Akdoğan: "Bir Zalime Hayat Öpücüğü Verildi"

"2014 Uluslararası Medya Eğitimi Programı"- Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (3)- " Türkiye'nin terör örgütleri konusundaki tavrı çok açık ve nettir. Masum insanları katleden her kim olursa olsun, hangi dinden, mezhepten veya etnik kökenden olursa olsun, bize göre o teröristtir. Biz IŞİD'i geçen yıl Bakanlar Kurulu kararıyla terörist ilan etmiş bir hükümetiz"- "Şimdi diyorlar ki ( Türkiye terörle mücadelede şunu yapsın, bunu yapsın). Türkiye sizin paralı askeriniz mi, gelin birlikte yapalım"- "Türkiye diyor ki daha kapsamlı bir Suriye planı ortaya konsun, onun içinde hangi unsur varsa temizlenmesi gereken, hep birlikte bunu yapalım, hep birlikte mücadele edelim"- "(Türkiye-Rusya ilişkileri) Çok farklı alanlarda, çok ciddi bir işbirliği içerisindeyiz. Doğrusu kimsenin hatırı için de bundan vazgeçemeyiz"- "(Esed giderse kim gelecek, alternatifi kim olacak). Bu korku sürekli pompalanıyor ve bir zalime hayat öpücüğü verildi"ANTALYA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Türkiye'nin terör örgütleri konusundaki tavrı çok açık ve nettir. Masum insanları katleden her kim olursa olsun, hangi dinden, mezhepten veya etnik kökenden olursa olsun, bize göre o teröristtir. Biz IŞİD'i geçen yıl Bakanlar Kurulu kararıyla terörist ilan etmiş bir hükümetiz" dedi.TRT'nin organizasyonunda Antalya'nın Kemer ilçesinde bir otelde düzenlenen "2014 Uluslararası Medya Eğitimi Programı"nın açılışına katılan Akdoğan, konuşmasının ardından programa katılan yabancı gazetecilerin sorularını yanıtladı.Bir gazetecinin yeni hükümetin Türkiye-Rusya ilişkilerini nasıl yürüteceğine ilişkin sorusu üzerine Akdoğan, iki ülke arasında tarihten gelen bir ilişki bulunduğunu, enerji alanında ciddi anlaşmaların yapıldığını, öte yandan Antalya'ya gelen turistlerin önemli bölümünün de Rusya'dan geldiğini söyledi.Türkiye ve Rusya'nın işbirliği içerisinde bulunduğunu vurgulayan Akdoğan, "Çok farklı alanlarda, çok ciddi bir işbirliği içerisindeyiz. Doğrusu kimsenin hatırı için de bundan vazgeçemeyiz. Türkiye, kendi ulusal menfaatlerini düşünerek hareket etmek durumundadır" diye konuştu.- IŞİD meselesiBir basın mensubunun bölgedeki IŞİD meselesine Türkiye'nin nasıl baktığını sorması üzerine Akdoğan, bölgede bir takım örgütlerin insanlık vicdanının kaldıramayacağı bir takım görüntülerle son dönemde ön plana çıkmaya başladığını, bunun ürettiği bir takım rahatsızlıklar bulunduğunu ifade etti.Başbakan Yardımcısı Akdoğan, bu konunun çok farklı açılardan değerlendirilebileceğini dile getirerek, şöyle konuştu: "Bir anda bakıyorsunuz, ortaya bir örgüt çıkıyor ve inanılmaz gibi görünen şeyler yapıyor. Şehirleri düşürebiliyor, gelişebiliyor. Nasıl böyle bir şey olabilir, bir anda nasıl müthiş silahlar bulabilir? Öncelikle bunu doğru anlamak, doğru analiz etmek lazım. Bu nasıl oluyor? Bir anda pat diye bir örgüt çıkıp bunu nasıl yapabiliyor, bunlara ne sebep oluyor ve bunu ne üretiyor. Yani bataklığı konuşmadan, bataklığın ürettiği sinekleri, timsahları konuşmak