Avrupa'da Müslüman Kadının İmajı" Kongresi
Merve Kavakçı İslam: "Batı'nın gözünde Doğulu olmak, Doğulu Müslüman erkek ve kadın olmak önemli bir problem"
Fazilet Partisi'nden 1999'da milletvekili seçilen ancak TBMM'de yemin ettirilmeyen Merve Kavakçı İslam, "Batı'nın gözünde Doğulu olmak, Doğulu Müslüman erkek ve kadın olmak önemli bir problem" dedi.
Uluslararası Kadın ve Aile Derneği'nce (UKADER), Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü'nde düzenlenen "Avrupa'da Müslüman Kadının İmajı ve Karşılıklı Algılamaların Türkiye'nin AB Üyelik Sürecine Etkileri" kongresinde konuşan İslam, Müslüman kadınların mücadelesinin bir yerinden tutmaya çalıştığını söyledi.
Batı'nın, Doğu'dan bahsederken Uzak Doğu'yu hesaba katmadığını anlatan İslam, Batı'nın İslam toplumunu Orta Doğu ve Kuzey Afrika'dan ibaret sandığını belirtti.
ABD'nin Afganistan'ı işgali sırasında eski başkanlardan George Bush'un eşi Laura Bush'un, "Teröre karşı savaş, kadınların haklarını ve haysiyetlerini kurtarma savaşıdır" şeklinde bir ifade kullandığını kaydeden İslam, Batı'da birçok insanın Laura Bush gibi düşündüğünü söyledi.
İslam, insan hakları denilince sadece Batılıların akla geldiğini ifade ederek, "Bu Batılı da sadece beyaz, Hristiyan ve erkek manasına geliyor. Bunu kendi örneğimde çok çok iyi anladım. AİHM'e açtığım davada avukatım beni mahkeme heyetinin gözünde haklı çıkarmaya çalışırken anne ve babamın profesörlükleriyle beni savunmaya çalıştı. Akademisyen bir ailenin akademisyen bir kızı olmasaydım, demokratik yollarla seçilen ve bu hakkı elinden alınan bir milletvekili olmam bir mana ifade etmeyecekti. Batı'nın gözünde Doğulu olmak, Doğulu Müslüman erkek ve kadın olmak önemli bir problem" diye konuştu.
Türkiye'de başörtü yasağının kalkmasının çok önemli bir adım olduğuna dikkati çeken İslam, "Tarihte çok önemli bir yeri olan aşama. Emniyette de yargıda da kalkması gerekiyor" dedi.
" Aslında temel problem cinsiyet ayrımcılığı"
İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi Zehra Taşkesenlioğlu, imaj kelimesinin tek başına olumlu bir anlam ifade ettiğini belirterek, "Ama imaj kelimesi kadınla yan yana gelince olumsuz anlam katıyor. Aslında temel problem cinsiyet ayrımcılığı. Cinsiyete dayalı düşünen bir toplumu kendimiz üretiyoruz. Avrupa'da Müslüman kadın imajı tarif edilirken, beyaz yakalı değil de 'başında yazması var' şeklinde tarif edilir. Bu Avrupa'nın işine geliyor. Avrupalı siyasetçi bu algıyı üreterek toplumu dizayn ediyor" ifadelerini kullandı.
Siyasette, iş hayatında kadınların önünde görünmez camdan duvarlar örüldüğüne dikkati çeken Taşkesenlioğlu, kadınların bunlarla mücadele ederek hayata katıldığını söyledi.
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Çiğdem Atabek Erdoğan da kadınların, özellikle de başörtülü kadınların daha önce siyasi kariyer düşünecek bir zemin bulamadığını kaydetti.
Kadınların siyasete katılımının bugün de erkeklerle aynı olmadığını aktaran Erdoğan, "Karar mekanizmasında kadınlar erkeklerden çok daha geride. Müslüman kadınların önüne başörtüsü yasağı koca bir duvar olarak konuldu. Başörtülü kadınlar zorunlu olarak toplumsal alandan çekildiler. Başörtü yasağının kaldırılması beni çok mutlu etti" dedi.
Lacivert dergisinden Sultan Işık da Batı'nın kolonyal bir anlayıştan geldiği için farklı bir kültürü kabul etmekte zorlandığını anlattı. Avrupa'daki Müslüman gençlerin kültürden çok dini saiklerle hareket ettiğini vurgulayan Işık, "Batılılar, Müslüman kadının baskı altında olduğunu ifade ediyorlar. Ezilen ve kurtarılması gereken bir varlık olarak gösteriyorlar. Avrupa kendi içindeki insanlara hak vermezken, Doğulu kadını kurtarmayı kendi hakkı olarak görüyor" şeklinde konuştu.
Gazeteci-yazar Sibel Eraslan'ın moderatörlüğünü üstlendiği oturuma, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak ve çok sayıda vatandaş katıldı. Oturum, konuşmacıların katılımcıların sorularını yanıtlamasıyla sona erdi. - İstanbul