Haberler

12. Türk Arap Ekonomi Forumu

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, Borsa İstanbul'un bölgenin, İslam ülkelerinin gayrimenkul pazarı olacağını belirterek, "Bölgedeki gayrimenkul firmaları daha başlangıç aşamasında projelerini borsada satarak finansman temin edecekleri gibi daha geniş bir pazara da açılmış olacak.

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, Borsa İstanbul'un bölgenin, İslam ülkelerinin gayrimenkul pazarı olacağını belirterek, "Bölgedeki gayrimenkul firmaları daha başlangıç aşamasında projelerini borsada satarak finansman temin edecekleri gibi daha geniş bir pazara da açılmış olacak." dedi.

Karadağ, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) resmi desteğinde, Borsa İstanbul ve Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı iş birliğinde Al-Iktissad Wal-Aamal Group (AIWA) tarafından düzenlenen 12. Türk Arap Ekonomi Forumunda (TAF'2017) yaptığı konuşmada, Borsa İstanbul'un faaliyetleri ve iş birlikleri hakkında bilgi verdi.

Türk sermaye piyasalarında son 4 yılda çok büyük bir dönüşüm yaşandığını belirten Karadağ, Borsa İstanbul'un da burada başlıca aktör olduğunu kaydetti.

Karadağ, Borsa İstanbul'un basit bir borsa faaliyeti olmadığına dikkati çekerek, "2012 yılında Sermaye Piyasaları Kanunu kabul edildi ve bizim için bütün oyunun kurallarını değiştirdi. Her türlü finansal enstrüman bizim platformlarımız üzerinden alınıp satılıyor. Yatay entegrasyonu takiben takas öncesinden takas sonrasına kadar çok verimli iş modelimiz var." diye konuştu.

Türkiye'deki bankacılığın geldiği noktaya değinen Karadağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Bankacılıkta Türk ekonomisi doyuma geldi. Artık bankalar ve sermaye piyasalarıyla beraber menkul kıymet tarafını geliştirmemiz gerekiyor. Önümüzdeki dönemde sermaye piyasalarının daha aktif olacağını düşünüyoruz. Bu amaçla İslam Kalkınma Bankasının yeni başkanıyla birlikte mutabakat zaptı imzalayarak başta sukuk olmak üzere menkul kıymet alanında çok yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Bölgemizde daha çok finansal ürünlerin ve borsaların olduğu iş birliği alanlarını geliştireceğiz. Türkiye'de çok kuvvetli Kamu Özel Ortaklığı (PPP) projeleri var. Yakın gelecekte ilk ürün tanıtımını yapacağız, gayrimenkul sertifikaları var."

Karadağ, gelecek dönemde Türkiye'nin büyük PPP projelerini sukuk ve varlığa dayalı menkul kıymetler şeklinde ve çeşitli şekillerde borsada trade etmeyi hedeflediğini bildirerek, "Belki Varlık Fonu'nun da içinde olduğu iş birliği alanlarında birlikte geliştirilecek projelerde özellikle Arap dünyasından ortak projeleri de borsada trade edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Karadağ, bu ay sonu veya gelecek ayın başı gibi ilk gayrimenkul sertifikasının borsada alınıp satılmaya başlanacağını anımsatarak, "Gayrimenkul gibi çok katı bir varlığı likit varlıklara dönüştürüyoruz. Bu sertifika ile Türkiye'de beğendiğiniz gayrimenkul projelerine çok kolay bir şekilde sermaye piyasası aracı olarak yatırım yapabileceksiniz. Sertifika ilk ihracından sonra borsada işlem göreceği için proje sonunda ilgili gayrimenkul ile dönüştürülebilir olacak. Borsa olarak dileğimiz yakın gelecekte sıfır bürokrasi ile Katar'dan Suudi Arabistan'dan bir yatırımcının Türkiye'de dilediği gayrimenkulün bağımsız bölümünü satın alabilmesi." şeklinde konuştu.

Borsa İstanbul'un bölgenin, İslam ülkelerinin gayrimenkul pazarı olacağını ifade eden Karadağ, "Bölgedeki gayrimenkul firmaları daha başlangıç aşamasında projelerini borsada satarak finansman temin edecekleri gibi daha geniş bir pazara açılmış olacak." dedi.

Karadağ, İslami uyumluluğu olan helal ürünlerin finansal piyasalarda az olmasının sıkıntılı olduğunu vurgulayarak, "Önümüzdeki dönemde en azından ayda bir helal ürün tanıtımı hedefliyoruz. Burada sadece Türkiye'den ürünler olmayacak." diye konuştu.

"Türkiye ekonomik anlamda bir mucize"

Kuwait Finance House (KFH) Stratejiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fahad Al Mukhaizeem, ilk İslami banka olarak 1977'de kurulduklarını ve 40 yıldır faaliyette olduklarını belirterek, Kuveyt'te 2000 yılında itibaren resmi bankacılık sistemine dahil olduklarını söyledi.

Türkiye'nin Körfez ülkelerinin yatırımlarına katkı sağlamak amacıyla sunduğu ekonomik fırsatların bölgedeki yatırımların değerini artırdığını dile getiren Mukhaizeem, bu sayede Türkiye'nin Arap yatırımcılar için tercih edilen bir bölge olmaya devam ettiğini anlattı.

Mukhaizeem, Türkiye'nin gerçek anlamda bir ekonomik mucize olduğunu belirterek, " Türkiye, her ne kadar çalkantılı dönemlerden ve ekonomik krizlerden geçse de seri ve ekonomik reformlarla ve hükümetin attığı adımlarla hep kurtulmuştur. Türkiye mevcut konumundan varlıklı ve gelişmiş ülkeler arasına geçmeye çalışıyor. ve üretim ve imalata, teknolojik ürünlere odaklanarak bunu aşmak istiyor." dedi.

