Haberler

Adalet Bakanı Bozdağ: Vahşice İşlenmiş Cinayetler Konusunda Mahkemenin Alternatifleri Gözardı...

Adalet Bakanı Bozdağ, Zirve Yayınevi davasının sanıklarını tahliye edilmesini eleştirerek, "Kanunun yürürlüğe gireceğini göre göre kararını vermeyerek bir yanlışlık yaptı. Tahliye kararı verirken Ergenekon ile ilgili davadan da mahkum oldukları için o davada tutukluluk süresi dolmaması nedeniyle tutukluluğun devamına karar verebilirlerdi. Adli kontrol yoluyla karar vermesi gerekirken ayrıca bir eksiklik yapıldı.Şimdi bir savcı itiraz etse tutuklama kararı verebilir mi verebilir. İtiraz etmeden de mahkeme Ergenekon davasındaki süre nedeniyle tutuklama kararı verebilir. Bütün alternatifleri böylesi vahşice işlenmiş cinayetler konusunda mahkemenin göz ardı etmesini Adalet Bakanı olarak anlamakta zorlandığını ifade etmek isterim" dedi.

Bakan Bozdağ, TRT Haber canlı yayının da gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bozdağ, Gezi Parkı protestoları sırasında polisin attığı biber gazının başına isabet etmesi sonucu 269 gün komada kalan Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin, "Berkin Elvan hepimizin evladı. Böylesine bir olayda hayatını kaybetmiş olması hepimizi derin üzüntüye boğmuştur. Berkin Elvan'a gerçekleşen olayla ilgili bir soruşturma başlatıldığını biliyoruz, soruşturma devam ediyor. Soruşturma sonucunda, ihmal, kusur, kasıt her ne varsa kişiler ortaya çıkacak ve onlarla ilgili yasal müeyyideler neyse uygulanacaktır. Yargı süreçleri sağlıklı işleyecek sonucunda da bir karar verecektir" dedi.

-TUTUKLULUK İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR VERİNCE BİTER-

Özel yetkili mahkemelerin kapatılarak, tutukluluk süresinin 5 yıla inmesiyle başlayan Ergenekon Davası'nın sanıklarının tahliye sürecini değerlendiren Bozdağ, Türkiye'de herkesin tutuklu ve beraat konusunun karıştırıldığını belirterek, "Tutukluk yargılamanın başında şüpheli, sanık olan kişinin hüküm verilinceye kadar geçen süredeki halidir. Karar Yargıtay'ca onamayla kesinleşmeden geçen sürede hükmen tutuklu oluyor kişi. Artık tutukluluk statüsü sona eriyor, hükmen tutuklu oluyor, karar kesinleşince hükümlü statüsüne geçiyor. Türkiye'de bunlar karıştırılıyor" diye konuştu. Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru üzerine verdiği kararların, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun ve AİHM'in tutukluluk üzerine verdiği kararların da bu çerçevede olduğunu ifade eden Bozdağ, uzun tutuklulukla ilgili davalara itirazlar yapıldığını, mahkemelerin bunu değerlendirdiğini, tutukluluk süresinin hesabının da kişinin fiilen tutuklandığı tarih ile ilk derece mahkemesinin karar verdiği tarih olarak belirlediğini ifade etti. Türkiye'de ağır cezayı gerektiren suçlar için tutukluluk süresinin azami 5 yıl olduğunu kaydeden Bozdağ, "Bu 5 yılın hesabı, kişinin tutuklandığı tarihten, mahkemenin karar verdiği tarihe kadar geçen suredir. Sonraki sure azami sürenin hesabında dikkate alınmaz. Yargıtay'ın AİHM'in ve Anayasa Mahkemesi'nin uygulaması öyle. Çünkü artık tutukludan çıkmış ve hükmen tutuklu statündedir" dedi.

-TÜRKİYE'DE UZUNCA BİR ZAMANDIR UZUN TUTUKLULUKLAR ADETA CEZANIN İNFAZINA DÖNÜŞTÜ-

Ergenekon Davası'nın ilk derece aşamasın sona erdiğini anımsatan Bozdağ, bu davadan yargılanan sanıkların hükmen tutuktu statüsüne geçtiğini belirtti. Ergenekon Davası'nın sanıklarını tahliyesini değerlendiren Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Normalde ağır cezayı gerektiren suçlarda bizim hukukumuzda tutukluluk 2 yıldır, istisnai hallerde uzatılır, 5 yıl olur. TMK'da bir istisna daha getirilmiş, bir kat daha uygulanır diyor. Dolayısıyla 5 yılı 10 yıl uygulamış Türkiye. Yaptığımız düzenlemeyle bunu 5 yıla çektik. Hukuk devletinde herhangi bir kişi suç isnadıyla karşı karşıya kaldığında, aleyhinde bir dava açıldığında, bu davanın yargılaması 3 yıl 5 yıl sürüp eğer biz senin suçun şudur diyemiyorsak o zaman hukuk devletinin gereklerini yerine getiremiyoruz demektir. Türkiye'de uzunca bir zamandır uzun tutukluluklar adeta cezanın infazına dönüşmüştür. 2010 yılının sonunda 10 yıllık tutukluluk azami süresi yürürlüğe girdiğinde Hizbullah sanıklarından tahliyeler oldu. Bir insanı yargılanıyor, 10 yıl olmuş devlet olarak senin suçun şudur diyememişiz. Hatta o zaman 16 yıldır devam edenler vardı. Bu hukuk devleti bakımından bir ayıptır, eksikliktir, noksanlıktır. Mahkemelerin bunu dikkate alması lazım. Yargılamanın süratli yapılması için pek çok tedbir aldık ama maalesef hala uzadığını görüyoruz. Ergenekon tahliyelerinin gerekçelerine göre değerlendiğimizde bir kısmının uzun tutuklulukla ilgili yasanın yürürlüğe girmesiyle olduğunu görüyoruz."

