Ak Partili Çelik: Bütün Partilerin, Türkiye Partisi Olması Bizim Arzumuzdur

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Başbakan nasıl bir cumhurbaşkanı olacak?" sorularına "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Başbakanın 12 yılla yaklaşan bir başbakanlığı var. Başbakan nasıl ki kendilerinden önceki başbakanlardan farklı bir başbakan olduysa öyle de cumhurbaşkanı olacaktır" cevabını verdi.

Çelik, parti Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Seçim sonuçlarını değerlendiren Çelik, tatilde olanların ve büyükşehirlerde hizmet sektöründe çalışmak üzere yerinden, yurdundan ayrılan insanların olduğunu ve seçimlere katılımın da bu nedenle düşük kaldığını kaydetti.

Seçimlerdeki katılım oranının yüzde 74 oluşunun Avrupa'da yapılan seçimlerin hemen hemen hepsinden daha yüksek bir katılım oranı olduğunu belirten, Çelik, " Biz tabi yüzde 89-90'lık katılım oranlarına alıştığımız için bu biraz bize düşük geliyor ama yüzde 70'in üzerinde bir katlım demokrasilerde aslında normal bir katılım olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Bunu sonuçlarına göre dün sonuç olarak genel başkanımız, AK Parti'nin aday gösterdiği Erdoğan yüzde 52'ye yakın bir oy aldı. İhsanoğlu 38,4, Selahattin Demirtaş da 9,8 gibi bir oy aldı" dedi.

Seçimlerin bitmesinin ardından başka bir tartışmanın başladığını kaydeden AK Partili Çelik, "Başbakanımız halkımız tarafından seçilmiştir, başbakan mazbatasını almadan, yemin etmeden fiilen cumhurbaşkanı değildir. Şu anda Türkiye'nin fiilen Cumhurbaşkanı vardır, görevinin başındadır, Abdullah Gül 11. Cumhurbaşkanımız görevine devam etmektedir. 28 Ağustos'a Başbakanımıza bu görevi devredinceye kadar bu göreve devam edecektir. AK Parti kurulduktan 13 yıl içerisinde kendi içinden 2 cumhurbaşkanı çıkarması hararetimizi açısından ve halkımızın hareketimize teveccühü açısından takdire şayandır" İfadelerini kullandı.

-"HALK KARARINI VERDİKTEN SONRA BU İŞ BİTMİŞTİR"-

Hiçbir başarının tesadüf olmadığını belirten Çelik açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Halk kararını verdikten sonra bu iş bitmiştir. Ben özellikle bundan sonra daha ılımlı bir uslu daha yapıcı bir barış dilinin olması gerektiğini şahsen temenni ediyorum. Genel başkanımız dün balkon konuşmasında kucaklayıcı, kapsayıcı, gerginliği azaltıcı ve millete şükran borcunu ifade edici bir konuşma yaptı. Biz rakiplerimizi hezimetleri ile alay etmeyecek kadar, onları küçümsemeyecek, hafife almayacak kadar tecrübe sahibi insanlarız böyle bir asalete sahibiz.

-"BÜTÜN PARTİLERİN, TÜRKİYE PARTİSİ OLMASI BİZİM ARZUMUZDUR"-

CHP ve MHP bir çatı aday gösterdi hayırlı olsun. Yanına 12 parti daha ilave oldu ve dediler ki biz bu Türkiye bir çatı adaydır. Çatı adayın alabildiği oy yüzde 38,4 arkadaşlar. CHP ve MHP'nin de son seçimde aldığı oy oranının hayli altında bir oy oranı ile bu işi bitirdiler. Referandumda da aynı şeyler yapıldı. Eğer bir şeyi eğer halk takdir ederse, halk isterse hiç kimse buna mani olamaz. AK Parti cephesinden olaya baktığınız zaman, sadece 3 vilayette, Tunceli, Hakkâri ve Şırnak'ta yüzde 20'in altında bir oy almışız. Bunun dışında Türkiye'nin her tarafında yüzde 30'un altında oyumuz yok. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun önde olduğu illerde bile yüzde 40, yüzde 40'ın üzerinde bazı yerlerde burun farkıyla, çatı aday 50 vilayette yüzde 40'ın altındadır. Bütün partilerin, Türkiye partisi olması bizim arzumuzdur. Bölgesel siyaset yapan değil, bütün Türkiye'yi kucaklayan partiler olması gerekiyor. CHP'nin Türkiye'nin 81 vilayetinde var olması bizim arzumuzdur, MHP'nin Türkiye'nin her noktasında siyaset yapabilmesi bizim arzumuzdur. HDP'nin de Türkiye'nin her bölgesinde siyaset yapması ve bir Türkiye partisi olması demokrasimiz açısından son derece hayırlıdır, önemlidir.

-"PKK'NIN CİDDİ TEHDİTLERİNE MARUZ KALINDI"-

Doğu ve güney doğu esas alındığında AK Partide oralarda da birinci partidir. Oralarda da maalesef geçmiştekiler kadar olmasa da özellikle sınır ilçelerde PKK'nın çok ciddi tehditlerine vatandaşlarımız maruz kalmıştır. 28'inde Abdullah Gül Beyin görev süresi sona erecek. Bizim yeni bir genel başkanla, yeni bir başbakanla yola devam etmemiz gerekiyor. Daha önce Başbakan da biz de defalarca açıkladık. Seçilecek olan kişi hem başbakan hem genel başkan olacak. Genel başkan ayrı başbakan ayrı olmayacak. AK Parti'nin her girdiği virajda birileri bizim üzerimizden senaryolar yazdılar. Bizimle ilgili senaryolar yazdılar. Bu olumsuz senaryoları, bu kötü senaryoları, bizim ortak irademiz, AK Parti'nin ortak iradesi, millete dayalı siyaset yapma anlayışı bertaraf etmişti.