sorunu çözmüyor. Elbette bunlarla da mücadele etmek gerekiyor. Türkiye'nin terör örgütleri konusundaki tavrı çok açık ve nettir. Masum insanları katleden, her kim olursa olsun, hangi dinden, mezhepten veya etnik kökenden olursa olsun, bize göre o teröristtir. Biz IŞİD'i geçen yıl Bakanlar Kurulu kararıyla terörist ilan etmiş bir hükümetiz ama bu sorunlar nasıl ortaya çıkıyor. Bunun üzerinde de kafa yormak lazım."Mısır'da halkın oyuyla seçilmiş hükümete terörist muamelesi yapıldığını ifade eden Akdoğan, "İsrail-Filistin meselesinde insanlar katledilmeye devam ediyor. Suriye'de Esed yüzbinlerce insanı katletti. Kobani (Ayn el Arap) olunca ortalığı inletenler yüzbinlerce insan katledilirken seslerini çıkarmadı. Kimyasal silah kullanıldı, yine kimse sesini çıkarmadı. Irak'ta mezhepçi hükümet kendi ordusunu böldü. Bunun ürettiği bir enerji var. Kimse ses çıkarmadı, o kadar çok yanlış yapıldı ki bu yanlışların neticesinde hastalıklı bir yapı ortaya çıkıyor" diye konuştu.- "Türkiye sizin paralı askeriniz mi"Ondan sonra "Bu hastalıklı yapıyı ortadan kaldıralım, mücadele edelim" denildiğini anlatan Akdoğan, Türkiye'nin son 10 yıldır her toplantıda "teröre karşı uluslararası dayanışma ile mücadele edilebileceğini" söylediği bildirdi.Akdoğan, "Şimdi diyorlar ki (Türkiye terörle mücadelede şunu yapsın, bunu yapsın). Türkiye sizin paralı askeriniz mi, gelin birlikte yapalım. Siz askerinizi göndermeyeceksiniz, Türkiye askerini göndersin. Biz sizin için veya kimse için savaşmayız. Biz ulusal güvenliğimiz için, milli menfaatlerimiz için, insanlık için bir şey yapacaksak yaparız. Birileri diyor diye yapmayız" dedi.Çok ciddi çifte standart uygulanmasına rağmen Türkiye'nin yapılması gerekenleri yaptığına işaret eden Akdoğan, Kobani'den gelen 200 bin insanın kabul edildiğini, ayrıca bölgeye 700'e yakın tır insani yardım, gıda ve ilacın gönderildiğini anlattı.Özgür Suriye Ordusu ve Kuzey Irak peşmergelerinin geçişi konusunda da Türkiye'nin iyi niyet gösterdiğini belirten Akdoğan, batılıları hava bombardımanı yapılması konusunda sürekli teşvik eden tarafın Türkiye olduğuna dikkati çekti.Batı medyasında hala Türkiye'nin hiçbir şey yapmıyor gibi gösterildiğinin altını çizen Akdoğan, "Kobani dediğiniz yer 200 bin kişiyse hepsi Türkiye'de. Kobani Türkiye'ye taşınmış, bu yüzden meseleleri hep birlikte ele almak gerekiyor. Suriye'de birbiriyle savaşan çok farklı yapılar var, bunlardan bir tanesini etkisizleştirdiğiniz zaman sorunu çözmüş olmuyorsunuz" diye konuştu.Suriye konusunda tatminkar bir projenin, planlamanın yapılması gerektiğini dile getiren Akdoğan, sadece IŞİD'i yok etmekle sorunun çözülemeyeceğini vurguladı. Akdoğan, "Bu yüzden Türkiye diyor ki daha kapsamlı bir Suriye planı ortaya konsun, onun içinde hangi unsur varsa temizlenmesi gereken, hep birlikte bunu yapalım, hep birlikte mücadele edelim" ifadesini kullandı.Sorunun sadece bir örgütle mücadele meselesi olmadığını yineleyen Akdoğan, Ortadoğu'ya şu anda bakılan bakış açısının bölgede ciddi problemler ve hastalıklı yapı üretebildiğini söyledi.