-TUTUKLULUK SÜRESİ 10 YILDAN 5 YILA İNDİ DİYE VERİLEN KARARLARIN GEREKÇESİ DOĞRU DEĞİL-

Anayasa Mahkemesi'nin eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un hak ihlali tespitini de değerlendiren Bozdağ, Yüksek Mahkemenin bireysel başvuru kararı ile TMK'nın 10. Maddesiyle görevli mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin kararın eş zamanlı olduğunu belirtti. Başbuğ'un tahliyesini isabetli bir karar olarak değerlendiren Bozdağ, "Bu yasadan faydalanmak isteyen diğer kişilerle ilgili karar verilirken, görüyoruz ki bazı ağır ceza mahkemeleri tutukluluk süresini, bazı ağır ceza mahkemeleri de İlker Başbuğ kararını referans yapmıştır. Başbuğ'un gerekçeli kararına referans yapan tahliye kararları hukuken doğru gerekçelerdir, ancak tutukluluk süresi 10 yıldan 5 yıla indi diye verilen kararların gerekçesini doğru olmadığını ifade etmek isterim. Kararın verildiği tarihten sonra tutukluluk bitmiştir, hükmen tutukluluk başlamıştır. Tutuklukla ilgili düzenlemeler hükmen tutuklular için uygulanabilir nitelikte değildir" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin Başbuğ hakkında verdiği karar gerekçe gösterilerek yapılan tahliyelerin doğru olduğunu belirten Bozdağ, TMK 10. maddeyle görevli mahkemelerin kaldırılmasının ardından dosyalara yeni mahkemelerin bakacağını anımsatarak, dosyaların yeni bir gözle olaya bakılarak değerlendirileceğini ifade etti.

-7 AYDIR GEREKÇELİ KARARI YAZMAYANLARIN KUSURU YOK MU? -

Tahliyelerin ana nedeninin 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 7 ayı aşkın süredir gerekçeli kararı yazamamış olmamasından kaynaklandığını ifade eden Bozdağ, gerekçeli kararın halen yazılamamış olmasını eleştirdi. Yasanın mahkeme kararını verdiği an gerekçeli kararını açıklaması için 15 günlük bir süre verdiğini anımsatan Bozdağ, "8 ay bir mahkemenin verdiği kararın gerekçesini yazmamış olması hukuken kabul edilebilir bir durum değildir. Bu tahliyeleri medyada sadece TMK 10'un kalkmasıyla özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına, tutukluluk süresinin kısaltılmasına bağlayanlara, bu davaları bu kadar zaman uzatanların hiç kusuru yok mu? 7 aydır gerekçeli kararı yazmayanların kusuru yok mu? Bu gerekçeli kararları yazmayanlar tahliyelerin olmasına yol açmışlardır. Balyoz bitti. Yargıtay aşaması da bitti ve onama çıktı. Ergenekon davası Yargıtay'a gelmiş olsaydı belki şu ana kadar karar çıkacaktı" dedi.

