Haberler

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan: (3) "(Bahçeli'ye) Pınarhisar günleri senin düşündüğün ve düşlediğin günler değil zaten. Eğer bizim için o tür günler yine gelecekse biz öper başımıza koyarız. Bundan herhangi bir sıkıntımız yok" "İnanın ortaya daha çok fazla bilgi çıkacak, belge çıkacak, yargı içinde , emniyet içinde nasıl ahlak dışı, insaf dışı, vicdan dışı komplolara giriştikleri tek tek ortaya çıkacak.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin " Pınarhisar'da yattığın günleri arayacaksın" dediğini, orada yatışının nedeninin asilliğinin ifadesi olduğunu vurgulayarak, "O günler Pınarhisar günleri senin düşündüğün ve düşlediğin günler değil zaten. Eğer bizim için o tür günler yine gelecekse biz öper başımıza koyarız. Bundan herhangi bir sıkıntımız yok" dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada,  2010'da halkın oyuyla yapılan anayasa değişikliğinin bugün geçte olsa hatadan dönüşün vasıtası olduğunu dile getirerek, anayasa değişikliği olmasaydı şu anda dışarı çıkanların halen içeride olacağını vurguladı.

"AİHM'ye gittikleri zaman böyle bir tabloyu karşılarında bulabilecekler miydi? Hayır" diyen Erdoğan, kendilerinin getirdiği bireysel başvuru hakkıyla böyle bir imkanın yakalandığını vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi bugün kalkmış yine Bahçeli aynı şeyleri konuşuyor, diğeri aynı şeyleri konuşuyor, konuşacak. Neden? Çünkü bunlar o referandumda biliyorsunuz bizim getirdiğimiz o değişikliğe 'hayır' dediler. Biz 'evet'in mücadelesini verdik, bugün evet, hayırcılara yaradı. Ama bakıyorsunuz bazıları cezaevinden çıkınca, oradan intikam ifadeleriyle bağırıp çağırıyorlar. Sen bir defa intikam ifadelerini kullanmayı bırak da kendine gel. Daha hala kendine gelememişsin. Önce bunu bir defa hal yoluna koymak gerekir. Ne olacak, kılavuz ortada tabi kendileri de  ortada. Bunların birbirinden farkı olmaz. O anayasa değişikliği olmasa 12  Eylül'ün sorumluluları toplum vicdanından öte yargıda da mahkum olmayacaklardı. Hatta AYM, o anayasa değişikliğinde yargıyla ilgili, HSYK seçimleriyle ilgili değişikliği yapmasa inanın yargı bugün bu kadar tartışılıyor da olmayacaktı."

"Güvenirlilik diye bir şey kalmadı"

Yargının güvenirlilikte şu anda Türkiye'deki bütün devlet kurumları içerisinde neredeyse son sıraya düşmüş durumda olduğunu vurgulayan  Erdoğan, son yapılan kamuoyu araştırmalarının bunu gösterdiğini söyledi.

"Niye?" diye soran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Çok ciddi bir itibar kaybı var. 'Güvenilirlik' diye bir şey kalmadı. Böyle bir durum var. Onun için yargının kendini check etmesi gerekiyor. 2010 yılına kadar ne yazık ki CHP zihniyeti iktidarda olsa da olmasa da yargıda egemenliğini sürdürüyordu. 2010 yılından sonra da CHP'nin yol arkadaşı olan Pensilvanya şebekesi yargıda egemenliği ele geçirmeye çalıştı. Biz buna izin vermedik, vermeyeceğiz. Bu konuda kararlıyız. Yargı ne CHP'nin ne CHP'nin yol arkadaşı MHP'nin, Pensilvanya'nın egemenliğine asla teslim olmayacak, asla teslim edilmeyecek. Yargı birilerinin arka bahçesi değil, söz verdiğimiz gibi milletin yargısı olacak. İnanın ortaya daha çok fazla bilgi çıkacak, belge çıkacak, yargı içinde, emniyet içinde nasıl ahlak dışı, insaf dışı, vicdan dışı komplolara giriştikleri tek tek ortaya çıkacak. Ben yargının içinde milliyetperver olan yargı mensuplarına inanıyorum, güveniyorum ve bu süreci onlar evelallah, inşallah aslına dönüştürecekler. Hem yargı hem emniyet içinde bu milleti seven, vatanını seven bütün vatandaşlarımız o mücadeleyi inanıyorum ki yüreklerini, gönüllerini ortaya koyarak sürdürecekler."