- Kırım meselesiSoru üzerine Kırım'da yaşananların kabullenilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Başbakan Yardımcısı Akdoğan, bölgenin geleceğine dış manipülasyonlar olmadan orada yaşayan insanların karar vermesi gerektiğini bildirdi. Balkanlar'da Sırplar'dan Boşnaklar'a, Arnavutlar'dan Hırvatlar'a kadar Türkiye'nin herkesle ciddi ilişkileri bulunduğunu kaydeden Akdoğan, zaman zaman bazılarıyla duygusal kopuşlar yaşanmış olabileceğini, ciddi sıkıntılar yaşandığını ama artık geleceğe bakmak gerektiğini dile getirdi.Türkiye'nin ara bulucu ve pozitif bir tavrı bulunduğuna değinen Akdoğan, "Bütün oradaki küçük yapılar için, devletler için, halklar için geçerli bu durum. Yani bu noktada biz iyi niyetle, bizden istendiği kadarıyla pozitif katkı yapmaya çalışıyoruz" dedi.- Afrika-Türkiye ilişkileriAfrika ile Türkiye arasındaki ilişkilerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Akdoğan, AK Parti iktidarına kadar Afrika ile Türkiye arasında çok ciddi bir ilişkinin bulunmadığını, AK Parti iktidarı ile ticari ve kültürel bağlar kurulmaya başlandığını söyledi.Türkiye'nin Afrika Birliği toplantılarına katıldığını, Türk işadamları, sanatçıların, sivil toplum örgütleri ve yardım kuruluşlarının bölgeye gittiğini, ciddi bir yakınlaşma gelişmeye başladığını anlatan Akdoğan, bölgede okullar, hastaneler yapıldığını, mesleki eğitimler verildiğini, temel ihtiyaçlar konusunda yardımda bulunulduğunu kaydetti.Türkiye'nin bunları yaparken herhangi bir çıkar gözetmediğini vurgulayan Akdoğan, şöyle devam etti: "Daha önce çok yardımlar yapılmış ama hep bir karşılıkla yapılmış. Yeraltındaki bir takım zenginlikleri almak için veya başka bir takım siyasi hesaplarla yapılmış. Misyonerlik amacıyla yapılmış. Biz bunu yapmayalım, Allah için gidelim, insani olarak ne yapılması gerekiyorsa yapalım diye gerçekten çok şeyler yapıldı. Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizin çok ciddi geliştiğini görüyoruz ama katetmemiz gereken daha çok yol var, buna önem veriyoruz."- Türkçe konuşulan ülkelerde ortak yayın yapma planıAkdoğan, bir basın mensubunun "Türkçe konuşan ülkelerle ortak bir televizyon kanalı kurma planı vardı, bu kanalı kurma işleri nasıl gidiyor" sorusu üzerine, ortak yayın konusunda işbirliğine sonuna kadar açık olduklarını fakat artık daha ileri, daha pratik adımlar atılması gerektiğine inandıklarını belirtti.Bir dönem Türkiye'nin Orta Asya ve Türk dünyasına açılmasının birileri tarafından aleyhte bir şeye çevrildiğini, "Türkiye ağabeylik yapmak istiyor, onlara tepeden bakıyor" gibi sözlerin söylendiğine dikkati çeken Akdoğan, Türkçe konuşan ülkelerin birbirine yakınlaşmasını önemsediklerini, bunu herhangi bir siyasi hesap olmadan yapmaya çalıştıklarını bildirdi.- Makedonya ile ilişkilerBir gazetecinin, "Makedonya'yı ilk tanıyan ülke Türkiye, hala tanımayan ülke Yunanistan ama Makedonya'da Yunanistan birinci yatırımcı, Türkiye ilk 10'a bile girmekte zorlanıyor" sözleri üzerine Akdoğan, ekonomik ve ticari olarak ivme kazandırılması gereken bir husus varsa bunu not aldığını, bu konuda çaba gösterileceğini söyledi.