Haberler

Ala: "Batı Standartlarında Düzenleme Getiriyoruz"

Ala, AA Editör Masası'na konuk oldu: (2)-"(İç Güvenlik Paketi) Halkın desteği çok olumlu, araştırmalar yaptık yüzde 80 destek var. Zaten vatandaş bekliyordu, bu kadar ağır Gezi olaylarında, 6-7 Ekim olaylarında, başka zamanlarda neler yaşadığımızı gördük. Çok ciddi bir halk desteği var bu konuda.

Ala, AA Editör Masası'na konuk oldu: (2)-"(İç Güvenlik Paketi) Halkın desteği çok olumlu, araştırmalar yaptık yüzde 80 destek var. Zaten vatandaş bekliyordu, bu kadar ağır Gezi olaylarında, 6-7 Ekim olaylarında, başka zamanlarda neler yaşadığımızı gördük. Çok ciddi bir halk desteği var bu konuda. Zaten baştan muhalefetin de sesi çıkmadı fazla. Şimdi onu unutturmak için ellerine tutuşturulan ve kendi araştırmadıkları argümanlar üzerinden eleştirmeye çalışıyorlar, yanlış yapıyorlar"-"Ateşli silahlar kanununa göre, sapan zaten suç değil. Evinde adamın sapan varsa, isterse mancınık olsun, hiç cezası yok. Ama silahın var. Ama ikisini de alır getirirse toplantıya ve kullanırsa silah gibi, o zaman silaha iki ceza var, hem bulundurmaktan hem de bunu kullanmaktan, oysa buna bir ceza var, silah gibi kullanmaktan. Bu mantığı kurmuyor, kurnazlıkla o yalanı kara propagandaya dönüştürüyorlar ve zannediyorlar ki millet de buna inanacak"-"Suçlular tedirgin olacak ama suç işlememiş olanlar da rahat olacak. İşini iyi yapan güvenlik birimleri taltif edilecek, kötü yapan, art niyetli davranan da cezalandırılacak. Getirdiğimiz şeyler bunlar" İçişleri Bakanı Efkan Ala, İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin, "Halkın desteği çok olumlu, araştırmalar yaptık yüzde 80 destek var. Zaten vatandaş bekliyordu, bu kadar ağır Gezi olaylarında, 6-7 Ekim olaylarında, başka zamanlarda neler yaşadığımızı gördük. Çok ciddi bir halk desteği var bu konuda. Zaten baştan muhalefetin de sesi çıkmadı fazla. Şimdi onu unutturmak için ellerine tutuşturulan ve kendi araştırmadıkları argümanlar üzerinden eleştirmeye çalışıyorlar, yanlış yapıyorlar" dedi.Ala, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Ala, İstanbul'da gösteri ve toplantı için Avrupa ve Anadolu yakasında iki büyük alanda, Yenikapı ve Maltepe'de milyonlarca insanı alabilecek, girişi çıkışı, her türlü ulaşımı rahat yerler belirlediklerini söyledi.Toplantı ve gösterilerin buralarda yapılabileceğini ifade eden Ala, "Zaten bazıları yapıyor bize de o kadar ağır eleştirilerde bulunuyorlar ki bir şey diyen var mı? 'Sadece bizi eleştirsinler' diye, 'kimse onlara dokunmasın' diye etrafında güvenlik alıyoruz, o da isterlerse" diye konuştu.Demokrasinin sağlıklı bir mantıkla inşa edilmesi gerektiğini dile getiren Ala, şöyle devam etti: "Böyle kurnazlıklarla, yalan yanlış kara propagandalarla, ellerine tutuşturulan dezenformasyonla iletişim kurulamaz, anlatılamaz durum. Birilerinin işine gelmiyor, olabilir. Biz herkesin işine gelsin diye bir iş yapmıyoruz, vatandaşın genelinin işine gelsin diye yapıyoruz, onlar da memnun. Eline tutuşturdukları bilgiyi söylüyorlar. Efendim, 'Sapana 2 yılmış, tabancaya 1 yıl.' Bu tamamen yalan. Bunlar gerçek dışı. Bu poşu da silah da zaten şu andaki kanunda da var. Peki biz düzenleme yapmıyor muyuz, yapıyoruz, onun da arkasındayız. 