Başbakan Erdoğan, polis fezlekesine "şüpheli" diye isim koyacakları zaman şüphelinin çocuğunun hangi okulda okuduğuna, malum gazeteye veya gazetelere abone olup olmadığına baktıklarını ve buna göre şahısları şüpheli, masum ilan ettiklerini söyledi.

"Böyle bir zulme tahammül göstermeyeceğiz"

Bu ülkede böyle bir zulme tahammül göstermeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:

"Özellikle yargı kendi içine sirayet etmiş bu urun temizlenmesi için bugünkünden çok daha fazla cesur olmak zorundadır. Bakın  savcılarla ilgili öyle iddialar ortaya çıkıyor ki, işadamlarıyla görüşmeler, hediyeler, tatiller vesaire. HSYK da ortada bu kadar vahim iddialar varken, deliller varken hatta şüphe varken maalesef bunu izlemekle yetiniyor. Arkadaşlar bir ülkenin başbakanın ofisine dinleme cihazı konulması sadece o başbakanın şahsına değil, o ülkenin tamamına yapılmış çok büyük bir ihanettir. Başbakanın ofisine bu böcekleri koyanlar, kim bilir millete neler yaptılar, neler yapıyorlar. Binlerce, onbinlerce biliyorsunuz sanatçısına, bilimadamına varıncaya kadar herkesi dinlemişler. Bu ülkede polis üniforması içinde birileri çıkıp da Başbakan'ın ofisine dinleme cihazı koyuyorsa yarın gidip hakimin, savcının yatak odasına kamera koymaktan da çekinmez. Koymadıkları da ne malum. Çekinmediler bunu da yaptılar. Pensilvanya çetesi hakkında 'yazı yazdı' diye hergün gazeteciler savcıya ifade veriyorlar. Pensilvanya şebekesi hakkında 'kitap yazma hazırlığı yaptı' diye, bakın 'kitap yazdı' diye değil, 'hazırlığını yaptı' diye insanlar mahkum ediliyor. Ama Başbakan'ın ofisine dinleme cihazı koyan zanlılar, Dışişleri Bakanlığı'ndaki en mahrem toplantının dinlenmesinden haberi olanlar, ellerini kollarını sallayarak dolaşabiliyorlar. Biz bu ifadelerimizle yargıya müdahale etmiyoruz, tam tersine yargıya görevini hatırlatıyor, yargıya çok ciddi bir sorunun varlığını gösteriyoruz.

Bu ülkede yasama, yürütme, yargı bunlar ayrıdır ama ne yasama yürütmeye ne yürütme yargıya üstünlük taslamasın. Yargı da yürütmeye, yasamaya üstünlük taslamasın. Herkes yerini, konumunu iyi belirlerse ve ortak hedef bu milletin özgürlükleri olursa, bu milletin güçlenmesi olursa tek vatan olarak Türkiye'nin dünya ülkeleri arasında ilk 10'a girmesi olursa mesele kalmaz zaten. Bizim bunu başarmamız lazım.  İşte 17 Aralık'ta 25 Aralık'ta eğer biz dik durmasaydık kusura bakmayın ortada 'yargı' diye bir şey kalmayacaktı. 'Selam örgütü' diye bir örgüt uydurdular. İnanın kendileri gibi düşünmeyen herkesi şu anda toplamış olacaklardı. Şahsımı örgüt lideri yaparak hazırladıkları fezlekeyle sizler, yani burada özellikle kendilerine tabi olmayan kim varsa bunları alıp götüreceklerdi."