-VAHŞİCE İŞLENMİŞ CİNAYETLER KONUSUNDA MAHKEMENİN ALTERNATİFLERİ GÖZ ARDI ETMESİNİ ANLAMIYORUM-

Zirve Yayınevi Davası'ndaki tahliyeleri de değerlendiren Bozdağ, davanın son duruşmasının 24 Şubat 2014'de yapıldığını, mahkemenin karar için duruşmayı Nisan ayının 10'una ertelediğini, mahkemenin böylesi bir tahliyenin olmasını ister gibi bir hava yaratıldığı izlenimi edindiğini anlattı. Mahkemelerin kamuoyunun suçüstü olarak bildiği davalarda karar verirken yeni yasal düzenlemeleri de hesaba katması gerektiğini ifade eden Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Mahkeme Zirve davasında tahliye kararı verirken Ergenekon ile ilgili kısımdan tutukluluğun devamına karar verebilirdi. Oradan tutukluluğun devamına da karar vermedi bu çok manidar. İlk tahliye kararı verirken ikameti terk etmeme gibi adli kontrole hükmetmedi. Savcılığın itirazı üzerine elektronik kelepçe uygulamasına karar veriyor. Bütün bunların bu kadar üst üste gelmesi, hukukun tanıdığı imkanların kullanılmaması herkesi rahatsız ediyor. Yasa bir imkan vermiş, böylesi bir olayda hakimler takdir hakkını kullanamayacak da hangi olayda kullanacak. Kanun 5 yıla indirdi, başka bir alternatifim yok derse o mahkemeye hak verirsin. Ama Mahkeme burada 3 seçeneğini de kullanmadı. Kanunun yürürlüğe gireceğini göre göre kararını vermeyerek bir yanlışlık yaptı. Tahliye kararı verilirken Ergenekon ile ilgili davadan da mahkum oldukları için o davada tutukluluk süresi dolmadığı için tutukluluğun devamına karar verebilirlerdi. Adli kontrol yoluyla karar vermesi gerekirken ayrıca bir eksiklik yapıldı. Ben o zaman HSYK Başkanı ve vatandaş olarak düşünüyorum, bu kadar eksiklik yetkin hakimler tarafından yapılmaması lazım. Elektronik kelepçe uygulaması bile itiraz üzerine verildi. Şimdi bir savcı itiraz etse tutuklama kararı verebilir mi, verebilir. İtiraz etmeden de mahkeme Ergenekon davasındaki süre nedeniyle tutuklama kararı verebilir. Bütün alternatifleri böylesi vahşice işlenmiş cinayetler konusunda mahkemenin göz ardı etmesini Adalet Bakanı olarak anlamakta zorlandığını ifade etmek isterim."

-GEREKÇELİ KARARIN YAZILMAMASINDA İYİ NİYET YOK-

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin mahkemeleri TBMM'nin kapatamayacağı yönündeki açıklamasını değerlendiren Bozdağ, söz konusu açıklamanın doğru olmadığını ifade etti. Kanunla kaldırılan mahkemelerin yargılama yetkisinin bulunmadığını ifade eden Bozdağ, hakimlerin kendilerini var olan mahkemenin hakimi olarak görmelerinin mümkün olmadığını anlattı. Tahliyelerin darbe geleneği ile yüzleşmesini etkimeyeceğini ifade eden Bozdağ, tahliyelerin mahkemelerin gerekçeli kararını yazmamış olmasının bir sonucu olduğunu, beraat anlamına gelmediğini, davaların Yargıtay'ın denetiminden geçeceğini anımsattı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararını 7 ayda yazamamasını eleştiren Bozdağ, gerekçeli kararın yazılamamasında iyi niyet bulunmadığını savundu. Dinlemelerin herkesi rahatsız ettiğini ifade eden Bozdağ, dinlemelere yasayla bir düzen getirdiklerini belirtti.

Kaynak: ANKA / Güncel

Anayasa Mahkemesi Bekir Bozdağ Yargıtay Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

Yarın okullar tatil mi? 29 Mart Cuma günü okullar tatil edildi mi, kaç gün tatil edildi? SEÇİM GÜNÜ YASAKLARI 2024: Seçim yasakları nelerdir, ne zaman başlıyor, bitiyor? OY KULLANMAMA CEZASI! Yerel seçimde oy kullanmama cezası var mı, ne kadar? Seçim tarihi değişir mi? Seçim ertelenirse ne zaman, hangi tarihte yapılır? İptal durumunda yeni seçim tarihini duyuruldu! NİSAN AYI MEMUR MAAŞLARI ERKEN ÖDENECEK Mİ? 2024 Nisan ayı memur maaşları bayramdan önce yatar mı? 2024 seçim görevi iptal etme! Seçim sandık görevi iptal edilir mi? Sandık görevine gitmeyenlere ne ceza verilir? YKS BAŞVURU TARİHİ | YKS son başvuru tarihi ne zaman? YKS'ye nereden başvurulur? ÖSYM Başvuru ekranı! IC ENTERRA YENILENEBILIR ENERJI HALKA ARZ NE ZAMAN? Ic Enterra Yenilenebilir Enerji halka arz talep toplama başladı mı, ne zaman başlıyor? 2024 KPSS başvuruları ne zaman? Başvuru nereden yapılır? ÖSYM BAŞVURU EKRANI! Seçmen kağıdı olmadan oy kullanılır mı? Seçmen kağıdı, oy kullanırken gerekli mi? Oy kullanırken gereken belgeler neler? Fenerbahçe ligden çekildi mi? Fenerbahçe ligden çekilecek mi, neden çekiliyor? 31 Mart 2024 Pazar günü havalar nasıl? Seçim günü hava nasıl olacak? İstanbul, Ankara ve İzmir'de hava nasıl? Emekli promosyonları bugün mü veriliyor? Emekli promosyon başvurusu nereden yapılır? 31 Mart Yerel Seçimleri 2. Tura kalırsa ne olur? Seçim ikinci tura kalırsa ne zaman, hangi tarihte yapılacak? Merve Veziroğlu'nun eşi tutuklandı mı? Merve Veziroğlu davasında son durum ne?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title