırısını hatırlarsanız. Hrant Dink'e yönelik yapılan saldırı. Birçok kritik süreçler bu saldırılarla neredeyse tetiklenmeye çalışılmıştır. Bu anlamda bu örgüt bir taşeron örgüttür dediğiniz gibi" dedi.

Dünyada bu tür yöntemlerle iktidar değişiminin mümkün olmadığını ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"1970'li yıllarda böyle hücre tipi örgütlenmelerle Marksist devrimler yapılabileceği kanaati yaygındı. Bazı Latin Amerika ülkelerinde de olabiliyordu, birçok yerde de. Dış bağlantılarla da yönetiliyordu bunlar ama şu anda dünyanın hiçbir yerinde mümkün değil bu. Mümkün olsa, meşru anlamına gelmiyor bu. Buna rağmen bu yapılar muhafaza ediliyorsa, koruyabiliyorlarsa mutlaka dış unsurlar bunların günü geldiğinde kullanabilecekleri bir araç olarak gördükleri için varlıklarını sürdürebiliyorlar. Yoksa Türkiye'de toplumsal tabanda bir karşılığı olduğu için değil. Bir dönem uykuya çekiliyorlar. Sonra 'Hadi uyanın' dendiğinde, tam da seçime giderken şimdi olduğu gibi, bir anda hücreler uyanıyor ve bu saldırılar gerçekleşiyor. Dolayısıyla bu yapının bütün bağlantılarını, hepsini en derinine kadar inceleyip gereken her türlü tedbir alınacaktır."

"Varsa başka bir tedbir akıllarında, onu getirsinler"

Başbakan Davutoğlu, "Bu konuyla adliyelerde güvenlik meselesini tartışır olduk. Avukatlar bu konuda bazı itirazlarda bulundular. Avukatların sesi size ulaştı mı" sorusu üzerine, kolektif suçlu diye bir şeyin söz konusu olmadığını belirtti.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Birisi avukat kisvesiyle adliyeye girmişse, 'Bütün avukatlar potansiyel suçludur' diye ne ben söyledim ne bir açıklama oldu ne de böyle bir yaklaşımımız var. Bir kere avukatlarımızın bu anlamda içlerinin rahat ve mesleki itibarları bakımından da kendilerinden emin olmaları lazım. Hepimizin yakını, benim yeğenim de avukattır, herkesin evinde bir avukat vardır. Avukatlarımız hukuk sisteminin en önemli unsurları, dolayısıyla burada avukatlarımıza dönük kim suç yapıştırmak isterse onun karşısında önce ben dururum ama şunu da göz önüne almalı, bütün avukatlarımız, şu makamda kendileri otursa, iki terörist, avukat kisvesiyle aranmadan girmişler ve bir savcımızı şehit etmişler. O savcımız şehit edilirken çok sayıda avukat da ölebilirdi. Canlı bomba da olabilirdi. Ne tedbir düşünürlerdi, arama dışında? Hem diyeceksiniz ki devlet savcısını, yargı mensubunu korusun. Peki nasıl koruyacağız? Gözüne bakıp muhtemel terörist diye ayrım yapma şansımız var mı? Tek şey aramak. Başka bir yöntem varsa onu söylesinler."

"Savcı şehit edilmemiş" gibi davranamayacaklarını vurgulayan Davutoğlu, "Bir tedbir almamız lazım. Giren herkes aranacak ki kimse avukat veya savcı cübbesi altında bir şey sokmasın. Nitekim başsavcının yaptığı düzenlemelerde, savcıların da aranması, bu anlamda bir ayrım olmaması bildiğim kadar prensip kararına varıldı. Havaalanlarına girerken avukatlarımız nasıl kontrol kapısından geçiyorlar ve hiçbir şey söylemiyorlarsa niye adliyeye girerken bu bir sıkıntı olsun? Herkesten anlayış bekliyoruz" ifadesini kullandı.

Bu olayın yaşanmasından sonra bir tedbir alınmaması ve üzerine 15 gün sonra bir cinayet işlenmesi halinde tedbir alınmamasının sebebinin kendilerine sorulacağını ifade eden Davutoğlu, "Varsa başka bir tedbir akıllarında onu getirsinler. Desinler ki, aramayın da başka bir yöntemle. Benim aklıma bir yöntem gelmiyor. Başka bir yöntemle denetleyin. Daha uzaktan insanların taşıdığı şeyleri keşfedecek bir aygıt geliştirilmedi. Aranacak. Burada bunu avukatlara karşı yapılmış bir eylem, tavır gibi sormamak lazım. Bize yardımcı olsunlar. Onların canları, güvenliği için bunları yapıyoruz. Başka bir yöntem derlerse de dinlemeye hazırız" diye konuştu.