Erdoğan,  Başbakan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin "Pınarhisar'da yattığın günleri arayacaksın" dediğini, orada yatışının nedeninin asilliğinin ifadesi olduğunu vurgulayarak, "O günler Pınarhisar günleri senin düşündüğün ve düşlediğin günler değil zaten. Eğer bizim için o tür günler yine gelecekse biz öper başımıza koyarız. Bundan herhangi bir sıkıntımız yok. Yeri geldiği zaman Ziya Gökalp dersin, yeri geldiği zaman milletin talim terbiye Milli Eğitim'de bütün tavsiyesiyle 'minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker' cümlelerinden rahatsız oluyorsan, bu milletin seni gerekli olan yere zaten mahkum edecek" dedi.

-"Onları da sırtlarından hançerleyecekler"

CHP ve MHP'nin, Pensilvanya çetesinin arkasında durduğunu kaydeden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"CHP ile işlerini görecekler, MHP ile işlerini görecekler. Son kullanma tarihleri geçince onları da sırtlarından hançerleyecekler. Kim bunlara karşı dik duracak. Kılıçdaroğlu mu dik duracak? Devlet Bahçeli mi dik duracak? CHP'nin eski Genel Başkanı'na kurdukları tuzağın aynısını şimdiki Genel Müdür'e kurmayacaklarını mı zannediyorsunuz ve utanmadan, sıkılmadan anayasa oylamasında parlamentoda, burada bize bu haber geldiğinde Baykal ile ilgili onu o anda hemen Ulaştırma ve Haberleşme Bakanıma söylemek suretiyle yarım saat içerisinde yayından kaldıran benim. Fakat Kılıçdaroğlu hala bunu farklı şekilde yorumlama yollarına gidiyor. Çünkü kendisi o kasetle geldi. O kaset olmasaydı kendisi bugün buralarda olmayacaktı ve sayın Baykal'ın yanından çıktığı zaman adaylığı düşünmediğini söyleyen birisiydi değil mi? 24 saat içerisinde hemen aday oluverdi. Niye? Çünkü bunlar kasetlerle gelirler, kasetlerle giderler.

MHP'li vekilere kurdukları tuzağın aynısını Devlet Bahçeli'ye kurmayacaklar mı? MHP'li vekillerle ilgili olarak da yine aynı tavrı biz taşıdık ve onu da yayından süratle kaldırtan biz olduk. Yıllarca CHP Genel Merkezi'ni, vekilleri, MHP il başkanlıklarını, MHP vekillerini dinlemişler, izlemişler. Bu Pensilvanya çetesi varolduğu müddetçe o kayıtları da muhafaza edecek. Çünkü gün gelecek o kayıtlar da devreye girecek. Gün gelecek CHP'yi, MHP'yi yeniden dizayn etmek, bunlar için önemli, o kayıtlar da ortaya çıkacak. Biz sadece kendimiz için değil, CHP için de MHP için de siyasetin geleceği için de dik durduk ve dik duracağız. Nefes alıp, verdiğimiz müddetçe bu çetenin siyaseti yargıyı, yasamayı, hükümeti dizayn etmesine asla müsaade etmeyeceğiz. CHP ve MHP bu çeteyi korusa da, bu çeteyle yol arkadaşlığı yapsa da bu çetenin inlerine gireceğiz ve zaten girdik, giriyoruz.

12 yıl boyunca hangi çete ile mücadele ettiysek arkasında CHP vardı, MHP vardı. Bugün de bu ihanet şebekesine CHP ve MHP sahip çıkıyor. Ülke adına, millet adına, istikbalimiz adına, istiklalimiz adına bu çeteyle de mücadeleyi sürdürecek, bu ülkede 77 milyonun huzur içinde yaşadığı bir demokratik zemini, bir hukuk zeminini inşa edeceğiz."

- TBMM

Kaynak: AA / Politika

Recep Tayyip Erdoğan Devlet Bahçeli Pınarhisar Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title