'Kardeşim, molotof ile silah aynı şeydir' diyoruz. Şimdi kanunda bu kadar açıklıkla düzenlenmemiş. Yani Yargıtay karar vermiş, demiş ki 'Molotof silahtır.' Ama olay olup bittikten sonra silah diye sayıyor."Olay olmadan önce, polis ve jandarmanın elinde molotofkokteyli olan kişiye müdahale edemediğini anlatan Ala, "Oysa biz bir silah insanın elindeyken polis nasıl müdahale edebiliyorsa, molotof da almış eline, götürmüş, atmak üzere, o zaman aynı şekilde müdahale etsin istiyoruz. Bunu düzenlememiz doğrudur, karşı çıkıyorlarsa buna çıksınlar, biz bunun savunucusuyuz" değerlendirmesinde bulundu.Evdeki ekmek bıçağının cezasının olmadığını ancak kalabalığın içinde birilerine saldırıldığında silah haline dönüştüğünü ve bu olayın müdahale gerektirdiğini dile getiren Ala, aynı şekilde sapan bulundurmanın suç olmadığını ancak onun silah gibi kullanılmasının suç teşkil ettiğinin altını çizdi.İçişleri Bakanı Ala, şöyle devam etti: "Peki, bir ruhsatsız silahı elinde bulundurmak suç mu, suç. Bir yıldan başlıyor mu, başlıyor. Peki ama 'Hiçbir şey yapma' denmiş. Silahın kendisini ruhsatsız bulundurmak suç. Bu ateşli silahlar kanununda. Bunu buradan alıyor, ondan sonra toplantıya bıçakla, yahut da şunlarla, şu sapanlarla, molotof katılmış olanlarla eşitliyor, diyor ki 'Bakın, birine bir yıl, öbürüne iki yıl.' Peki kardeşim, ruhsatsız bir silahla bu toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılmanın cezası nedir? İki cezası var, hem onu bulundurmaktan dolayı bir, ayrıca da 2,5 yıl, buradan dolayı, toplam 3,5-4 yıla varır. Yani iki katı ceza var ona, çünkü silah iki cezayı birden alır. Bu kurnazlık yapıyor, peki o kanuna göre, o ateşli silahlar kanununa göre sapan zaten suç değil. Evinde adamın sapan varsa, isterse mancınık olsun, bahçeye kurmuşsa sorun yok, hiç cezası yok. Ama silahın var. Ama ikisini de alır getirirse toplantıya ve kullanırsa silah gibi, o zaman silaha iki ceza var, hem bulundurmaktan hem de bunu kullanmaktan, oysa buna bir ceza var, silah gibi kullanmaktan. Bu kadar bir mantığı kurmuyor, kurnazlıkla o yalanı kara propagandaya dönüştürüyorlar ve zannediyorlar ki millet de buna inanacak."Toplantının bir şey söylemek için yapıldığını, yüzün kapatılmasının ise ifade özgürlüğü değil saldırı hazırlığı olduğunu vurgulayan Ala, düzenlemelerinin bunları kapsadığını ifade etti.Ala, vatandaşın can ve mal güvenliğini koruyacaklarını, onlara haksızlık yapılmasını önleyecek mekanizmalar kuracaklarını bildirdi.