Bütün bu kritik, stratejik kurumlarda güvenlik anlamında tedbirler alınması gerektiğini belirten Davutoğlu, adliyelerde güvenlik konusundaki aksamaların denetleneceğini, bu kurumlarda özel güvenlik yerine nasıl bir tedbir alınabileceğinin de düşünüleceğini söyledi. Davutoğlu, "Bu da özel güvenlikte çalışan on binlerce, binlerce vatandaşımızın mağdur edileceği anlamına gelmiyor ama biz bir tedbir düşünmek durumundayız" dedi.

Başbakan Davutoğlu, "İskandinavya'da da olsanız, etrafında terör olmasa da Brevik, terörist yine aynı cinayeti işledi. Bizim bu konuda avukatlardan isteğimiz, talebimiz, bunu bir ideolojik tartışmaya, çatışmaya dönüştürmemeleri. Karşılıklı uzlaşı, anlayış içinde ortak güvenliğimiz, düzenimiz için ne yapılması gerekiyorsa, birlikte yapalım" diye konuştu.

"İşte sorumsuz siyasetçinin yapacağı budur"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ekonomi ve sosyal politikalar ağırlıklı bir temayla seçimlere odaklanarak, emeklilere ekstra maaş vaatlerinde bulunduğunun hatırlatılması üzerine Davutoğlu, seçimlere giderken iktidar ve muhalefet partileri için iki tuzak bulunduğunu, Kılıçdaroğlu'nun "Nasıl olsa iktidarda değilim, yarın da olacağım belli değil. Bol keseden vaat edeyim" diyerek bu tuzağa düştüğünü söyledi.

İktidar partileri için de seçim ekonomisi ve popülist ekonomi politikalarının bir tuzak olduğunu dile getiren Davutoğlu, AK Parti'nin hiçbir seçimde bütçeyi göz ardı etmediğini, uygulamalarında bütçe disiplinine önem verdiğini anlattı. Emeklilere yapılan 100 liralık seyyanen zammın çok ciddi rakamlar oluşturduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Çünkü emeklilerimiz çok geniş bir kesim, 11 milyon emekli var Türkiye'de. Yaptığımız en ufak seyyanen zammın getireceği olağanüstü şeyler oluyor, 1 milyarı buluyor, milyarlarla ifade edilen rakamlar ama biz bütçe dengeleri neyi gerektiriyorsa onu yaptık. 8 Haziran'da da bu görevi sürdüreceğiz, onu bildiğiniz zaman bütçe dengelerini rahatsız edecek bir adım atmazsınız" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun iktidara gelme ümidi zayıf olduğu için kesenin ağzını açtığını, bol keseden vaatlerde bulunduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, "Sanki kesenin başında o oturuyormuş gibi, hesabını o verecekmiş gibi, bol keseden vaatlerde bulunuyor. Keseyi bollaştıran biziz de kullanmaya kalkan o. 90'lı yıllarda 'iki anahtar vereceğiz' dendi, biz hala o iki anahtar sebebiyle, o gün verilen vaatlerin sosyal güvenlik sistemine yaptığı yüklerin bedelini ödüyoruz. Kılıçdaroğlu, bu tuzağa düştü. İktidara gelirsem 'nasıl olsa AK Parti hazineyi doldurdu, Merkez Bankası rezervleri var, ekonomi iyi, 4 yıl içinde bunu halka dağıtırım' diye düşünüyor. Halka dağıtsa neyse de belli hortumlar, haksız şekilde kullanırım, birilerini memnun ederim, sonrasına bakarız... İşte sorumsuz siyasetçinin yapacağı budur" değerlendirmesinde bulundu.

"Bizi tedirgin eden bir anket yok"

Başbakan Davutoğlu, öğretmen atamasına ilişkin soruya, "Kadroları yeni aldık, 15 bin atamayı ocak ayında yaptık, şimdi de yaz aylarında yapacağız" dedi.

Seçimden sonra balkon konuşması yapıp yapmayacağına dair soru üzerine Davutoğlu, "Ben irticalen konuştuğum için her konuşmayı kafamda demlerim. Demlenme doğal serisi içinde olur, o gün yaklaştığında onu da demleriz inşallah. Bir hitap gerekir inşallah. İnşallah güzel, hayırlı netice hasıl olur da güzel bir hitapta bulunuruz" diye konuştu.

Davutoğlu, ekonomik anlamda Türkiye'yi düşük gelir grubundan bir üst sınıfa çıkaran iktidarın AK Parti iktidarı olduğunu vurgulayarak, iş adamlarıyla buluşmasında 81 vilayetten yeni organize sanayi bölgesi taleplerinin geldiğini, bunun ekonomik bir canlanmanın işareti olduğunu kaydetti.

