Haberler

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (YBYK) Genel Kurulu Türkiye'de belediye başkanlarının durumu konulu oturumda 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeleri ele aldı.

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (YBYK) Genel Kurulu Türkiye'de belediye başkanlarının durumu konulu oturumda 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeleri ele aldı. Oturumda söz alan belediye başkanları, son dönemde görevden uzaklaştırma ve görevlendirme uygulamalarının, devletin vatandaşı teröre karşı koruma görevi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Strazburg'da 31. kez toplanan Avrupa Konseyi YBYK Genel Kurulunda Türkiye'deki belediye başkanlarının durumu görüşüldü. Konuyla ilgili Kongre'nin Türkiye raportörleri İsveçli Anders Knape ve Hollandalı Leen Verbeek'in yakın zamanda Türkiye'ye yaptıkları ziyarete dair açıklamaları ile başlayan oturum, raportörlerin ilgili komisyonun bu konuyu ocak ayında değerlendirmek üzere kararlaştırdığı ve 15 Temmuz darbe girişimi ile durumun farklı bir boyut kazandığı açıklamaları ile devam etti.

Oturumda söz alan Talas Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu, "Zannediyorum demokratik hakların, demokrasinin ne kadar önemli olduğunu, 15 Temmuz 2016 tarihi bize gösteriyor. 241 can verdik ve 2200 kişi yaralandı. Bu demokrasiye ne kadar sahip çıktığımızın göstergesidir. Bir belediye başkanı olarak benim görevim, iş makinalarını hizmet için, vatandaşlar için kullanmaktır." ifadeleriyle eleştirilere yanıt verdi.

Palancıoğlu, "Güneydoğu'da kardeş ilçe olarak beraber çalıştığımız İdil var. Burada 10 gündür sular akmıyor. Herhangi bir hizmet yapılmıyor ve aynı zamanda devletin sağlamış olduğu imkanlar terör için kullanılıyor. PKK ile, DEAŞ ile, Suriye'deki savaş ile mücadele ediyoruz. Olağanüstü bir dönemden geçen Türkiye'de belediye başkanlarının devlete destek vermeleri lazım fakat maalesef teröre destek veriyorlar. Anayasal haklarımızı kullanıyoruz. Diğer vatandaşlarımızın güvenliği için görevden alınıyorlar." dedi.

İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir devlet olarak tüm dünya ülkeleri gibi görev ve sorumlulukları olduğunu kaydederek, "Devletimiz demokratik yaşam haklarına karşı tehdit oluşturan terör örgütlerine karşı vatandaşının güvenliğini sağlamak amacıyla her türlü önlemi almakla yükümlüdür. Bunu yapmak da tüm devletler gibi Türkiye'nin de en doğal hakkıdır. PKK, KCK, FETO gibi terör örgütlerine karşı kararlılıkla bunu yapmaktadır. Atılan adımlar ve alınan kararlar tamamen olağanüstü hal ile ilgili ve zorunluluktan, vatandaşın güvenliğini sağlama zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. Bu uygulamalar anayasamız, yasalarımız ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerimiz doğrultusunda yapılmaktadır. Türkiye'de şu an devam eden olağanüstü hal uygulaması çerçevesinde toplama yüzde 2 oranında belediye başkanı geçici olarak görevden alınmıştır. Sadece bir partinin belediye başkanlarının görevden alındığı eleştirileri de tamamen yanlıştır. Her partiden seçilmişler bulunmaktadır. Terör örgütünün ölüm tehdidiyle yetkilerini elinden aldığı belediye başkanları ile görüşmeleri gerektiğini söyleyen Doğan, "Devlet, başkanların siyasi iradesinin kalmadığı ve sadece terör örgütünün ölüm tehditlerinden korktuğu için aldığı emirler doğrultusunda hareket ettiği için bunu yapmak en doğal hakkıdır." şeklinde konuştu.

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili de "Milliyetçi Hareket Partisine (MHP) mensup bir Belediye Başkanı olarak binlerce gencimizin hayatını kaybettiği bir 12 Eylül dönemi yaşadık" ifadeleriyle 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelere dikkati çekti. Vergili, bazı belediye başkanlarının devlet aleyhinde propaganda yapmak için yolları yapmadığını, temizlik görevini yerine getirmediğini dile getirerek, "Bu şekilde devlet üzerinde, hizmet etmiyormuş gibi bir baskı ve algı oluşturuluyor." dedi.

Cumhuriyet Halk Partisinden (CHP) Beşiktaş Belediye Meclis Üyesi Selin Deniz Bozkurt da, darbe girişimi sırasında yaşadığı duyguları delegelerle paylaşarak, "Eğer o girişim başarılı olsaydı burada 18 kişilik Türk heyetine ayrılan koltuklar boş kalacaktı. O akşam tanklar Boğaziçi Köprüsü'ne çıktığında, ben yarın mesleğime, siyasete devam edebilecek miyim sorusunu sordum." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA / Güncel

Strazburg Talas Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title