-"Batı standartlarında düzenleme getiriyoruz"Şahıs ve araç aramalarına da değinen Ala, polisin şu anda da vatandaşı arayabildiğini, yakalama yetkisinin bulunduğunu söyledi.Daha önce burada bir alanın düzenlenmediğini ya da yanlış düzenlendiğini belirten Ala, şu ifadeleri kullandı: "O da şu; vatandaş yakalandığı zaman, diyelim hırsızı yakaladınız, onu gözaltına alıp karakola götüremiyorsunuz polis olarak. Savcılıktan gözaltı kararı alacaksınız ya da şunları yakaladınız, arabaya attınız, bunu hemen karakola bir yere götürmeniz lazım, bunları orada polisin yetkisi yok alıp götürmeye. O anda arayacak, o kadar hengamenin içerisinde, kargaşanın içerisinde arayacak ve yargıdan karar alacak. Bu mümkün mü, bunun realitede karşılığı var mı, yok. Onu alacak ve götürecek, orada işlemlerini yapacak. Nitekim bunun olumsuzluklarını yaşadık. Yani bu tür insanlar alınmış ve daha götürülmeden yarı yolda 'bırak' deniliyor. Bırakıyorlar, adam bir daha olayların içerisinde. Biz Avrupa standartları diyoruz, gelişmiş ülkeler standartları diyoruz. Yaparken o alan boş bırakılmış."Düzenlemeleri yaparken Batı ülkelerinde polisin gözaltına alma yetkisine ilişkin incelemede de bulunduklarını kaydeden Ala, "En azını biz aldık, 24 saate kadar gözaltına alma. Çoğunda 48 saate kadar gözaltına alma yetkisi var. Şunu yaşamış bir ülke olarak da dikkatle aldık. Eskiden biliyorsunuz, 'Çekerim karakola' diye bir laf vardı, biz bunun geri dönmesini istemiyoruz. O bakımdan şöyle bir düzenleme yaptık; her polisin, sokaktaki her güvenlik biriminin, jandarmanın böyle bir yetkisi yok. Onların kolaylıkla ulaşacağı ve bizim tayin edeceğimiz amirlerinin, belli sayıdaki amirlerin 'Gözaltına al' deme yetkisi olacak. Onlar hemen telsizle haber verecekler, 'Şöyle bir şeyle karşılaştık, yakaladık, bunu gözaltına alıp getirelim mi?' O da 'Getir' diyecek" bilgisini verdi.Bakan Ala, şu değerlendirmelerde bulundu: "Yetmez, belli suçları saydık, dedik ki milletin canına okuyan, milleti huzursuz eden suçları, hırsızlık, yankesicilik, saldırı, uyuşturucu, bu şekilde yapılan gösteriler, molotof atma, bütün bunları saydık. Sayılacak ki yanlış şeyler yapılmasın. Yani vatandaş suç işlemediği halde suç işlemiş gibi muameleye tabi tutulmasın. Saydık bunları ve bunlar suçüstü halinde olursa 'Yetkili amirin talimatıyla o gözaltına alınabilir' dedik. Bu İngiltere'de var mesela, Batıda da 'gözaltı memurları' deniliyor, onların sayısı belli.Hırsızlıkta şöyle sorunlarla karşılaştık; duvara yazı yazmış adam. Nasıl olsa ne yakalama imkanı oluyor ne gözaltına alma var, gittiği zaman yargıdan hemen bırakılıyor. O düzenleme de yapıldı şimdi. '999 tane eve girdim, bininciye de gireceğim' diye duvara yazı yazmış İstanbul'da, Esenler'de. Buna razı mı olacağız?"Bu kapsamda geçen dönemde yaptıkları düzenlemeyle hırsızlıkla ilgili cezaları artırdıklarına işaret eden Ala, "İki, şimdi yapıyoruz, yakaladığı zaman gözaltına alıp karakola götürme yetkisi getiriyoruz. Hırsız, vatandaşın gözüne baka baka 'Ben şu kadar eve girdim, yine de gireceğim' diyemeyecek. Buna karşı çıkıyorlarsa, evet biz bunu yapıyoruz ve arkasındayız" diye konuştu."Vatandaş, böyle bir hırsızlık yapmamış da güvenlik