- Ermeni meselesiBir gazetecinin, "2015 sözde Ermeni soykırımının 100. yılı, Türkiye bu konuda ne yapacak" sorusu üzerine de Akdoğan, Ermeni meselesinde çok ciddi dezenformasyon yapıldığını, bu konuyu biraz Türkiye'nin ihmal ettiğini, daha ciddi lobi çalışması, kamu diplomasisi faaliyeti yürütülmesi gerektiğini vurguladı.Ermeni meselesinde Azerbaycan'ın da hassasiyetlerinin bir kenara konulamayacağını ifade eden Akdoğan, "Orada açık yapılmış bir takım haksızlıklar var, bir işgal var. Böyle bir şey yokmuş gibi davranamayız" dedi.Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Demin dedim ya, mazlumun, mağdurun kökenini sormuyoruz. Ermeniler sıkıntı yaşadığında da Türkiye kucağını açtı. Bir şekilde ilişkilerin normalleşmesi için çok çaba da sarf etti ama bir Ermeni diasporası var, onların çok umurunda değil. Ermenistan'da insanlar açlıktan ölüyor mu, ekonomi kötüye mi gitti, bir sıkıntı var mı, Ermenistan'ın farklı ülkelerle ilişkileri ne durumda, çok umurunda değil. Ermeni diasporasının esiri olan bir anlayış. Neticede bu normalleşmeyi de çok arzu etmedi ve fazla mesafe alamadık ama burada Azerbaycan'ın endişelerini gözardı edemeyiz."Türkiye'nin Azerbaycan'ın Karabağ, Kıbrıs, Filistin meselesi gibi konuları kendi milli davası olarak gördüğüne işaret eden Akdoğan, tek başına kalsa da herkes kınasa da Türkiye'nin meselelerin çözülmesi için defalarca ara bulucu olduğunu, devreye girdiğini anlattı.- İsrail'in tavrıFilistin meselesinde oynanan oyunların farkında olduklarını ifade eden Akdoğan, "Zaman zaman denenen oyunları yeniden deniyorlar. Burada Türkiye bu hakikati haykırırken biraz yalnız kalıyor" diye konuştu.Şu anda konsantrasyon Irak ve Suriye üzerine kaydı diye bunu fırsat bilen anlayışın hemen harekete geçtiğini dile getiren Akdoğan, şunları kaydetti: "Bu süreçte biraz önce bahsettim bölgeye bakış, bu sorunlar niye ortaya çıktı diye... Bunun bir sebebinin de İsrail olduğunu düşünüyorum açıkçası. Mısır darbesine kadar bölgede demokrasinin gelişmesine engel olan zihniyetin bir sebebinin de İsrail olduğunu düşünüyorum. Çünkü eğer halkın iradesine dayanan iktidarlar olursa, hükümetler olursa, bunlar bizim dediğimizi yapmazlar anlayışı var. Diyelim ki İsrail Mısır'da iş tutuyor, bu rejimle gemisini yürütüyor. Şimdi halk bir şekilde kendi iradesini yansıttığında, halkın seçtiği iktidar bu oyunu bozuyor. Özellikle bölgedeki otoriter rejimler ve İsrail demokrasinin gelişmesinden, halkın iradesinin yönetime yansımasından son derece rahatsız oluyor. Esed'in orada hala tutulmasında da 'Esed giderse kim gelecek, alternatifi kim olacak)... Bu korku sürekli pompalanıyor ve bir zalime hayat öpücüğü verildi. Hala orada, göz yumuluyor."Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP) Rusya tarafından istenmediğinin belirtilmesi üzerine Akdoğan, önemli olanın Azerbaycan ve Türkiye'nin istemesi olduğunu söyledi. -"2014 Uluslararası Medya Eğitimi Programı"

Yalçın Akdoğan Türkiye İsrail Suriye Politika Güncel Haberler