Haberler

Afyonkarahisar'daki Mühimmat Deposundaki Patlamanın Davası

Afyonkarahisar'da 25 askerin şehit olduğu, 8'i asker 11 kişinin yaralandığı mühimmat deposu patlamasına ilişkin davanın görülmesine devam edildi

Afyonkarahisar'da 5 Eylül 2012'de 25 askerin şehit olduğu, 8'i asker 11 kişinin yaralandığı mühimmat deposu patlamasına ilişkin davanın görülmesine devam edildi.

Eskişehir 1. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen davada, tutuksuz sanıklar Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran, Üsteğmen Tuncay Aydın, 25 şehidin yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu.

Duruşmada tanık ve mağdur askerlerin ifadeleri okundu.

Tanık askerler ifadelerinde, mühimmat taşıma işlemi için askerlere her hangi bir eğitim verilmediği, sabah saat 07.00'dan gece saat 24.00'a kadar  çalıştırıldıkları, 3-4 saatte bir 10 dakika mola verildiğini, mühimmat sandıklarının kırık ve bakımsız olduğunu iddia etti.

Tanık erlerden İskender Dereli, ifadesinde mühimmat taşıma ve istifleme işlemleri sırasında çok çalıştıklarını ve mühimmat konusunda da eğitim almadıklarını kaydetti.

Yorgunluktan dolayı ilgilileri şikayette bulunduklarını savunan Dereli, takviye asker istediklerini ancak gelmediğini bildirdi.

Erlerden Aydın Demirel ise olay günü içtima bile yapmadıklarını öne sürerek, kısa ve uzun dönem askerler birlikte çalıştığını anlattı.

Yaklaşık 3-4 saatte bir 10 dakika mola verdiklerini vurgulayan Demirel, "Bedri Naim Başçavuş hatta bir ara, 'ben ömrümde bu kadar çok çalışmamıştım' dedi. Mühimmat sandıkları çürüktü. Bazı mühimmatlar dökülüyordu. Biz biraz olsun tecrübeliydik ama kısa dönemler tamamen tecrübesizdi, bu işte" dedi.

Osman Gökkaya da çalışma sırasında Başçavuş Bedri Naim'in Binbaşı Ali Duran'a "çocuklara fazla yormayalım, zorlamayalım" dediğini ancak Duran'ın "Hayır, bu iş çalışılacak ve bitecek. Gerekirse burada yatılacak" dediğini iddia etti.

Gökkaya, depoda çürük ve bozuk olan mühimmat kutularına tokmakla vurulduğunu söyledi.

Erlerden Durdu Şeker ise kısa dönem erlerin mühimmat taşıdığını ve gece geç vakitlere kadar çalıştıklarına değindi.

Işık olmadığından el feneri ve araç farıyla bölgeyi aydınlattıklarını belirten Şeker, "Kısa dönemler yeni gelmesine rağmen gece geç vakitlere kadar çalıştırılıyordu. Bu nedenle kısa dönemler bu işten dert yanıyordu. Hatta birkaç kez haklarını nerede arayacaklarını sordular" diye konuştu.

İzzettin Mızraklık da mühimmatları depoya gelişi güzel taşıdıklarını ifade ederek, mühimmat sandıkları bakımsızlığından dolayı komutanlar kendilerine uyarmadığını savundu.

Karargah'da yazıcı olarak görev yapan er Ramazan Yılmaz ise denetleme olacağı için geç saatlere kadar çalıştığını belirterek, kısa dönem erlerin geldiği gün çalıştırılmaya başlandığını vurguladı.

Çalışmaları gece geç saatlere kadar devam ettiğine değinen Yılmaz, "Banyo bile yapamıyorlardı. Bu işte çalışan ne kısa dönem ne de uzun dönem askerlere, eğitim, bilgi ve konferans verilmedi" dedi.

Olay günü mühimmat tasnifinde bulunan kısa dönem erlerden Fethi Tuna da astım hastası olduğunu ve bu yüzden barut kokusundan içeride çalışmadığını bildirdi.

Arkadaşların sabah saat 06.00'dan gece saat 01.00'e kadar çalıştığını kaydeden Tuna, şunları söyledi:

"Bedri Naim ve Murat Düger astsubaylar talimat gönderdi, mühimmatları dışarı çıkarttık. Ray sistemiyle istiflenecek mühimmatlar depo kısmına getiriliyordu. Gece depo da ışık yoktu. Jipin farından faydalanarak askerler mühimmatı alıp kapıya getiriyorlardı. Biz mühimmatları içeriye götürecektik ama yer sıkışıktı. Murat Düger 'fazla getirmeyin' dedi. Bundan 30 saniye sonra patlama meydana geldi. Ben 35 metre uzağa fırladım. Patlamadan yara almadan kurtuldum. Kulağımdaki basıncın etkisiyle duymuyordum. Ters istikamete doğru koştum. Bu sırada ikinci patlama oldu. Sırt ve kafamda yaralar meydana geldi. Üzerimde eşofman vardı. Köye gittim bir araç beni alıp ambulansa götürdü."

Olay gününden iki gün önce kulede iki gün üst üste nöbet tutan askerlerden Kadir Yaman  ise nöbet sırasında dürbünle etrafı gözetlediğini öne sürerek, "İstif yapılan bölgeye baktığımda çalışmaları gördüm. Askerlerin el bombalarıyla şakalaştığını, el bombalarının etrafa saçıldığını, kırık sandıkları gördüm. Bir sonraki gün dürbünle yine olay yerine baktığımda çalışmaların devam ettiğini gördüm" diye konuştu. - Eskişehir

Kaynak: AA / Güncel

Eskişehir Ali Duran Eylül Politika Güncel Haberler

title