-"2002'DE BAŞBAKANLIK KAVGASI ÇIKACAK DEDİLER"-

2002'de başbakanlık kavgası çıkacak dediler. Başbakanımız o zaman bizlerle o zaman henüz hükümet kurulmamıştı. Kim başbakanımız olsun şeklinde bir istişarede bulundu hepimiz aşağı yukarı Abdullah Gül beyi işaret ettik ve 58. Hükümeti Abdullah Gül Bey hükümeti kurdu ve ben kabinede Kültür Bakanıydım. Sonra Başbakanın yasağı kalktı Siirt'ten aday oldu. Siirt seçimi iptal edildi sayın başbakanımız yüzde 85 oy aldı. Aynı gün Abdullah Gül nezaketi gereği istifa etti ve 58. hükümet düşmüş oldu ve Başbakan 59.hükümeti kurdu ve 15 Mart 2003'te 59. Hükümetin başbakanı oldu. 2007'de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yine birileri bizim adımıza kötü senaryolar yazma başladı. Cumhurbaşkanlığı postu üzerinden kavga olacak? Kim cumhurbaşkanı olacak dediler. Orada da bu tür hevesi olanların hevesini kursağında bıraktık."

"Nasıl bir Cumhurbaşkanı olacak?" sorularına da açıklık getiren AK Parti Sözcüsü Çelik, "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Başbakanın 12 yılla yaklaşan bir başbakanlığı var. Başbakan nasıl bir başbakan olduysa öyle cumhurbaşkanı olacak" dedi. Çelik, Başbakan Erdoğan'ın Anayasadan ve yasalardan kaynaklanmayan bir yetkiyi asla kullanmayacağını belirterek, "Birileri "işte fiili durum yaratacak' diyorlar. Anayasanın, yasaların vermediği yetkileri esasen hiç kimse kullanamaz. Başbakanımız kanunlar çerçevesinde, hukuk devleti mantığı içerinde cumhurbaşkanlığı yapacaktır. Herkes kendi rengini, tarzını, tavrını bulunduğu makama verir. Başbakanında bunu yapması eşyanın tabiatı gereğidir. Herkesin de böyle bir beklenti içeresinde olduğunu biliyoruz" dedi.

-" OLAĞANÜSTÜ KONGRE 27 AĞUSTOS"-

Çelik, Başbakan Erdoğan'ın başbakanlık görevinin 28 Ağustos'ta TBMM'de mazbatası taktim edilip, yemin ettikten sonra görevinin sona ereceğini belirtti. Türkiye'nin fiili cumhurbaşkanın şu an olduğunu vurgulayan Çelik, "Ama halkın da seçtiği bir cumhurbaşkanı vardır. Başbakan şu an cumhurbaşkanlığının hiçbir yetkisini kullanamaz. Resmen göreve başlamadığı için, mazbatasını almadığı için böyle bir yetkiyi kullanamaz. Bizim partimizin hukukçu kurmayları ve üniversitelerdeki birçok hocayla yapılan görüşmeler sonrası böyle bir karara varılmıştı. Dolayısıyla önümüzde süreçte AK Parti'nin genel başkanı, dolayısıyla başbakan olacak şahsı belirlemek üzere yapacağımız kongreye Başbakanımızın başbakanlığında ve genel başkanlığında gideceğiz. Bu tarih belirlenmiştir. AK Parti tek gündemlik madde ile yapacağı olağanüstü büyük kongre 27 Ağustos Çarşamba günü saat 10.00'dadır" diye konuştu.

-"YENİ BAŞBAKAN İÇİN İSİMLENDİRME ÜZERİNDE DURMADIK"-

MYK'de toplantısında yeni başbakan için isimlendirme üzerinde durmadıklarını kaydeden Çelik, "Başbakan bu süreçte bütün MYK, MKYK üyeleri ile gerekli gördüğü camiamızın diğer yetkileri ile istişarelerde bulunacak. Biz bir isim üzerinde anlaşacağız. Kongreye bu isimle gideceğiz. Bütün kongrelerimiz büyük bir olgunlukla gidilmiştir. AK Parti kongrelerinde sandalyeler havalarda uçmaz. Bütün dünyada ve Türkiye'de ki partilere örnek olacak şekilde bugüne kadar kongre yaptık" dedi.

-"BAHÇELİ'NİN KENDİSİNİ GÖZDEN GEÇİRMESİ GEREKİYOR"-

Muhalefete de seslenen Çelik, "Dün Bahçeli'yi dinlerken bir kez daha üzüldüğümüzü ifade etmek isterim.

Bahçeli'nin kendisini gözden geçirmesi gerekiyor. Her cümlesi küfür olan, her cümlesi hakaret olan bir Bahçeli eminim ki kendi tabanına da muhlis gelmiyordur. Biz kimsenin şamar oğlanı değiliz, bizim de bir izzet-i nefsimiz var ve bize bel bağlayan kitlelerinde izzet-i nefsi söz konusudur. Dolayısıyla bizi onlara cevap vermek zorunda bırakmasınlar. CHP seçim sonuçlarına göre kendi içinde bir hesaplaşmaya gider, o CHP'nin meselesidir. Ben CHP'nin de, MHP'nin de birbirine girmesini istemem. Ama herkesin bir muhasebe yapması gerekiyor. Her seçimden galip ayrılan AK Parti mağlup olanlardan daha fazla özeleştiri yapmıştır" diye konuştu.

(HSN/MLT/ÖZK)

Abdullah Gül Ak Parti Siirt Politika Güncel Haberler