görevlilerinden birisi hırsız gibi muamele yapmışsa, kendi içerisinde şikayette bulundu amirine veya idareye bulundu, yönetime bulundu. Onlar da bunu örtbas ettiler diyelim. Olabilir mi, olabilir" diyen Ala, buna ilişkin de sivil gözetim ve denetim mekanizması kuracaklarını vurguladı.Bu mekanizmada polis, jandarma temsilcisi bulunmayacağını ve tamamen sivil olacağını dile getiren Ala, "Oraya şikayette bulunacak ve orası yeniden inceleyecek. Bakacak, vatandaşın talebi, şikayeti doğru mu değil mi. Yani biz gerçekten batı standartlarında, gelişmiş ülkeler standartlarında bir düzenleme getiriyoruz" dedi.-"Bir şey çıkmadı, tutanak tutacak ve vatandaşa verecek"Araç aramalarına ilişkin olarak da Ala, şunları söyledi: "Şu anda yargıdan karar alarak yahut yönetimden, mülki amirden karar alarak yolu kesip aramak mümkün, aramalar yapılabiliyor. Onunla ilgili bir düzenleme getirmiyoruz. Ama spesifik olarak bir araçla ilgili bir ihbar geldi; 'Şurada uyuşturucu taşınıyor, şu araçla' deniliyor. O aracın plakası belli, ihbar gelmiş, rengi belli, ne yaptığı belli, ne taşıdığına ilişkin ihbar var veya istihbari bilgi var, o anda olmuş, önceden olsa mahkemeden karar alırsın, duruyor olsa alırsın ama seyir halinde, anons ediyorsunuz, polis onu durdurup bagajına bakamıyor. Mesela Trabzon'da oldu, zar zor, başka yerde gidilerek durdurulamadı, 'Yok, bakmayın' dendi. Çünkü yargı delil ister, orada yanlışlık yok. Bu tür şeyler yargının o anda müdahale edeceği şeyler değil. Düzenlemeler yanlış. Suç daha yakalanmadan önce yargı ne yapsın ona?""Deniyor ki mesela 'Şurada toplantı, gösteri var, şu aracın arkasında sopalar, bilyeler, tabancalar, bilmem neyle oraya doğru gidiyor.' Onu durdurup arayamıyor" diyen Ala, bunun yanlış olduğuna dikkati çekti.Ala, "Şimdi şunu getiriyoruz, durduracak ve arayacak, bakacak bagajına. Bir şey çıkarsa ona el koyacak, götürecek. Bir şey çıkmadı, tutanak tutacak ve vatandaşa bir şey çıksa da çıkmasa da o aradığı kişiye verecek. 'Bu araç şu tarihte, şu zaman durduruldu ve şu nedenle arandı, bir şey çıktı veya çıkmadı' diye vatandaşa verecek" diye konuştu.Neden arandığının bir mantığı, vatandaş nezdinde de muteber bir gerekçesi olması gerektiğini anlatan Ala, vatandaşın şikayet, kendilerinin de onları denetleme yetkisi bulunduğunu kaydetti.Vatandaşın aracının lüzumsuz yere durdurulup aranmaması için bunları sürekli denetleyeceklerini bildiren Ala, "Suçlular tedirgin olacak ama suç işlememiş olanlar da rahat olacak. İşini iyi yapan güvenlik birimleri taltif edilecek, kötü yapan, art niyetli davranan da cezalandırılacak. Getirdiğimiz şeyler bunlar" ifadelerini kullandı.-"Yalan yanlış malumatla eleştirmeyeceksiniz"Ala, "İç Güvenlik Paketi'ni halka anlatabildiniz mi, halktaki yansıması nasıl? 