Coğrafi sıkıntılara rağmen Türkiye'nin 2017'de de büyümeyi sürdüreceğini vurgulayan Mukhaizeem, büyümede, gelişmede, sanayide, hizmetlerde ilerlemeye şahit olduklarını aktardı.

Mukhaizeem, "Türkiye'nin nüfusu çok genç. Türkiye birkaç yıl içinde ilk 10'a girecek GSMH açısından. Doğrudan yatırım var ve başka yatırımlar da geliyor." diye konuştu.

Türkiye'nin özellikle Körfez ülkeleri için kapılarını açtığını ve onlara kolaylık sağladığını belirten Mukhaizeem, burada ciddi kar da elde edilebildiğini söyledi.

"Türkiye'deki bankacılık teknolojisi iyi durumda"

QNB Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras, Türkiye'de son 15 yılda bankacılık sektörünün ciddi bir değişim yaşadığını belirterek, önemli bir büyüme sağlandığını söyledi.

Yabancı bankaların 2004 yılında Türkiye'deki bankacılık sisteminin sadece yüzde 3,5'ini temsil ettiğini dile getiren Aras, 2016'da bu rakamın yüzde 30'a çıktığını aktardı.

Aras, "Bankalardaki yüzde 50 sahipliğe ya da kredi kontrol komitelerine bakarsak yüzde 45'lere geldiğini görüyoruz. Yani büyük bir değişiklik var. Yabancı bankalar kurumsal bankalara daha iyi bir risk yönetim imkanı getirdiler aynı zamanda uluslararası piyasalara erişimi de sağladılar." dedi.

Türkiyeye gelen bankaların bankacılık teknolojilerini getirmediğine değinen Aras, şöyle devam etti:

"Çünkü Türkiye bankacılık sektöründe kullanılan teknoloji Türkiye'de faaliyet gösteren birçok uluslararası bankanın teknolojisinden daha iyi durumda. BBVA, UniCredit, BNB Paribas, ING... Çok iyi ve çok çeşitli uluslararası temsil var bankacılık piyasasında. Belki de bu ilgili hissedarlar en iyi teknolojiyi Türkiye'de kullanıyorlar. Türkiye dışına da kendi piyasalarına teknoloji transferi gerçekleştiriyorlar. Diğer önemli bir özelliği ve güçlü noktasına bakarsak Türkiye bankalarının sofistike, perakende ve KOBİ bankacılık modellerini görüyoruz."

"Türk bankaları Google, Apple gibi şirketleri rakip olarak görecek"

Aras, Türkiye'de son derece güçlü bir kredi kartı faaliyeti olduğunu ve kullanılan teknolojinin çok ileri olduğunu kaydederek, KOBİ'lere kredi verilmesinin son 2-3 yılın odak noktasını teşkil ettiğini bildirdi.

Türkiye'de bankacılık sisteminde, kredi kartı ve tüketici kredilerinde yapay zeka kullanıldığını dile getiren Aras, şunları söyledi:

"Tüketici kredilerinde insan faktörü azaldı, KOBİ bankacılığında da yapay zeka öne çıkmaya başladı. Bu, Türk bankalarının güçlü noktası ve diğer pazarlara aktarılabilecek bir teknoloji. Dijital bankacılık çok hızlı büyüyor. Bütün bankalar dijital bankacılığa yatırım yapıyor. Biz hem dijital platformlara yatırım yapıyoruz, hem de Enpara adında tamamen online bir bankacılık uygulaması başlattık. Bu da bizim ana hissedarlarımız açısından yani ülke dışına aktarabileceğimiz çok önemli bir bankacılık uygulaması.

Ülkenin genç popülasyonu ve cep telefonlarının penetrasyonuyla mobil bankacılığın hem Türkiye'de hem de dünyada bankacılığın geleceği olarak düşünüyoruz. Türk bankaları belki de Google, Apple gibi şirketleri rakip olarak görecek ileride. Yani dijitalleşmeden dolayı gelen bir yıkıcı güç var. ve bankacılar buna hazır olsun. Bu konularda rekabet edebilsin."

- "Türkiye gibi dinamik bir ülkedeyiz ve hızlı büyüyoruz"

Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Malek Khodr Temsah, bankanın, Türkiye'deki katılım bankacılığının büyümesi ile eş zamanlı olarak büyüdüğünü belirterek, 2000'li yıllarında başında 24 olan şube sayılarının 220'ye yaklaştığını söyledi.

Kredi portföylerinin yüzde 15'ini perakende sektörüne verdiklerini dile getiren Temsah, yüzde 42'sini kurumlara, yüzde 43'nün ise KOBİ'lere verildiğini aktardı.

Temsah, Türkiye'de katılım bankacılığı sektörünün payının toplamın içinde yüzde 5 ile yüzde 5,5 civarında olduğunu kaydederek, konuya ilişkin rakamları paylaştı.

Türkiye'nin katılım bankacılığı açısından bütüncül ve sistematik çalışma neticesinde güzel bir mevzuat oluşturulduğunu dile getiren Temsah, "Türk yetkililer Arap ortaklarla birlikte katılım bankacılığını bir gereç ve yöntem olarak gördü." dedi.

Temsah, son dönemde Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım'ın da sektöre girdiğini anımsatarak, "Albaraka Türk, katılım bankacılığının başından beri rol oynuyor. Türkiye gibi dinamik bir ülkedeyiz ve hızlı büyüyoruz. Kamu makamlarına desteklerinden ötürü minnettarız." diye konuştu.

Kaynak: AA / Ekonomi

Borsa İstanbul Karadağ Türkiye Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title