Yatırım ve istihdama yönelik açıklanan paketlerin çok büyük ilgi gördüğünü ifade eden Başbakan Davutoğlu, seçimden sonra ilk olarak mesleki eğitim konusunda yeniden yapılanmaya gidileceğini, iş dünyasıyla ortak hareket ederek ara elemanları nitelikli insan gücüne dönüştürecek reformlar yapılacağını bildirdi.

Davutoğlu, "Üniversite eğitimi bağlamında da Ar-Ge ve yoğun teknolojiye dönük niteliksel sıçrama yapmamız lazım. Bunu yapmanın planlamaları içindeyiz. Seçim beyannamemizde ekonomideki yeni unsurlar bunlar olacak" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Savcı Sayan'ın AK Parti'den aday olmasına ilişkin soru üzerine de şöyle konuştu:

"Savcı Bey'i tanıyorum. Şahsen de tanıyorum, televizyon programlarındaki performansıyla da tanıyorum. Hiçbir adayı tek başına değerlendirmedik. Çok geniş bir profil içinde bütün kadroyu, 550 kişiyi birlikte düşünerek kararları aldık. Savcı Bey de İzmir gibi önemli bir ilde, biz İzmir'de 7'yi çıkartacağız diye iddialı giriyoruz. Hiçbir ilde minimum ya da maksimum sınırlar koymadık. Savcı Bey'in katkısıyla biz İzmir'de 7'yi alırız. Onun dinamizmini orada görme ümidiyle bu şekilde düşündük, biz İzmir'de ikinci bölgede 7'yi alırız. Kılıçdaroğlu'nun karşısında en önemli güç, siyasi figür olarak da Savcı Bey'in performansına güvenimiz tam."

Seçim anketlerinden AK Parti için endişe duyulacak bir sonuç olup olmadığı sorusu üzerine Davutoğlu, "Kendinizle barışık olmanız, siyasetinizle barışık olmanız, halkla barışık olmanız önemli. Anketler daha değişir ama genellikle bizim bütün seçimlerde gördüğümüz anketlerin tempo arttıkça bizim lehimize değişme ihtimalinin daha yüksek olduğu. Bu anlamda bizi tedirgin eden bir anket yok ama öyle de olsa böyle de olsa bizim vazifemiz en doğru olanı gücümüzün yettiğince yapmak, sonrası da tevekkeltu alallah" diye konuştu.

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel

Mehmet Selim Kiraz Ahmet Davutoğlu Bülent Bey Ak Parti Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

İnci Taneleri CANLI izle! 28 Mart İnci Taneleri 11. Bölüm Kanal D Canlı HD izleme linki! Talip Aşık kimdir? Zafer Partisi Hatay- Hassa Belediye Başkan adayı Talip Aşık kaç yaşında, nereli? Cemil Kurt kimdir? CHP Manisa Selendi Belediye Başkan Adayı Cemil Kurt Kaç yaşında, nereli? Tahsin Akdeniz kimdir? CHP Manisa Sarıgöl Belediye Başkan Adayı Tahsin Akdeniz Kaç yaşında, nereli? Mehmet Kavallı kimdir? Zafer Partisi Hatay- Erzin Belediye Başkan adayı Mehmet Kavallı kaç yaşında, nereli? Kazım Yalçın kimdir? Zafer Partisi Hatay- Dörtyol Belediye Başkan adayı Kazım Yalçın kaç yaşında, nereli? Muhittin Tamer Özdemir kimdir? Zafer Partisi Hatay- Belen Belediye Başkan adayı Muhittin Tamer Özdemir kaç yaşında, nereli? Mehmet Burak Gürbüz kimdir? Zafer Partisi Hatay- Arsuz Belediye Başkan adayı Mehmet Burak Gürbüz kaç yaşında, nereli? Cemil Akkoçak kimdir? Zafer Partisi Hatay- Antakya Belediye Başkan adayı Cemil Akkoçak kaç yaşında, nereli? Osman Yılmaz kimdir? Zafer Partisi Hatay- Altınözü Belediye Başkan adayı Osman Yılmaz kaç yaşında, nereli? Melis Yıldız Akın kimdir? Zafer Partisi Hakkari- Merkez Belediye Başkan adayı Melis Yıldız Akın kaç yaşında, nereli? Tulin Yüksel kimdir? Zafer Partisi Hakkari- Derecik Belediye Başkan adayı Tulin Yüksel kaç yaşında, nereli? İSTANBUL SEÇİM ANKETİ! İmamoğlu mu Kurum mu? İstanbul seçimlerinde kim önde? Dilan Polat, Nez Demir olayı! Dilan Polat, Nez Demir'i affetti mi? Duruşmada neden ağladılar? Çocuklar Duymasın'ın Duygu'su, Hayal Garip eski sevgilisinden şiddet mi gördü? Hayal Garip ne söyledi?
title