'Suçlular tedirgin, suç işlemeyenler rahat olacak' dediniz. Sokaktaki nabız nasıl, mesajınız halka ulaştı mı?" sorusu üzerine, halkın desteğinin çok olumlu olduğunu bildirdi.Araştırmalar yaptıklarını, yüzde 80 destek bulunduğunu vurgulayan Ala, şunları söyledi: "Zaten vatandaş bekliyordu, bu kadar ağır Gezi olaylarında, 6-7 Ekim olaylarında, başka zamanlarda neler yaşadığımızı gördük. Çok ciddi bir halk desteği var bu konuda. Zaten baştan muhalefetin de sesi çıkamadı fazla. Şimdi onu unutturmak için ellerine tutuşturulan ve kendi araştırmadıkları argümanlar üzerinden eleştirmeye çalışıyorlar, yanlış yapıyorlar. Vatandaşın can ve mal güvenliğinden bahsediyoruz. Eleştirecekseniz, oturup çalışacaksınız. Yani dersinize çalışıp eleştireceksiniz. Ondan sonra vatandaşın can ve mal güvenliğinin söz konusu olduğu bir düzenlemede, kulaktan dolma veya duyma birtakım yanlış argümanlarla, yalan yanlış malumatla eleştirmeyeceksiniz. Bize olan saygınızdan değil vatandaşa olan saygınızdan bunu yapmayacaksınız." -"Temel felsefe, memleketi kim yönetecek sorusuna verilen cevaptır"Ala, "İçişleri Bakanlığının Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlıklarındaki atama yetkisiyle ilgili, buradaki temel felsefe nedir?" sorusunu yanıtlarken de "Temel felsefe, memleketi kim yönetecek sorusuna verilen cevaptır. Kim yönetecek memleketi, halk değil mi? Halk nasıl yönetecek? Seçtikleri eliyle yönetecek" dedi.Gelişmiş demokrasiyi halkın yönetime daha çok katılımını sağlayarak, yönetim üzerinde daha çok söz sahibi olmasını sağlayarak inşa edeceklerini dile getiren Ala, "Bana bir tane gelişmiş Avrupa ülkesi gösterin ki mesela siyasi iradenin dışındadır mekanizmalar, bu tür güvenlik mekanizması. Yok" değerlendirmesinde bulundu.Avrupa Birliği İlerleme Raporu'ndaki bu konuya ilişkin reform önerilerine değinen Ala, bunları düzenlediklerini kaydetti. Bakan Ala, sözlerine şöyle devam etti: "İlerleme Raporu'nda her sene eleştiri alıyoruz, muhalefet çıkıyor, 'İlerleme Raporu'nda bu var, neden yapmıyorsunuz?' Peki yapalım kardeşim. Yapıyoruz, 'Neden siz yetkiyi alıyorsunuz, valilere veriyorsunuz, kendinize alıyorsunuz.' Şimdi Nasreddin Hoca'nın hikayesi gibidir. Siyasette memnuniyetini esas alacağınız odağı çok iyi belirlemeniz lazım. O bizim için halktır, geniş halk kesimleridir. Bunları biz araştırmalarımızda gidiyoruz, görüşüyoruz, soruyoruz. Onların memnuniyetini esas alıyoruz ve bunları yapıyoruz. Şimdi tabii ki halk yönetecek, halk aracılığıyla yönetecek ve sivil idare ve irade, Bakan, sivil idare, valiler, güvenlik hizmetinden sorumlu, asayişi sağlamaktan sorumlu kişiler, kendileri adına iş yapan birimler üzerinde gerek jandarma gerek sahil güvenlik gerek emniyet üzerinde tam yetkili etkili, olmalıdır. Hesabı vermelidir, millet hesabı ona sormalıdır. Yani hesap sorulduğu zaman ortada kalmamalıdır mesele. Sorumlusu belli olmalıdır. O sorumlu da 'Yetkim yok, şöyle oldu, böyle oldu' dememelidir."Ala, etki, yetki, denetimin, hepsi bir arada, eş zamanlı ve çok alanlı olarak düzenlendiğini bildirdi.(Sürecek) .....

Kaynak: AA / Güncel

Efkan Ala İstanbul Maltepe Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title